Başbakanlık

Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğünce Yayımlanır

 Kuruluş : 7 Ekim 1920

23 Kasım 2002

CUMARTESİ

Sayı : 24945

Å ÖNCEKİ

SONRAKİ

Æ

YÜRÜTME VE İDARE BÖLÜMÜ

 

Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kararı

— Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna Ait Karar (No: 520)

 

Yönetmelik

— Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Tüketici ve Rekabet Uzmanlığı Sınav ve Çalışma Esasları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik

 

YARGI BÖLÜMÜ

 

Yargıtay Kararları

— Yargıtay 11. ve 14. Hukuk Dairelerine Ait 3 Adet Karar


YÜRÜTME VE İDARE BÖLÜMÜ

Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kararı

Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanlığından:

Karar Tarihi : 14.11.2002

Karar No : 520

Gerek yerel mahkemelerde ve gerekse Yüksek Yargıtayın iş davalarına bakan Dairelerinde, büyük şehir belediyesi sınırları içerisinde bulunan merkez ilçe ile diğer ilçelerdeki iş uyuşmazlıklarına hangi yer iş veya asliye hukuk mahkemesinin bakacağı konusunda tereddütler bulunduğu, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından iş mahkemelerinin yargı çevresinin belirlenmesiyle ilgili daha önce bu konuda verilen sınırlı sayıdaki kararların önemli bir bölümünün de az sayıda il veya ilçeleri kapsaması karşısında; "iş uyuşmazlıklarının hangi yer iş mahkemesinde yahut iş mahkemesi sıfatıyla asliye hukuk mahkemesinde çözümleneceği konusunda, tüm adlî teşkilatı kapsayacak genel bir Yüksek Kurul kararına gereksinim doğduğundan",

2992 sayılı Adalet Bakanlığının Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanunun 2/b, 2461 sayılı Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanunu'nun 4/2, 3030 sayılı Büyük Şehir Belediyelerinin Yönetimi Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkındaki Kanunun 5/3 ve 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 1/3. maddeleri uyarınca,

I — Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun, iş mahkemelerinin yargı çevrelerinin belirlenmesiyle ilgili olarak daha önce vermiş olduğu, aşağıdaki ilkelere aykırı tüm kararlarının kaldırılmasıyla,

II — Büyük şehir belediyesi sınırları içerisindeki merkez ilçe ile diğer ilçelerin adı ile kurulu ağır ceza merkezlerinde oluşturulan müstakil iş mahkemelerinin yargı çevresinin, yalnız büyük şehir belediyesi sınırları içerisinde kalan ilçeleri kapsamına alacak biçimde, ağır ceza mahkemesinin yargı çevresi olarak tespitine,

III — Büyük şehir belediyesi oluşturulmamış il ve ilçe ağır ceza merkezleriyle ağır ceza mahkemesi bulunmayan (büyük şehir belediye hudutları içerisindekiler dahil olmak üzere) ilçelerde kurulu müstakil iş mahkemelerinin yargı çevresinin, merkez ilçe ile ilçe idarî teşkilât sınırları olarak belirlenmesine,

IV — Müstakil iş mahkemesi kurulmamış olan il merkezleri ile ağır ceza mahkemesi bulunan ve bulunmayan (büyük şehir belediye sınırları dışında kalan mülhakatlar da dahil olmak üzere) diğer ilçelerde, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’ndan kaynaklananlarla özel kanunlarda iş mahkemesinde görüleceği belirtilen iş davalarının, yargı çevreleri asliye hukuk mahkemesinin yargı çevresi ile aynı olmak üzere;

1) Bir asliye hukuk mahkemesi olan yerlerde bu mahkemede,

2) Birden fazla asliye hukuk mahkemesi bulunan yerlerde, l numaralı asliye hukuk mahkemesinde çözümlenmesine,

V — Bu kararın ilânına kadar açılmış olan davaların açıldığı mahkemelerde görülmeye devam olunması, ilândan sonra açılacak davaların belirlenen yeni yargı alanlarına göre açılmaları gerektiğine,

Karar verilmiştir.

Sayfa Başı


 Yönetmelik

Sanayi ve Ticaret Bakanlığından :

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Tüketici ve Rekabet Uzmanlığı Sınav ve Çalışma Esasları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik

MADDE 1 — 24/4/1995 tarihli ve 22267 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Tüketici ve Rekabet Uzmanlığı Sınav ve Çalışma Esasları Yönetmeliğinin 3 üncü maddesindeki tanımlara aşağıdaki tanım eklenmiş ve "Giriş Sınavı" tanımı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"KPSS (Kamu Personel Seçme Sınavı): Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi tarafından yapılan Kamu Görevlerine İlk Defa Atanacaklar İçin Yapılacak Sınavı,"

Giriş Sınavı: KPSS sınavından sonra yapılacak yazılı ve/veya sözlü sınav,"

MADDE 2 — Aynı Yönetmeliğin 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"f) KPSS' ye girmek ve sınav sonucunda, ilanlarda Bakanlıkça belirtilen şartlara sahip olmak,"

MADDE 3 — Aynı Yönetmeliğin 5 inci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"KPSS’ ye iştirak eden adaylar, Genel Müdürlükçe ilan edilecek usul ve esaslar kapsamında yazılı ve/veya sözlü sınava çağrılır.

Giriş sınavına, açıktan atama izni alınmış kadro veya pozisyon kontenjan sayısının en fazla 20 katı kadar aday, başvuranların KPSS’deki başarı sıralaması önceliği esas alınarak kabul edilir. "

MADDE 4 — Aynı Yönetmeliğin 7 nci maddesinin birinci fıkrası ve aynı fıkranın (g) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"KPSS sınavına iştirak eden adaylar, yazılı ve/veya sözlü sınavdan önce aşağıdaki belgeleri Genel Müdürlüğe teslim etmek zorundadır."

"g) KPSS sınav sonuç belgesinin aslı ya da onaylı örneği."

MADDE 5 — Aynı Yönetmeliğin 14 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Sözlü sınav, sınav kurulu tarafından yazılı sınav konularından ve tüketicinin korunması mevzuatından yapılır. Bu sınavda, ayrıca, adayların genel kültür bilgilerinin yoklanması yanında zeka, anlama, algılama, anlatım ve temsil yeteneği gibi özellikleri de değerlendirilerek, adaylara sınav kurulu tarafından ayrı ayrı puan verilir. Bu puanların aritmetik ortalaması sözlü sınav sonucunu gösterir. Sözlü sınavda geçer puan 100 tam puan üzerinden 70’tir.

Adayların giriş sınav puanı, yazılı ve/veya sözlü sınav puanının aritmetik ortalamasıdır. Sınav puanının eşit olması durumunda yabancı dil puanı yüksek olana öncelik tanınır."

Yürürlük

MADDE 6 — Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 7 — Bu Yönetmelik hükümlerini Sanayi ve Ticaret Bakanı yürütür.

Sayfa Başı


YARGI BÖLÜMÜ

Yargıtay Kararları

Yargıtay 11. Hukuk Dairesinden :

Esas No

: 2002/6609

Karar No

: 2002/6494

Mahkemesi

: İstanbul Yüksek Dereceli Hukuk Hakimliği

Günü

: 22.03.2002

Sayısı

: 2002/13-2002/37

Davacı

: TEİAŞ

Davalılar

: 1 - İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı

2 - Hona İnşaat A.Ş.

 

3 - Çelikler İnşaat A.Ş.

Taraflar arasında görülen davada İstanbul Yüksek Dereceli Hukuk Hakimliği'nce verilen 22.03.2002 tarih ve 2002/13-2002/37 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi istenmiş olmakla, dava dosyası için düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, müvekkiline ait yer altı kablolarının davalı belediye adına diğer davalı şirketler tarafından yapılan kazı çalışmaları sırasında zarara uğratıldığını ileri sürerek, 254.634.380.000-lira tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Belediye Başkanlığı vekili, derdestlik itirazında bulunarak, davada zamanaşımının dolduğunu, istenen tazminat tutarının abartıldığını ileri sürerek, davanın reddini savunmuştur.

Diğer davalı şirket vekilleri, aynı konuda İstanbul Asliye 3. Ticaret Mahkemesinde açılan davanın derdest olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, Hakem sıfatıyla yapılan yargılama sonucu, davalı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı aleyhindeki davanın kesin hüküm nedeniyle reddine, diğer davalı şirketler hakkında dava daha önce açılan davanın reddine dair verilen mahkeme kararı kesinleştiğinden bu davalılar bakımından yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, davacı vekilinin itirazı red edilmiştir.

Kesin karar aleyhine Adalet Bakanlığı'nın yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına bozma istenilmiştir.

Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan davada 3533 sayılı yasa gereğince Hakem sıfatında verilen hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığı'nın yazısı üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra, gereği düşünüldü;

Davacı TEİAŞ Genel Müdürlüğü vekili, 3533 sayılı yasa uyarınca hakem sıfatıyla açtığı davada, davalı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı adına iş yapan diğer davalı üç şirketin müvekkiline ait kablolara verilen zararın tazminine karar verilmesini talep etmiştir.

İstanbul Yüksek Dereceli Hukuk Mahkemesi Hakem sıfatıyla, davalı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı aleyhindeki davanın kesin hüküm nedeniyle reddine, yine diğer davalı şirketler aleyhine daha önce açılan davanın reddine dair mahkeme kararının kesinleşmiş olması nedeniyle haklarında yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir.

Dosya arasına alınan İstanbul Asliye 3.Ticaret Mahkemesi'nin 1999/851 Esas sayılı dosyasında, davacı TEİAŞ tarafından İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve diğer İki davalı şirket aleyhine aynı nedenle tazminat isteminde bulunulmuş, mahkemece İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı aleyhindeki davanın takipsiz bırakıldığından açılmamış sayılmasına, diğer davalılar aleyhindeki davanın ise zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş ve bu karar Dairemizce onanarak kesinleşmiştir.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na karşı ilk açılan davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş olması nedeniyle, bu konudaki kesinleşen karar kesin hüküm niteliğinde değildir.

Ayrıca, davaya 3533 sayılı kanun gereğince Hakem sıfatıyla bakıldığından, kamu kurumu niteliğinde bulunmayan davalı şirketler hakkındaki davaların birlikte görülmesine olanak bulunmadığından, bu davalılarla ilgili davaların ayrılarak görevli genel mahkemelere gönderilmesi gerekirdi.

Açıklanan bu nedenlerle kanun yararına bozma isteğinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın HUMK.nun 427/6 ncı maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeplerden dolayı kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere kanun yararına BOZULMASINA, 11.10.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

—— • ——

Yargıtay 14. Hukuk Dairesinden :

Esas

: 2002/6609

Karar

: 2002/6494

Mahkemesi

: Hüyük Asliye Hukuk "Hakem sıfatı ile"

Tarih

: 26.9.2000

Numarası

: 2000/16-326

Davacı

: Burunsuz Belediye Başkanlığı

Davalı

: Hazine

Müdahil Dava

: Orman Genel Müdürlüğü

Dahili Davalı

: İmrenler Belediyesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 8.2.2000 gününde verilen dilekçe ile tapuda cins tashihi (mera) olduğunun tespiti istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 26.9.2000 günlü kesinleşen hakem kararının, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 9.9.2002 gün ve 2002131337 sayılı tebliğnamesi ile H.U.M.K. 427/6. maddesi gereğince kanun yararına bozulması istenilmiş olmakla, dosya ve içersindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı Burunsuz Belediye Başkanlığı vekili tarafından 8.2.2000 tarihli dilekçe ile davalı Hazine aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesine açılan davada, ham toprak cinsi ile Hazine adına kayıtlı 6571 sayılı parselin tapusunun iptali ile cinsinin mera olarak sınırlandırılmasını ve tapu kütüğüne işlenmesini istemiştir. Hüyük Asliye Hukuk Mahkemesince 1.5.2000 tarihli celsede ara kararı ile davanın hakem sıfatı ile görülmesine karar verilip yargılama sonunda davanın kabulüne 6571 sayılı Hazine adına tapuda kayıtlı taşınmazın cinsinin mera niteliğinde olduğunun tespitine dair verilen kararın itiraz yolundan geçerek kesinleştiği görülmüştür.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı başlangıçta Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davanın, ara kararı ile hakem sıfatı ile görülmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu nedeni ile kanun yararına bozulmasını istemiştir.

Taraflar arasındaki uyuşmazlığın 3533 sayılı yasa hükümleri çerçevesinde çözümlenmesi gerekmektedir. Dairemizin 23.6.1994 gün ve 1994/3061 Esas ve 1994/6741 sayılı İçtihadında açıklandığı üzere, Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan bu davada, mahkemece davacıya taşınmazın niteliğinin tespiti için hakeme başvurması yolunda süre verilmesi ve hakem mahkemesinin vereceği tespit kararından sonra Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış olan bu davaya devam olunması gerekir iken, hakeme açılmış bir dava olmadığı halde ara kararı ile davanın hakem sıfatı ile görülmesine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

SONUÇ: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının H.U.M.K.nun 427/6. maddesine dayalı Kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeplerden dolayı kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA ve gereği yapılmak üzere kararın bir örneği ile dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine 7.10.2002 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

—— • ——

Yargıtay 14. Hukuk Dairesinden :

Esas

: 2002/6607

Karar

: 2002/6495

Mahkemesi

: Köprüköy Asliye Hukuk

Tarih

: 11.9.2001

Numarası

: 2001/118-2001/101

Davacı

: Kamil Bayoğlu

Davalı

: Tapu Sicil Müdürlüğü

Davacı tarafından, davalı aleyhine 11.9.2001 gününde verilen dilekçe ile tapuda isim tashihi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 11.9.2001 günlü temyiz edilmeden kesinleşen hükmün, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 6.9.2002 gün 2114217 sayılı tebliğnağmesi ile HUMK.nun 427/6.maddesi gereğince Kanun yararına bozulması istenilmiş olmakla, dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı, 21.9.2001 tarihli dilekçesi ile dilekçesine ekli parsel sayılı taşınmazlarda murisi babasının tapu kayıtlarında "Zekariya oğlu Aslan Bayoğlu" olarak yazılı isminin nüfus kaydına uygun olarak "Zekeriya oğlu Arslan Bayoğlu" şeklinde düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilerek talep de aşılmak suretiyle Köprüköy İlçesi Eğirmez Köyünde bulunan tüm taşınmazların tapu kayıtlarında ki Aslan ve Zekariya olan isimlerin "Zekeriya oğlu Arslan Bayoğlu" olarak düzeltilmesine karar verilmiş ve bu karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca, hükmün, taraf teşkili sağlanmadan ve istek de aşılarak kurulmasının doğru olmadığı ileri sürülerek Kanun yararına bozulması istenmiştir.

l.l.2002 tarihinde yürürlüğe giren yeni Türk Medeni Kanununun 702. maddesinin son fıkrası ile ortaklardan her birinin topluluğa giren hakların korumasını sağlayabileceği ve bu korumadan bütün ortakların yararlanabilecekleri öngörülmüş olmakla, artık elbirliği mülkiyetinde ortaklardan herhangi birinin tek başına tapuda miras bırakanla ilgili düzeltme isteyebileceği sonucuna varıldığından, tebliğnağmedeki önceki Medeni Kanunun 581.maddesi uyarınca davacı yönünden taraf teşkilinin yerine getirilmediğine ilişkin bozma nedenine iştirak olunmamıştır.

Ancak; Mahkemece, sadece dava dilekçesinde parsel numaraları yazılı taşınmazlara ait kayıtlar için düzeltme kararı verilmesi gerekir iken talep aşılarak infazda kuşkuya yol açar biçimde, hiçbir parsel numarası belirtilmeksizin köye ait tapu sicilindeki "tüm taşınmazların" denilmek suretiyle düzeltme kararı verilmesi yasaya aykırı olup Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının temyiz istemi bu nedenle yerinde görülmüştür.

SONUÇ: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının HUMK.nun 427/6.maddesine dayalı Kanun yararına bozma isteğinin, yukarıda açıklanan sebeplerden dolayı kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA ve gereğinin yapılmak üzere kararın bir örneği ile dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 7.10.2002 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Sayfa Başı