Başbakanlık

Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğünce Yayımlanır

 Kuruluş : 7 Ekim 1920

10 Temmuz 2004

CUMARTESİ

Sayı : 25518

 

Å ÖNCEKİ

SONRAKİ

Æ

YÜRÜTME VE İDARE BÖLÜMÜ

Bakanlar Kurulu Kararı

2004/7549 Özel Tüketim Vergisi Tutarlarının Belirlenmesine İlişkin Karar

Atama Kararı

— Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna Ait Atama Kararı

Yönetmelik

— Milli Kütüphane Kullanıcı Hizmetleri Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik

Tebliğ

— Petrol Ürünleri İthalinde Uygulanacak Esaslar Hakkında Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (PİGM-2004/2)

YARGI BÖLÜMÜ

Anayasa Mahkemesi Kararı

— Anayasa Mahkemesinin E: 2003/98 (1136 Sayılı Avukatlık Kanunu ile İlgili), K: 2004/31 Sayılı Kararı

Yargıtay Kararları

— Yargıtay 2. Hukuk Dairesine Ait 2 Adet Karar


YÜRÜTME VE İDARE BÖLÜMÜ

Bakanlar Kurulu Kararı

Karar Sayısı : 2004/7549

Özel tüketim vergisi tutarlarının belirlenmesine ilişkin ekli Karar’ın yürürlüğe konulması; Maliye Bakanlığı’nın 21/6/2004 tarihli ve 028610 sayılı yazısı üzerine, 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu’nun 12 nci maddesine göre, Bakanlar Kurulu’nca 1/7/2004 tarihinde kararlaştırılmıştır.

 

Ahmet Necdet SEZER

CUMHURBAŞKANI

Recep Tayyip ERDOĞAN

     

Başbakan

     

A.GÜL

A. ŞENER

M. A. ŞAHİN

B. ATALAY

Dışişleri Bak. ve Başb. Yrd.

Devlet Bak. ve Başb. Yrd.

Devlet Bak. ve Başb. Yrd.

Devlet Bakanı

A. BABACAN

M. A. ŞAHİN

G. AKŞİT

K. TÜZMEN

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı V.

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

C. ÇİÇEK

M. V. GÖNÜL

A. AKSU

K. UNAKITAN

Adalet Bakanı

Milli Savunma Bakanı

İçişleri Bakanı

Maliye Bakanı

H.ÇELİK

Z. ERGEZEN

R. AKDAĞ

B. YILDIRIM

Milli Eğitim Bakanı

Bayındırlık ve İskan Bakanı

Sağlık Bakanı

Ulaştırma Bakanı

B. ATALAY

M. BAŞESGİOĞLU

A. COŞKUN

 

Tarım ve Köyişleri Bakanı V.

Çalışma ve Sos. Güv. Bakanı

Sanayi ve Ticaret Bakanı

 

M. H. GÜLER

E. MUMCU

O. PEPE

 

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı

Kültür ve Turizm Bakanı

Çevre ve Orman Bakanı

 

 

Sayfa Başı


Atama Kararı

 

Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanlığından:

5190 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunda Değişiklik Yapılması ve Devlet Güvenlik Mahkemelerinin Kaldırılmasına Dair Kanun ile kapatılan Devlet güvenlik mahkemelerinde görev yapan hâkim ve Cumhuriyet savcıları ile Adlî Yargı hâkim ve Cumhuriyet savcılarının atanmalarına ilişkin kararname aşağıda gösterilmiştir.

 

 

KARAR: 01.07.2004 / 07

 

 

İzmir Cumhuriyet Savcılığına, İzmir Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı 17777 İsmet GÖRÜR,

Ankara Hâkimliğine, Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Asıl Üyesi 18454 Süreyya GÖNÜL,

İzmir Hâkimliğine, İzmir Devlet Güvenlik Mahkemesi Asıl Üyesi 19017 Mehmet Erden YANDIMATA,

İstanbul Hâkimliğine, İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Yedek Üyesi 19309 Erdem Türer METİN,

İstanbul Hâkimliğine, İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Asıl Üyesi 19409 Mustafa ERSİN,

Ankara Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığına, Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Başkanı 20156 Mehmet Orhan KARADENİZ,

İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığına, İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Başkanı 20199 Şerafettin İSTE,

Ankara Hâkimliğine, Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Yedek Üyesi 20585 Rüstem ÇİLOĞLU,

Ankara Hâkimliğine, Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Asıl Üyesi 20641 İsmail TİRYAKİ,

Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekilliğine, Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcısı 20654 Fevzi ELMAS,

Beyoğlu Cumhuriyet Savcılığına, İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı 20840 Muzaffer YALÇIN,

İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığına, İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Başkanı 20909 Köksal ŞENGÜN,

Malatya Hâkimliğine, Malatya Devlet Güvenlik Mahkemesi Yedek Üyesi 20964 Kâmil YILDIZ,

İstanbul Hâkimliğine, İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Asıl Üyesi 20970 Arif Engin KONUK,

İzmir Cumhuriyet Savcılığına, İzmir Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı 20988 Fevzi TETİK,

İstanbul Hâkimliğine, İstanbul Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi Başkanı 21400 Cemal IŞIK,

Ankara Cumhuriyet Savcılığına, Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı 21749 Dilaver KAHVECİ,

İzmir Cumhuriyet Savcılığına, Malatya Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcısı 21799 Mustafa TANRIKULU,

İzmir Cumhuriyet Savcılığına, İzmir Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı 21826 Burhan YILDIZ,

İzmir Cumhuriyet Başsavcı Vekilliğine, İzmir Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcısı 21885 Mehmet DOĞAR,

İzmir Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığına, İzmir Devlet Güvenlik Mahkemesi Başkanı 21907 Galip Dinçer CENGİZ,

İstanbul Cumhuriyet Savcılığına, İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı 22030 Ahmet AYVAZ,

İstanbul Cumhuriyet Savcılığına, İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı 22794 Turan ÇOLAKKADI,

Adana Cumhuriyet Başsavcı Vekilliğine, Manisa Cumhuriyet Savcısı 22979 Mithat ÇUBUKÇU,

İstanbul Cumhuriyet Savcılığına, İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı 22994 Hüseyin Nazmi OKUMUŞ,

İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığına, İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Başkanı 23083 Vedat YILMAZABDURRAHMANOĞLU,

İzmir Cumhuriyet Savcılığına, Adana Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı 23418 Kasım YAĞMUR,

İstanbul Cumhuriyet Savcılığına, İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı 23574 Selahattin DEMİR,

İstanbul Hâkimliğine, İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Yedek Üyesi 23582 Özdemir AKON,

Adana Cumhuriyet Savcılığına, Adana Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı 23609 Semih ÜRETEN,

İstanbul Hâkimliğine, İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Asıl Üyesi 23769 Zafer BAŞKURT,

Antalya Hâkimliğine, Adana Devlet Güvenlik Mahkemesi Başkanı 23780 Mustafa ŞAHİN,

Fatih Cumhuriyet Savcılığına, İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı 23783 Ali YORULMAZ,

Ankara Cumhuriyet Savcılığına, Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı 23839 Hamza KELEŞ,

İzmir Hâkimliğine, İzmir Devlet Güvenlik Mahkemesi Asıl Üyesi 23888 Güngör TOSUNOĞLU,

Manisa Cumhuriyet Savcılığına, İzmir Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı 24316 Halil CANTEMİR,

İzmir Cumhuriyet Savcılığına, Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcısı 24374 Şaban ERTÜRK,

İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığına, İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Başkanı 24384 Nurettin AK,

İstanbul Hâkimliğine, İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Asıl Üyesi 24462 Erkan CANAK,

İstanbul Hâkimliğine, İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Asıl Üyesi 24472 Ali Tamer TARGAN,

Zeytinburnu Hâkimliğine, İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Yedek Üyesi 24498 Metin Doğan AYKANLI,

İstanbul Cumhuriyet Savcılığına, Zeytinburnu Cumhuriyet Savcısı 24521 Cuma ÖZDEMİR,

İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığına, İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Başkanı 24570 Metin ÇETİNBAŞ,

Ankara Hâkimliğine, İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Başkanı 24595 Ahmet Turgut TUNCAY,

İstanbul Hâkimliğine, İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Asıl Üyesi 24611 İsmail GÜNDÜZ,

İstanbul Hâkimliğine, İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Asıl Üyesi 24706 Ramazan UÇAK,

İzmir Hâkimliğine, İzmir Devlet Güvenlik Mahkemesi Yedek Üyesi 24710 Hasan DİNÇ,

İstanbul Cumhuriyet Savcılığına, İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı 24912 Kaya KABACAOĞLU,

Ankara Cumhuriyet Savcılığına, Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı 25120 Şemsettin ÖZCAN,

İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekilliğine, İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcısı 25145 Abdulkadir İLHAN,

Ankara Hâkimliğine, Ankara Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi Başkanı 25465 Serdar ARIKAN,

Edirne Cumhuriyet Savcılığına, Adana Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı 25477 Nevzat İNANOĞLU,

Kartal Hâkimliğine, İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Asıl Üyesi 25653 İbrahim Fikri TALMAN,

Diyarbakır Hâkimliğine, Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi Yedek Üyesi 25908 Eyyüp İZGİ,

İstanbul Hâkimliğine, İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Asıl Üyesi 25941 Kemal CAN,

Karşıyaka Hâkimliğine, Erzurum Devlet Güvenlik Mahkemesi Başkanı 25992 Bayram YILMAZ,

İzmir Cumhuriyet Savcılığına, Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı 25997 Kemal ESENKAYA,

Ankara Cumhuriyet Savcılığına, Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı 26041 Ömer Süha ALDAN,

Ankara Hâkimliğine, Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Başkanı 26059 Yunus KARABIYIKOĞLU,

İstanbul Cumhuriyet Savcılığına, İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı 26208 Kadir Nazmi YELKENCİ,

Kartal Cumhuriyet Savcılığına, İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı 26233 Ahmet KELEBEK,

İstanbul Hâkimliğine, İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Asıl Üyesi 26486 Raşit Ergin ŞERAN,

Diyarbakır Hâkimliğine, Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi Asıl Üyesi 26487 Cüneyt Galip İPEK,

Fatih Cumhuriyet Savcılığına, İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı 27094 Hasan ÜLGÜNAR,

İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığına, İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Asıl Üyesi 27560 Şeref AKÇAY,

Bursa Cumhuriyet Başsavcı Vekilliğine, Adana Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı 27586 Vural EKİZ,

Malatya Hâkimliğine, Malatya Devlet Güvenlik Mahkemesi Asıl Üyesi 27729 Ali YÜCEER,

İstanbul Cumhuriyet Savcılığına, İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı 27747 Abdulaziz ÖZATLAN,

Adana Hâkimliğine, Adana Devlet Güvenlik Mahkemesi Asıl Üyesi 27787 Fikri YILMAZ,

İstanbul Hâkimliğine, İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Asıl Üyesi 27828 Ahmet KORKUSUZ,

Ankara Hâkimliğine, Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Asıl Üyesi 27851 Mehmet MARAŞ,

Karşıyaka Hâkimliğine, Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi Asıl Üyesi 27933 Mehmet İNAN,

Antalya Hâkimliğine, Adana Devlet Güvenlik Mahkemesi Asıl Üyesi 27969 Mustafa KÖSE,

İstanbul Cumhuriyet Savcılığına, Bağcılar Cumhuriyet Savcısı 28115 Dr. İdris ERMEYDAN,

İzmir Cumhuriyet Savcılığına, Malatya Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı 28141 Mehmet OĞUR,

Samsun Hâkimliğine, Adana Devlet Güvenlik Mahkemesi Başkanı 28197 Sinan SÖNMEZ,

Beyoğlu Cumhuriyet Savcılığına, İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı 28205 Mustafa EROL,

İstanbul Hâkimliğine, Van Devlet Güvenlik Mahkemesi Yedek Üyesi 28298 Hasan Hüseyin ÖZESE,

İstanbul Cumhuriyet Savcılığına, İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı 28340 Ali Cengiz HACIOSMANOĞLU,

Adana Hâkimliğine, Adana Devlet Güvenlik Mahkemesi Yedek Üyesi 28344 Sunay EDİPOĞLU,

Yalova Hâkimliğine, Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi Asıl Üyesi 28363 Mümin SAĞLAM,

Adana Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığına, Adana Devlet Güvenlik Mahkemesi Asıl Üyesi 28364 Ahmet KARPUZCU,

Denizli Hâkimliğine, Van Devlet Güvenlik Mahkemesi Başkanı 28370 Yakup KUKUL,

İstanbul Cumhuriyet Savcılığına, Zeytinburnu Cumhuriyet Savcısı 28520 Mehmet AYHAN,

Adana Hâkimliğine, Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi Yedek Üyesi 28567 Hasan İPEKSOY,

Ankara Cumhuriyet Savcılığına, Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı 29110 Cengiz KÖKSAL,

Ankara Hâkimliğine, Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Asıl Üyesi 29196 Ramazan AKSAN,

Erzurum Hâkimliğine, Erzurum Devlet Güvenlik Mahkemesi Asıl Üyesi 29230 Şemsettin SUNGUR,

Manisa Hâkimliğine, Van Devlet Güvenlik Mahkemesi Asıl Üyesi 29256 Zeki GÜMÜŞ,

Antalya Cumhuriyet Savcılığına, Malatya Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı 29309 Ata KÖYCÜ,

Erzurum Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığına, Ödemiş Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı 29417 Ali ÖMERCİOĞLU,

Ankara Hâkimliğine, Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi Asıl Üyesi 29554 Ali UĞUZ,

Ankara Cumhuriyet Savcılığına, Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı 29558 Hakan KIZILARSLAN,

Beyoğlu Hâkimliğine, Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi Asıl Üyesi 29611 Ali Haydar YÜCESOY,

Ankara Cumhuriyet Savcılığına, Malatya Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı 29635 Mustafa KELKİT,

Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığına, Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi Başkanı 29655 Mustafa YÜKSEL,

Van Cumhuriyet Savcılığına, Van Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı 29867 Ali Nevzat AÇIKGÖZ,

Malatya Hâkimliğine, Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi Asıl Üyesi 29884 Hakkı YALÇINKAYA,

Üsküdar Cumhuriyet Savcılığına, İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı 29885 Bekir Rayif ALDEMİR,

Manisa Hâkimliğine, Malatya Devlet Güvenlik Mahkemesi Asıl Üyesi 29930 Mustafa KARAALİ,

Diyarbakır Hâkimliğine, Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi Yedek Üyesi 29947 Mehmet YALÇIN,

Adana Cumhuriyet Savcılığına, Adana Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı 29948 Hacı Mehmet GÜDÜL,

Balıkesir Hâkimliğine, Malatya Devlet Güvenlik Mahkemesi Başkanı 29951 Eyüp YEŞİL,

İzmir Cumhuriyet Savcılığına, Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı 29954 Ahmet GÜVEN,

Aydın Hâkimliğine, Malatya Devlet Güvenlik Mahkemesi Başkanı 29960 Turgay KAYA,

Beyoğlu Hâkimliğine, Van Devlet Güvenlik Mahkemesi Asıl Üyesi 29962 Ahmet Ali ARICI,

Fatih Hâkimliğine, İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Yedek Üyesi 29987 Cezmi ÖYKEN,

Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığına, Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı 30023 Yılmaz AKTAŞ,

Ankara Hâkimliğine, Erzurum Devlet Güvenlik Mahkemesi Asıl Üyesi 30025 Kadir KAYAN,

İstanbul Hâkimliğine, İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Yedek Üyesi 30026 Erdoğan AYATA,

Beyoğlu Hâkimliğine, Van Devlet Güvenlik Mahkemesi Asıl Üyesi 30036 Adnan TARLAN,

Adana Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığına, Sivas Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı 30044 Servet ÖZTÜRK,

Karşıyaka Cumhuriyet Savcılığına, Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı 30199 Mustafa Kemal GÖRÜŞÜK,

İstanbul Cumhuriyet Savcılığına, İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı 30434 Sinan Ali YAŞAR,

Bursa Hâkimliğine, Adana Devlet Güvenlik Mahkemesi Yedek Üyesi 30435 Selçuk YAĞMUR,

İstanbul Cumhuriyet Savcılığına, İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı 30477 Selim Berna ALTAY,

İstanbul Cumhuriyet Savcılığına, İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı 30604 Mehmet ERGÜL,

Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığına, Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı 30630 Süleyman KARACA,

Adana Cumhuriyet Savcılığına, Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı 30631 Ayhan ÜNAL,

Diyarbakır Hâkimliğine, Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi Asıl Üyesi 30651 Selahattin TÜRKEL,

Balıkesir Hâkimliğine, Van Devlet Güvenlik Mahkemesi Yedek Üyesi 30701 Alparslan DEMİR,

Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığına, Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi Başkanı 30718 Hasan Mesut İLHAN,

Malatya Cumhuriyet Savcılığına, Malatya Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı 30727 Abdülarif AKGÜÇ,

Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığına, Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi Başkanı 30850 Muammer KARATAŞ,

Van Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığına, Van Devlet Güvenlik Mahkemesi Başkanı 30871 İlhan KAYA,

Karşıyaka Cumhuriyet Savcılığına, Erzurum Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı 30902 Erol BİNGÖL,

Şişli Cumhuriyet Savcılığına, İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı 30907 İsa DALGIÇ,

Bursa Cumhuriyet Savcılığına, Malatya Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı 30918 Sinan SEZER,

İstanbul Cumhuriyet Savcılığına, Bakırköy Cumhuriyet Savcısı 30949 Süleyman ERSÖZ,

İzmir Cumhuriyet Savcılığına, Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı 30965 Ender KARASUİL,

Ankara Hâkimliğine, Malatya Devlet Güvenlik Mahkemesi Asıl Üyesi 30966 Necdet ŞAHİN,

İzmir Hâkimliğine, Van Devlet Güvenlik Mahkemesi Asıl Üyesi 30968 Yahya KESİM,

Ankara Hâkimliğine, Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Yedek Üyesi 31079 Hasan ŞATIR,

Diyarbakır Hâkimliğine, Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi Yedek Üyesi 31110 Mevlüt Ahmet DOĞUÇ,

İzmir Cumhuriyet Savcılığına, Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı 31119 Ali Osman KAYNAK,

Van Cumhuriyet Başsavcı Vekilliğine, Van Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcısı 31182 Muharrem MORGÜL,

Beyoğlu Hâkimliğine, Van Hâkimi 31423 Mihriye TARLAN,

Malatya Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığına, Osmaniye Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı 31457 Ali İmran ALTIN,

Konya Cumhuriyet Savcılığına, Van Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı 31479 Ali Vural ŞAHAN,

Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığına, Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi Başkanı 31502 Hamza YAMAN,

Malatya Hâkimliğine, Malatya Devlet Güvenlik Mahkemesi Asıl Üyesi 31591 Süleyman ORTAABALI,

Erzurum Hâkimliğine, Erzurum Devlet Güvenlik Mahkemesi Yedek Üyesi 31594 Melih OSMANÇAVUŞOĞLU,

Eskişehir Hâkimliğine, Malatya Devlet Güvenlik Mahkemesi Yedek Üyesi 31599 Macit GÜDER,

Ankara Cumhuriyet Savcılığına, Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı 31600 Salim DEMİRCİ,

Diyarbakır Hâkimliğine, Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi Asıl Üyesi 31940 Orhan YÜKSEL,

Adana Hâkimliğine, Adana Devlet Güvenlik Mahkemesi Asıl Üyesi 32222 Kenan SEYRAN,

Erzurum Cumhuriyet Savcılığına, Dörtyol Cumhuriyet Savcısı 32228 Mustafa DÜZGÜN,

Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığına, Ayvalık Cumhuriyet Savcısı 32238 Halis ÖZMEN,

Adana Cumhuriyet Savcılığına, Adana Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı 32272 Cengiz BAL,

Adana Hâkimliğine, Kilis Hâkimi 32302 Muhammet ATEŞ,

Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığına, Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı 32316 Muammer ÖZCAN,

Diyarbakır Hâkimliğine, Bartın Hâkimi 32323 Göksel AKYAZI,

Osmaniye Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığına, Osmaniye Hâkimi 32338 Cengiz TOPAKTAŞ,

İstanbul Cumhuriyet Savcılığına, Fatih Cumhuriyet Savcısı 32355 Emin AYDİNÇ,

Adana Hâkimliğine, Urla Hâkimi 32448 Kenan ATAKAN,

Malatya Cumhuriyet Savcılığına, Serik Cumhuriyet Savcısı 33263 Hüseyin SARIÖMEROĞLU,

İstanbul Cumhuriyet Savcılığına, Erzurum Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı 33341 Süleyman PEHLİVAN,

Erzurum Cumhuriyet Başsavcı Vekilliğine, İnegöl Cumhuriyet Savcısı 33344 Aydın TEKİN,

Manisa Cumhuriyet Savcılığına, Erzurum Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı 33350 Alim ÇALIŞKAN,

Muğla Cumhuriyet Savcılığına, Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı 33363 Ramazan ÇETİN,

Karşıyaka Cumhuriyet Savcılığına, Van Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı 33376 Ergün BERBER,

İzmir Cumhuriyet Savcılığına, Van Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı 33389 Emin EKMEKÇİOĞLU,

Ödemiş Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığına, Bitlis Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı 33407 Okan BEĞAR,

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcı Vekilliğine, Bartın Cumhuriyet Savcısı 33488 Süleyman Sinan ERDEM,

Sincan Cumhuriyet Savcılığına, Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı 33534 Çetin Sözer DOĞAN,

İstanbul Cumhuriyet Savcılığına, Şişli Cumhuriyet Savcısı 33537 Nuri Ahmet SARAÇ,

Adana Cumhuriyet Savcılığına, Giresun Cumhuriyet Savcısı 33573 Mehmet DÜZGÜN,

Sivas Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığına, Hakkâri Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı 33949 Atilla RAHMAN,

Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığına, Erdek Cumhuriyet Savcısı 33954 Mehmet Ali PEKGÜZEL,

Van Hâkimliğine, Terme Hâkimi 34044 Vahit BALTACI,

Erzurum Cumhuriyet Savcılığına, Dalaman Cumhuriyet Savcısı 34185 Fatih DİRİCAN,

Isparta Cumhuriyet Savcılığına, Van Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı 34293 Osman GÖĞEBAKAN,

Malatya Cumhuriyet Savcılığına, Bartın Cumhuriyet Savcısı 34313 Ali HAYDAR,

Isparta Cumhuriyet Savcılığına, Van Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı 34315 Mazlum ŞAHİN,

Van Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığına, Zile Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı 34385 Mahir MERDUN,

Erzurum Hâkimliğine, Şile Hâkimi 34386 Mustafa Hakan UĞUR,

Menemen Cumhuriyet Savcılığına, Erzurum Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı 34476 Mehmet Sedat ERBAŞ,

Adana Hâkimliğine, Fatsa Hâkimi 34488 Zeka KAYALI,

Erzurum Cumhuriyet Savcılığına, Erdemli Cumhuriyet Savcısı 34598 Mehmet Sait DEMİRÖZ,

Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığına, Akşehir Cumhuriyet Savcısı 34659 Mustafa BİLGİLİ,

Hakkâri Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığına, Burhaniye Hâkimi 34761 Refik SARIOĞLU,

Erzurum Cumhuriyet Savcılığına, Amasra Cumhuriyet Savcısı 34956 Hüseyin AYAR,

Yozgat Hâkimliğine, Reyhanlı Hâkimi 35005 Fahri ÇELİK,

Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığına, Sarayönü Cumhuriyet Savcısı 35084 Fatih GÖKÇEN,

Van Cumhuriyet Savcılığına, Bozyazı Cumhuriyet Savcısı 35207 Sezgin KANMAZ,

Van Cumhuriyet Savcılığına, Suluova Cumhuriyet Savcısı 35270 İbrahim Halil SELÇİK,

İstanbul Cumhuriyet Savcılığına, Ümraniye Cumhuriyet Savcısı 35837 Zekeriya ÖZ,

Bitlis Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığına, Keşap Hâkimi 35931 Ali SAYIN,

Zile Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığına, Dalaman Hâkimi 35971 Ahmet ÖMEROĞLU,

Van Cumhuriyet Savcılığına, Çaycuma Cumhuriyet Savcısı 36822 Ferhat SARIKAYA,

Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığına, Eceabat Cumhuriyet Savcısı 36926 Haki ÇELİKER,

Van Hâkimliğine, Alaca Hâkimi 37011 Ferhat ERBAŞ,

Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığına, Bayburt Cumhuriyet Savcısı 37195 Mehmet ÇETİNKAYA,

Van Hâkimliğine, Şereflikoçhisar Hâkimi 37458 Sinan SİVRİ,

Van Hâkimliğine, Kandıra Hâkimi 37668 Muharrem BALLI,

Naklen atanmışlardır.

Sayfa Başı


Yönetmelik

Kültür ve Turizm Bakanlığından:

Milli Kütüphane Kullanıcı Hizmetleri Yönetmeliğinde

Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik

MADDE 1 — 9/11/2002 tarihli ve 24931 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Milli Kütüphane Kullanıcı Hizmetleri Yönetmeliğinin 3 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Madde 3 — Bu Yönetmelik; 4848 sayılı Kültür ve Turizm Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 15 inci maddesi ve 5632 sayılı Milli Kütüphane Kuruluşu Hakkındaki Kanuna 6568 sayılı Kanun ile eklenen Ek Madde 1 gereğince hazırlanmıştır."

MADDE 2 — Aynı Yönetmeliğin 4 üncü maddesinde yer alan "Bakanlık" tanımı "Kültür ve Turizm Bakanlığı" olarak değiştirilmiştir. Yine aynı maddede yer alan "Kataloglar; Kütüphanedeki çeşitli koleksiyonları içeren kart kataloglarını ve on-line katalogları," tanımı ile "Bilgisayarlar; Kütüphanedeki tüm koleksiyonu içeren bilgisayarları," tanımı çıkarılmıştır.

MADDE 3 — Aynı Yönetmeliğin 5 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Madde 5 — Kütüphaneden yüksek öğretim elemanları, üniversite ve yüksekokul öğrencileri ve mezunları, odaya kayıtlı meslek sahipleri, devlet memurları, ordu mensupları, emekliler, görme özürlü kullanıcılar ve araştırmacılar yararlanabilir. Yabancı uyrukluların kütüphaneden yararlanması; Başkanlıkça araştırma yapabilecekleri konusunda verilen olumlu görüş ve izne bağlıdır. Ancak, Türk üniversitelerinde öğrenim gören yabancı uyruklu öğrenciler diğer üniversite öğrencilerine uygulanan kurallara tabidir."

MADDE 4 — Aynı Yönetmeliğin 6 ncı maddesinin ikinci fıkrası ve dördüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Yüksek öğretim elemanlarına, devlet memurlarına, ordu mensuplarına, odaya kayıtlı meslek sahiplerine, emeklilere, araştırmacılara ve öğrenim durumuna bakılmaksızın görme özürlü kullanıcılara "Sürekli Kullanıcı Giriş Kartı" verilir. Bu kartlar devamlı kullanılır. Ancak, Başkanlığın gerekli gördüğü durumlarda (kartların biçiminin değişmesi veya kütüphane kullanım sisteminde yapılacak yenilikler ve benzeri) kartlar yenilenir."

"Bu maddedeki şartları taşımayan ancak kısa süreli araştırma yapmak isteyenlere ve yabancı uyruklu araştırmacılara "Geçici Kullanıcı Giriş Kartı" verilir. En az bir gün, en çok altı aylık süre için verilen bu kartlar, bir defaya mahsus olmak üzere bir ayı geçmeyen bir süre için uzatılır."

MADDE 5 — Aynı Yönetmeliğin 7 nci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Sürekli ve Yıllık Kullanıcı Giriş Kartı almak isteyenlerin, şahsen başvurmaları ve kimlik belgelerini göstererek, kullanıcı giriş formunu doldurup, imzalamaları gerekmektedir."

MADDE 6 — Aynı Yönetmeliğin 8 inci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Kütüphane, Ulusal-Dini bayram günleri gibi genel tatil günleri dışında hafta içi her gün 9:00 ile 23:00, hafta sonu ise 9:30 ile 21:00 saatleri arasında kullanıcılara açıktır. Ancak, İbn-i Sina El Yazması ve Nadir Eserler Okuma, Müzik Dinleme, Kitap Dışı Materyaller Bölümü, Atatürk Belgeliği ve Biyografya Bölümü, e-kültür kafe bölümü, Harita Okuma ve Konuşan Kitaplık Salonlarından ve Bilgi İşlem Merkezinden hafta içi mesai saatlerinde yararlanılır."

MADDE 7 — Aynı Yönetmeliğin 18 inci maddesi, madde başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Özel Okuma, Çalışma Odaları ve e-kültür kafe

Madde 18 — Araştırmacıların özel olarak çalışması gerektiği hallerde yararlandığı alanlardır. Bu odalardan Başkanlığın izni doğrultusunda yararlanılır.

e-kültür kafe, kullanıcıların internetten yararlanmaları amacıyla kurulmuştur. Kullanıcılar Başkanlık tarafından belirlenen kurallar dahilinde e-kültür kafeden yararlanabilirler."

MADDE 8 — Aynı Yönetmeliğin 21 inci maddesinin sonuna aşağıdaki ifade eklenmiştir.

"Ancak, görme özürlü kullanıcılar, materyal teslim tutanağına kaydedilmek ve Özürlüler İdaresi Başkanlığınca verilen kimlik kartını ibraz etmek kaydıyla sesli kitapları 7 gün süreyle ödünç alabilirler."

MADDE 9 — Aynı Yönetmeliğin 22 nci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Yazma ve nadir eserlerden, şer’iye sicillerinden, gazetelerden, nadir haritalardan fotokopi çekilemez. Nadir haritalar hariç, bu eserlerden ancak mikrofilm çekilebilir. Fiziki durumları bakımından mahsur görülen eserlerin mikrofilmleri de çekilemez. Bu materyallerin mikrofilm arşivinde kopyaları mevcutsa, talepler bu kopyaların kullanılması suretiyle karşılanır."

MADDE 10 — Aynı Yönetmeliğin 24 üncü maddesine aşağıdaki (c) bendi eklenmiştir.

"c) Kullanıcılar Başkanlık Makamının izni olmadan fotoğraf makinesi, kamera, ses kayıt cihazı ve benzeri cihazlarla Milli Kütüphaneye giremezler."

MADDE 11 — Aynı Yönetmeliğin 26 ncı maddesinin (a) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"a) Kafeterya dışında hiçbir yerde sigara içilemez, yemek yenilemez, çay ve benzeri içecek içilemez, yüksek sesle konuşulamaz ve cep telefonu ile görüşülemez, salonlarda grup çalışması yapılamaz."

MADDE 12 — Aynı Yönetmeliğin 29 uncu maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Ayrıca, yararlanıma sunulan her çeşit kütüphane materyalinin, araç ve gerecin kaybolmasına veya kırılıp bozulmasına sebep olan kullanıcılar ile adlarına salon tahsis edilen kuruluşların kütüphane materyallerine ve malzemesine vermiş oldukları zarar "Ayniyat Talimatnamesi" hükümleri uyarınca kendilerine ödettirilir."

MADDE 13 — Aynı Yönetmeliğin 32 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Madde 32 — Bu Yönetmelik hükümlerini Kültür ve Turizm Bakanı yürütür."

Yürürlük

MADDE 14 — Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 15 — Bu Yönetmelik hükümlerini Kültür ve Turizm Bakanı yürütür.

Sayfa Başı


Tebliğ

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığından:

Petrol Ürünleri İthalinde Uygulanacak

Esaslar Hakkında Tebliğde Değişiklik

Yapılmasına Dair Tebliğ

(PİGM-2004/2)

Madde 1 — 28/5/2000 tarihli ve 24062 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Petrol Ürünleri İthalinde Uygulanacak Esaslar Hakkında Tebliğin değişik 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (g), (h) ve (m) bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“g) İthal etmek istediği petrol ürünlerinin koyulacağı, akaryakıtlar için en az 30.000 ton’luk ve LPG için en az 3.000 ton’luk stoklama tesislerinin mülkiyetine sahip olunması (stoklama tesisinin mülkiyeti, sadece sanayiciler ve sanayiciler ile anlaşma yapan ithalatçı firmalarda aranacak, en az iki yıldır faaliyetini sürdüren rafineri şirketleri veya akaryakıt dağıtım şirketleri ile anlaşma yapan ithalatçı şirketlerde ve dahilde işleme rejimi ile ilgili mevzuat kapsamında Irak’a ihraç edecekleri elektrik enerjisinin üretiminde kullanacakları akaryakıtı Irak’ın ulusal petrol şirketi SOMO ile anlaşma yapmak suretiyle Irak’tan ithal etmek isteyen elektrik üreticisi firmalarda aranmayacaktır.) ve söz konusu stoklama tesislerinin ürün cinslerine göre yerleri ve kapasiteleri,”

“h) İthalata konu olan petrol ürününün akaryakıt dağıtım şirketine teslim edildiği gümrük giriş deposun ve antreposundan itibaren Türkiye’deki akaryakıt dağıtım sistemi içerisinde her türlü sorumluluğun akaryakıt dağıtım şirketlerine ait olduğunu belirten bir maddenin de yer aldığı ithalatçı şirketler ile dağıtım şirketleri arasında yapılmış satış sözleşmesi, (Dahilde işleme rejimi ile ilgili mevzuat kapsamında Irak’a ihraç edecekleri elektrik enerjisinin üretiminde kullanacakları akaryakıtı Irak’ın ulusal petrol şirketi SOMO ile anlaşma yapmak suretiyle Irak’tan ithal etmek isteyen elektrik üreticisi firmalar hariç.)”

“m) Karayolu ve demiryolu ile yapılacak petrol ürünleri ithalatında en az iki yıldır üretim faaliyetini sürdüren rafineri şirketleri ile yapılmış satış sözleşmesi, (Bu satış sözleşmesinde “ithalata konu olan petrol ürününün rafineri şirketine teslim edildiği gümrük giriş deposu veya antreposundan itibaren,Türkiye’deki akaryakıt dağıtım sistemi içerisinde her türlü sorumluluğun rafineri şirketine ait olduğunu” belirten bir maddeye yer verilecektir.) (Dahilde işleme rejimi ile ilgili mevzuat kapsamında Irak’a ihraç edecekleri elektrik enerjisinin üretiminde kullanacakları akaryakıtı Irak’ın ulusal petrol şirketi SOMO ile anlaşma yapmak suretiyle Irak’tan ithal etmek isteyen elektrik üreticisi firmalar hariç.)”

Madde 2 —Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Madde 3 —Bu Tebliğ hükümlerini Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı yürütür.

Sayfa Başı


YARGI BÖLÜMÜ

Anayasa Mahkemesi Kararı

Anayasa Mahkemesi Başkanlığından:

 

Esas Sayısı : 2003/98

Karar Sayısı : 2004/31

Karar Günü : 3.3.2004

 

İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN MAHKEMELER :

 

1- Ankara 1. Sulh Hukuk Mahkemesi (Esas:2002/164)

2- İzmir 10. Asliye Hukuk Mahkemesi (Esas: 2003/13)

3- Aybastı Asliye Hukuk Mahkemesi (Esas: 2003/98)

 

İTİRAZLARIN KONUSU : 19.3.1969 günlü, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 2.5.2001 günlü, 4667 sayılı Kanun ile değiştirilen 167. maddesinin Anayasa’nın 2., 9., 10., 36., 37. ve 138. maddelerine aykırılığı savıyla iptali istemidir.

 

I- OLAY

 

Bakılmakta olan davalarda, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 4667 sayılı Kanun ile değiştirilen 167. maddesinin Anayasa’ya aykırı olduğu kanısına varan ya da tarafların Anayasa’ya aykırılık savlarını ciddi bulan mahkemeler, iptali için başvurmuşlardır.

 

II- İTİRAZLARIN GEREKÇELERİ

 

İtiraz yoluna başvuran Ankara 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin başvuru kararının gerekçe bölümü şöyledir:

 

Mahkememize davacı vekilinin davalılar aleyhine açtığı davanın yapılan yargılaması sonunda verilen ara kararı gereğince;

 

Anayasa’nın 9. maddesi hükmüne göre Yargı Yetkisi Türk Milleti adına bağımsız Mahkemelerce kullanılır.

 

Avukat ile müvekkili arasındaki hukuki anlaşmazlıkları mahkemeler dışında bir kuruluş tarafından çözümlenmesi bu kurala aykırıdır. Hakem heyetinde bir hakimin de bulunması bu kuralı değiştirmez.

 

Kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarının sadece kendi üyeleri arasındaki uyuşmazlıkları çözmesi düşünülebilirse de kurum dışındaki kişilerle olan ihtilafları çözmesi düşünülemez. Madde bu haliyle Mahkemeler başvuru hakkını önlediği için Anayasa’nın 36. maddesinde yazılı hak arama özgürlüğüne de kısıtlama getirdiği için Anayasa’ya aykırıdır.

 

Bu nedenle maddenin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurulmuştur ...”

 

İtiraz yoluna başvuran İzmir 10. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin başvuru kararının gerekçe bölümü şöyledir:

“… A) Anılan madde Anayasamızın yargı erki ile ilgili hükümlerine aykırıdır. Şöyle ki:

 

Anayasamızın 9., 138. ve takip eden maddelerine göre yargı erki bağımsız mahkemelerce Anayasa’ya, Kanun ve Hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verecek bağımsız hakimler tarafından kullanılır.

 

Oysa değişik 167. madde ile bu düzenlemeye aykırı davranılmıştır. Şöyle ki, bağımsız bir hakim (ki maddeye göre baronun bulunduğu yargı çevresinde bulunan en kıdemli Asliye Hukuk Hakimi) Hakem Heyeti Başkanı olarak baro yönetim kurulunca seçilecek iki üye avukat ile birlikte çalışacaktır. Üye avukatların ise Anayasamız doğrultusunda yargı yetki ve erki bulunmamaktadır.

 

Keza yargı erki mahsus yerlerde ve yasalar doğrultusunda düzenlenmesi ve çalışması öngörülen hal ve şekillerde yürütülür. Oysa maddedeki düzenlemeye ve sonradan 14.11.2001 tarih ve 24583 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Barolar Birliği tarafından düzenlenip kabul olunan Hakem Kurulu Yönetmeliği üzere baroların temin edeceği yerlerde çalışma gösterecek ve baronun görevlendireceği diğer yardımcı elemanlar ile çalışılacaktır.

 

Bu noktada Hakem Kurulu’nun çalışması ile ilgili yönetmeliğin düzenlenmesini ve düzenlenmiş şeklini de nazara alıp değerlendirmek ve yargı erki ile uyuşmazlığını ortaya koymakta yarar görülmektedir. Şöyle ki, yasalar ve Anayasamız üzere Mahkemelerde dava açma sırasında yönetmelikler ve tariflere üzere harç verilmesi şart ve gerekli iken bu yönetmeliğe göre dava açma sırasında böyle bir düzenleme öngörülmemiştir ve bu hali ile devletin harç ve resim bakımından kaybına da neden olmuştur.

 

B) Anayasamıza ve yargılama ile ilgili maddi hukuk ve usul hukuku hükümlerine göre mahkemelerde dava açılması sadece yasalar ile öngörülen bazı harç ve resimlerin ödenmesine bağlıdır, ayrıca çalışanlar ile ilgili bir para ve ücret yatırılması sözkonusu değildir.

 

Oysa yapılan değişik düzenleme ile ve Barolar Birliği’nce kabul olunan yönetmelik üzere Hakem Kurullarında dava açılması açan kişinin dava açtığı anda Hakem Heyetine ve çalışanlara ödenmek üzere bir miktar para yatırma koşuluna bağlamıştır. (Bu miktar günümüz itibariyle Avukatlık Tarifesi üzere 150.000.000.- liradır.) Bu paranın bir miktarı -her birisine 40’ar milyon lira Hakem heyeti ve Başkanına verilmek gerekir. Görüldüğü üzere yargılama yetkisi tanınan Hakem Heyetinde dava açmak paraya bağlı olup Anayasamız doğrultusunda bağımsız ve teminatlı olan bir Hakim Hakem Heyeti Başkanı olarak dosya başına Barolar Birliği tarafından kabul olunan bir miktar para karşılığında iş yapar ve çalışır konuma getirilmiştir.

 

C) Anılan düzenleme Anayasamızda yer alan hak arama hürriyeti ve kanuni hakim güvencesi hükümlerine aykırıdır. Şöyle ki, Anayasamızın 36. ve 37. maddelerine göre herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir ve hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir mercii önüne çıkarılamaz. Bir kimseyi kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir mercii önüne çıkarma sonucunu doğuran yargı yetkisine sahip olağanüstü merciiler kurulamaz.

 

Dosyamızda ise vatandaş hakkını aramak için tabi hakimine ve mahkemesine başvurmuş, ancak iptali istenilen düzenleme ile diğer bir mercii tarafından davasının uyuşmazlığının çözüleceği öngörülmüş ve öngörülen bu mercii ise bağımsız bir yargı organı olmayıp 2 üyesi baro yönetimi tarafından seçilen bir heyete bırakılmıştır.

 

D) Anılan hüküm Anayasamızın 10. maddesindeki eşitlik prensiplerine de aykırıdır. Şöyle ki, bu maddeye göre herkes ... ayrım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.

 

Oysa yapılan düzenleme eşitlik ilkelerini zedeler ve ortadan kaldırır hale getirmiştir.

 

İptali istenilen maddeye göre uyuşmazlığın tarafı bazen iki avukat, bazen bir tarafı avukat, bir tarafı vatandaş olabilecektir. Zira gerek maddeye ve gerekse Hakem Kurulu Yönetmeliğine göre Hakem Heyetleri vatandaş ile avukat, avukat ile avukat arasındaki uyuşmazlıkları halledecektir.

 

Maddeye ve yönetmeliğe göre vatandaşın taraf olduğu bir dava ve uyuşmazlıkta çözümü yapacak olan hakem heyetinin iki üyesi avukatın mensubu olduğu baro yönetimi tarafından seçilecektir ve her iki üye avukat olacaktır. Bu durumda davanın diğer tarafı olan vatandaşın durumu dikkat çekici konuma girmektedir. Şayet uyuşmazlığın bir hakem heyeti tarafından çözümlenmesi gerekir ise diğer birçok yasalarda ve uygulamada yer aldığı üzere hakem heyeti marifetiyle çözümlenmesinin başlangıçta ve taraflar arasındaki sözleşmede yer alması ve hakemlerin taraflarca gösterilmesi suretiyle eşitlik ilkesine uygun bir düzenleme yapılması gerekmelidir. Nitekim HUMK hükümleri bu şekilde bir düzenlemeyi öngörmektedir.

 

Diğer taraftan böyle bir düzenleme içinde bulunulan zaman ve önümüzdeki gelecek süreç bakımından da bazı sakıncalı ve eşitlik ilkelerini zedeler yasal düzenlemelerin başlangıcı olarak da akla gelmektedir: Şöyle ki, gerek Avukatlık Yasası hükümlerine ve gerekse avukatlık mesleği ile ilgili diğer düzenlemelere göre avukatlık mesleği yasalar doğrultusunda savunmayı temin ve mümkün kılan bir meslektir. Avukatlar bu mesleğin bir mensubudur ve Barolar ile Barolar Birliği bu meslekteki kişilerin mesleki bir kuruluşu olup, kamu niteliklidir.

 

Yapılan düzenleme ile bu meslekte olan kişiler arasındaki ve bu meslekteki bir kişi ile meslek dışındaki bir kişi arasındaki özellikle parasal konuya yönelik uyuşmazlıklar hakem heyetince çözümleneceğine göre önümüzdeki zaman içerisinde benzer bazı yasalarda da değişiklik yapılmak suretiyle uygulamanın yaygınlaştırılması olasıdır. Bu cümleden olmak üzere ilk akla geldiği üzere 6235 S. K. Türk Mühendisleri ve Mimar Odaları Birliği Kanunu, 6223 S.K. Türk Tabipler Birliği Kanunu, 3274 S. K. Türk Diş Hekimleri Birliği Kanunu’nda ve 1219 S. K. Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun’un 71. maddesinde değişiklik yapılmak suretiyle bu yasalar ile ilgili meslekte bulunan Diş Hekimi, Hekim, Mimar, Mühendis gibi meslek mensuplarının da kendi aralarındaki veya bu meslek mensupları ile vatandaş arasındaki parasal uyuşmazlıkların Hakem marifetiyle çözümleneceği ve hakem heyetinin iki üyesinin o mesleğin odası tarafından seçilecek iki meslek mensubu olacağı mümkün ve olası olduğuna göre gerek içinde bulunduğumuz ve önümüzdeki Avukatlık Yasası’ndaki düzenleme ve gerekse önümüzdeki zaman içerisinde bu ve buna benzer değişiklik ve düzenlemeler suretiyle yargının kapsamında bulunan bir çok uyuşmazlık tabi hakiminden ve mahkemesinden ayrılıp bir heyete verilme durumuna girmek suretiyle tabiri caiz ise yargılamanın bazı konumda bir özelleşmeye ve para karşılığı çözümlenmesi durumu doğmuş olacaktır ki böyle bir halin kabulü gerek Türk Hukuk sisteminde ve gerekse modern hukuk alanında yer bulmamak gerekir.

 

E) Hakem heyetlerinin çalışma düzenlenmesi de yargı erki ile bağdaşmaz konuma gelmiştir. Şöyle ki:

 

Türk Hukuk sisteminde ve Anayasamızda yer alan hükümlere göre yargılama yargı erki ve ilgili kurumlarınca kabul ve gösterilen yer ve şekillerde ve usul hükümlerine uygun çalışma gösterir.

 

Oysa yapılan düzenleme ile bu yargı çalışma koşulları değiştirilmiş bulunmaktadır. Nitekim maddede öngörülen ve kuruluşu sağlanan hakem heyetinin çalışma yer ve koşulları Barolar Birliği tarafından düzenlenen bir yönetmeliğe bağlı kılınılmıştır. İdari bir konumda bulunan Barolar Birliğinin kabul ettiği ve her zaman değiştirebileceği bir yönetmelik ile başkanı bağımsız ve teminatlı bir Hakim olan heyetin çalışma koşullarının düzenlenmesi zaman içerisinde aksamalara neden olabilecektir.

 

F) Hakem Heyeti kararlarının niteliği bakımından Anayasamıza ve yasalara göre bağımsız Hakimlerin ve Mahkemelerin her türlü verdiği kararlar itiraz, temyiz, karar düzeltilmesi, yargılamanın yenilenmesi gibi yasal yollar ile denetime ve incelenmeye tabi kılınmasına rağmen hakem heyetinin kararlarının temyiz incelenmesi ve kararların bozulmasını düzenleyen yönetmeliğin 21. ve 22. maddelerine göre heyetin verdiği kararlar Yargıtayca ancak şekli konularda bozulabilecektir. Bu hal ise verilen kararların taraflar açısından belki de şüphe ile karşılanma duygusunu ortadan kaldırmayacaktır...”

 

İtiraz yoluna başvuran Aybastı Asliye Hukuk Mahkemesi’nin başvuru kararının gerekçe bölümü şöyledir:

 

“1- Anılan yasa maddesi Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 2. maddesinde düzenlenen adalet anlayışı ilkesine aykırıdır. Anayasamızın 2. maddesinde düzenlenen adalet anlayışı ilkesi adil bir toplum düzeni oluşturulmasına amaç edinmiştir. Bir meslek kuruluşu olan baro üyesi davalı avukatın o baro tarafından seçilmiş avukatlarca yargılanması adalet anlayışına ters düşer.

 

2- Anılan yasa maddesi Anayasamızın 10. maddesinde düzenlenen “Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz” kuralına aykırıdır. Bir avukatın vekalet sözleşmesinden doğan davasının asliye hukuk hakiminin başkanlığında baro yönetim kurulunca seçilmiş iki avukattan oluşan hakem kurulunca görülmesinin kabul edilmesi halinde örneğin bir mimarın veya bir mühendisin ve daha pek çok meslek kişisinin işi ile ilgili sözleşmelerinden doğacak davalarının kendi meslek kuruluşlarınca seçilmiş üyelerin bulunduğu hakem kurullarınca görülmesini istemelerini haklı kılar. Görülüyor ki bu yasa maddesi avukatlık mesleğini icra edenleri diğer meslek mensupları arasında imtiyazlı konuma getirmiştir … “

 

III- YASA METİNLERİ

 

A- İtiraz Konusu Yasa Kuralı

19.3.1969 günlü, 1136 sayılı “Avukatlık Kanunu’nun 2.5.2001 günlü, 4667 sayılı Kanun ile değiştirilen ve başvuru sırasında yürürlükte bulunan itiraz konusu 167. maddesi şöyledir:

 

MADDE 167- Avukatlık sözleşmesinden ve vekâlet ücretinden kaynaklanan her türlü anlaşmazlıklar, hukukî yardımın yapıldığı yer barosu hakem kurulunca çözümlenir. Hakem kurulu, baronun bulunduğu yargı çevresinin en kıdemli asliye hukuk hakimi ile baro yönetim kurulunca seçilecek, yönetim kuruluna seçilme yeterliliğini taşıyan iki avukattan oluşur. Kurula asliye hukuk hâkimi başkanlık eder. Seçilen kurul üyelerinin görev süresi üç yıldır. Süresi sona eren üye kurula yeniden seçilebilir.

 

Hakem ücretinin yarısının dava ile birlikte yatırılması zorunludur. Hakem kurulunca verilen ve kesinleşen karardan bir örnek, avukatın bağlı bulunduğu baroya gönderilir.

 

Hakem işlerinde 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 527, 529, 532, 533/1 ve 536 ncı maddeleri dışında tahkime ilişkin hükümleri uygulanır. Hakem işleriyle ilgili diğer hususlar, Türkiye Barolar Birliğince çıkartılacak Baro Hakem Yönetmeliğinde düzenlenir.”

 

B- Dayanılan Anayasa Kuralları

 

İtiraz başvurularında itiraz konusu kuralın Anayasa’nın 2., 9., 10., 36., 37. ve 138. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

 

IV- İLK İNCELEME

 

Değişik tarihlerde yapılan ilk incelemeler sonunda, 200/2 164 ve 2003/ 98 sayılı dosyalarda eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine oybirliği ile, 2003/13 esas sayılı davada ise Mehmet ERTEN’in 167. maddenin birinci fıkrasının ilk tümcesinin olaya uygulanacak kural olmadığı yönündeki karşıoyu ile oyçokluğu ile karar verilmiştir.

 

V- ESASIN İNCELENMESİ

 

Başvuru kararları ve ekleri, işin esasına ilişkin raporlar, itiraz konusu yasa kuralı, dayanılan ve ilgili görülen Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

 

A- Birleştirme Kararı

 

19.3.1969 günlü, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 4667 sayılı Kanun ile değiştirilen 167. maddesinin birinci fıkrasının ilk tümcesinin iptali istemiyle yapılan itiraz başvurularına ilişkin davaların aralarındaki hukuki irtibat nedeniyle 2003/98 esas sayılı dava ile birleştirilmesine, esas incelemenin 2003/98 esas sayılı dosya üzerinden yürütülmesine, diğer davaların esaslarının kapatılmasına 3.3.2004 gününde oybirliğiyle karar verilmiştir.

 

B- Davada Uygulanacak Kural Sorunu

 

Anayasa’nın 152. ve 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 28. maddesine göre, mahkemeler, bakmakta oldukları davalarda uygulayacakları kanun ya da kanun hükmünde kararname kurallarını Anayasa’ya aykırı görürler veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık savının ciddi olduğu kanısına varırlarsa, o hükmün iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurmaya yetkilidirler. Ancak, bu kurallar uyarınca bir mahkemenin Anayasa Mahkemesi’ne başvurabilmesi için elinde yöntemince açılmış ve mahkemenin görevine giren bir davanın bulunması ve iptali istenen kuralların da o davada uygulanacak olması gerekmektedir. Uygulanacak yasa kuralları, davanın değişik evrelerinde ortaya çıkan sorunların çözümünde veya davayı sonuçlandırmada olumlu ya da olumsuz yönde etki yapacak nitelikte bulunan kurallardır.

 

4667 sayılı Kanun ile değiştirilen Avukatlık Kanunu’nun 167. maddesinin başvuran iki mahkeme tarafından tümünün iptali istenmiştir. Ancak 167. maddenin birinci fıkrasının birinci tümcesi ile avukatlık sözleşmesinden ve vekalet ücretinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda baro hakem kurulu yetkili kılınmış, böylece başvuran mahkemeler bu uyuşmazlıklar bakımından görevli olmaktan çıkarılmıştır. Davaya bakan mahkemelerin görev alanını daraltan bu kuralın anılan mahkemelerce re’sen gözetilerek görevsizlik kararı verileceği açıktır. Bu durumda maddenin hakem kurullarının kuruluş ve işleyişine ilişkin diğer bölümlerinin itiraz başvurusunda bulunan mahkemelerin bakmakta oldukları davalarda uygulanma olanağı bulunmadığından, bu bölümlere ilişkin başvuruların mahkemelerin yetkisizliği nedeniyle reddine, 3.3.2004 gününde oybirliğiyle karar verilmiştir.

 

C- Anayasa’ya Aykırılık Sorunu

 

İtiraz başvurularında, yargı erkinin yalnızca bağımsız mahkemelerce kullanılabileceği, avukat ve müvekkil arasındaki hukuksal uyuşmazlıkların mahkemeler dışında bir kuruluş tarafından çözümlenmesinin bu kurala aykırılık oluşturduğu, yargı erkini kullanacak olan kişilerin Anayasa, yasa ve hukuka uygun olarak kişisel kanılarına göre karar verecek bağımsız hakimlerden olmaları gerektiği, oysa baro yönetim kurulunca seçilecek iki avukattan oluşan baro hakem kurulunun bağımsız mahkeme olarak kabul edilemeyeceği, meslek kuruluşu olan baroya kayıtlı bir avukatın yine baroya kayıtlı iki avukat tarafından yargılanmasının adalet anlayışına ters düştüğü, baro hakem kurullarının zorunlu yargı yetkisinin kişileri yargı mercilerine başvurmaktan men ettiği, hakem kurulunun yargılama usulüne ilişkin ayrıntıların Türkiye Barolar Birliği tarafından hazırlanacak yönetmeliğe bırakılmasının aksamalara yol açacağı, hakem kurulu kararlarının sadece şekil yönünden temyiz edilebilmesinin verilen kararların şüphe ile karşılanmasına neden olacağı belirtilerek itiraz konusu kuralın Anayasa'nın 2., 9., 10., 36., 37. ve 138. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

 

İtiraz konusu kural’da “Avukatlık sözleşmesinden ve vekalet ücretinden kaynaklanan her türlü anlaşmazlıklar, hukuki yardımın yapıldığı yer barosu hakem kurulunca çözümlenir.” denilmektedir. Bu fıkrada öngörülen tahkimin anlam ve kapsamını belirlemek için maddenin sistematik bütünlüğü içinde ele alınması gerekir.

 

Avukatlık Kanunu’nun 167. maddesinin incelenmesinden baro hakem kurullarının, yargı işlevi yerine getiren bir kurul olarak düzenlendiği anlaşılmaktadır. Baro hakem kurullarının verdiği kararlar; taraflar açısından bağlayıcı, kesin hüküm oluşturan, ilâm hükmünde kararlardandır. Avukatla müvekkili arasındaki ilişkileri çözmekle görevlendirilen bu kurullarda, avukat üyeler çoğunluğu oluşturmakta ve 167. maddenin son fıkrasıyla yapılan gönderme nedeniyle Baro Hakem Kurulu kararları ancak Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 533. maddesinin ikinci, üçüncü ve dördüncü fıkralarında yer alan ve esas yönünden denetime olanak vermeyen nedenlerle temyiz edilebilmektedir.

 

Anayasa’nın 9. maddesinde, yargı yetkisinin Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılacağı öngörülmüştür. Bu madde uyarınca, yapılacak yargılamanın kişiler yönünden gerçek bir güvence oluşturabilmesi için aranacak nitelikler de 36. maddede belirtilerek Herkes, meşrû vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz.” denilmiştir. Anayasa’nın 141. maddesiyle de davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması görevi yargıya verilmiştir. Bu görevin ağır iş yükü altında yerine getirilmesi zorlaştıkça, uyuşmazlıkların çözümü için alternatif yöntemlerin yaşama geçirilmesi, yargıya ilişkin anayasal kuralların etkililiğinin sağlanması bakımından gerekli görülebilir. Bu durumda yasakoyucu, taraflara görevli ve yetkili mahkemeye başvurmadan önce aralarındaki uyuşmazlığı kısa sürede çözmek üzere baro hakem kuruluna başvurma yükümlülüğünü getirebilir. Ancak bu aşamadan sonra kararı benimsemeyen tarafa ilk derecede ve/veya temyiz aşamasında yargı yolunun açık tutulması, hakem kurullarının oluşumunun ve çalışma yönteminin, uzmanlığın önemi de gözetilerek hukuk devleti ilkeleriyle uyum içinde düzenlenmesi gerekir. Ayrıca hakem kurullarının tarafsızlığı ve bağımsızlığı, uzman niteliği ile bu kurulların alacağı kararların bağlı olacağı usul ve esasların yönetmeliğe bırakılmayıp yasa ile düzenlenmesi de zorunludur.

 

İtiraz konusu kural, yukarıda açıklanan nedenlerle, Anayasa’nın 9. ve 36. maddelerine aykırıdır, iptali gerekir.

 

Tülay TUĞCU karara farklı gerekçelerle katılmıştır.

 

İtiraz konusu kuralın Anayasa’nın 2., 10, 37. ve 138. maddelerine de aykırı olduğu ileri sürülmüş ise de, 10. maddeyle bir ilgisi görülmemiş, 9. ve 36. maddelere dayanılarak iptal kararı verildiğinden, diğer maddeler açısından denetim yapılmasına gerek görülmemiştir.

 

VI- SONUÇ

 

A- 19.3.1969 günlü, 1136 sayılı “Avukatlık Kanunu”nun 4667 sayılı Yasa ile değiştirilen 167. maddesinin;

 

1- Birinci fıkrasının ilk tümcesinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE,

 

2- Birinci fıkrasının ilk tümcesinin iptali nedeniyle uygulanma olanağı kalmayan maddenin kalan bölümünün de 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 29. maddesinin ikinci fıkrası gereğince İPTALİNE,

 

OYBİRLİĞİYLE,

 

B- İptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarihin ayrıca belirlenmesine yer olmadığına, Fazıl SAĞLAM’ın karşıoyu ve OYÇOKLUĞUYLA,

 

3.3.2004 gününde karar verildi.

 

Başkan

Mustafa BUMİN

Başkanvekili

Haşim KILIÇ

Üye

Sacit ADALI

 

Üye

Ali HÜNER

Üye

Fulya KANTARCIOĞLU

Üye

Aysel PEKİNER

 

Üye

Ertuğrul ERSOY

Üye

Tülay TUĞCU

Üye

Ahmet AKYALÇIN

 

Üye

Mehmet ERTEN

Üye

Fazıl SAĞLAM

 

 

Esas Sayısı : 2003/98

Karar Sayısı : 2004/31

 

 

 

AYRIŞIK GEREKÇE

 

Dava Avukatlık Kanunu’nun 167. maddesinde öngörülen ve zorunlu tahkim niteliği kazandıran Baro Hakem Kurulları’nın Anayasa’nın 2., 9., 10., 36., 37. ve 138. maddelerine aykırı olduğu savıyla açılmıştır.

 

Anayasa’nın 9. maddesinde, yargı yetkisinin Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılacağı öngörülmüştür. Buna göre, yargı yetkisini Türk Milleti adına kullanacak olan bir yargı merciinin mahkeme olarak kabul edilmesi için, kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usullerinin yasayla düzenlenmesi, üyelerinin ilke olarak meslekten hakim olması, üyelerinin bağımsız ve tarafsız olması gerekmektedir.

 

Anayasa’nın 36. maddesinde, “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz” kuralı yer almıştır. Bu kurala göre kişilere yargı mercileri önünde dava hakkı tanınması, adil bir yargılamanın önkoşulunu oluşturur. Adil bir yargılamanın gerçekleşebilmesi için, yasayla belirlenen, yargısal işleve ve doğal yargıç ilkesine göre belirlenmiş yargıçlardan kurulu, bağımsız ve tarafsız mahkemelerin yargı yetkisine sahip olduğu bir sistemin sağlanmış olması gerekmektedir.

 

Anayasa’nın anılan hükümleri çerçevesinde baro hakem kurullarının avukatlık sözleşmeleri ve vekalet ücretinden kaynaklanan uyuşmazlıkların ilk aşamada çözümleneceği alternatif bir çözüm yeri olarak görülmesinde Anayasa’ya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Anayasa’nın 141. maddesinin son fıkrasına göre “Davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması yargının görevidir”. Bu görevin ağır iş yükü altında yerine getirilmesi zorlaştıkça, uyuşmazlıkların çözümü için alternatif yöntemlerin yaşama geçirilmesi, herşeyden önce yargıya ilişkin anayasal kuralların etkililiğinin sağlanması bakımından gereklidir. Ancak bunun için baro hakem kurullarının, kişilerin yargı mercileri önünde hak arama özgürlüğünü, doğal yargıç ilkesini ve mahkemelerin sahip olduğu görev, yetki ve sorumlulukları ortadan kaldırmayacak biçimde onlara yardımcı bir ilk ya da ön inceleme mercii olarak yapılandırılması gerekir. Bu nedenle, verilen kararın yukarıda sayılan iptal gerekçelerine katılmakla birlikte, baro hakem kurullarının verdiği kararlara karşı temyiz yolunun açık tutulması ve çalışma yönteminin yasayla düzenlenmiş olması halinde Anayasa’ya uygun olabileceği yolundaki gerekçeye katılmıyorum.

 

Üye            

Tülay TUĞCU

 

 

 

 

 

Esas Sayısı : 2003/98

Karar Sayısı : 2004/31

 

 

KARŞIOY YAZISI

 

 

19.3.1969 günlü, 1136 sayılı “Avukatlık Kanunu”nun 4667 sayılı Yasa ile değiştirilen 167. maddesinin birinci fıkrasının ilk tümcesi Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edildikten sonra, maddenin kalan bölümü de uygulama olanağı kalmaması nedeniyle 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 29. maddesinin ikinci fıkrası gereğince iptal edilmiştir. Her iki karar da oybirliği ile alınmıştır.

 

Buna karşılık iptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarihin ayrıca belirlenmesine yer olmadığına oyçokluğu ile karar verilmiştir. Bu karar aşağıdaki gerekçelerle yerinde değildir:

 

1) Avukatlık Kanunun’nun 44. maddesinin B bendinin b alt bendinde “Uyuşmazlıkların çözümü” başlıklı aşağıdaki kural yer almaktadır:

 

Avukatların birlikte çalışmalarından veya avukatlık ortaklığında; ortakların kendi aralarında ve ortaklıkla ilgili her türlü uyuşmazlıklar ile ortaklık pay devir ve intikalinde bedele ilişkin olarak üçüncü şahıslarla aralarında çıkacak anlaşmazlıklar, bu Kanunun 167 nci maddesinde tanımlanan hakem kurulu tarafından, bu Kanun ve yönetmelik hükümlerine göre çözümlenir.

 

Bu kural yürürlükte olup, 167. maddenin iptali ve iptal kararının yürürlüğe gireceği tarihin ertelenmemiş olması nedeniyle 44 B b yönünden bir hukuki boşluk oluşmuştur. Oysa bu boşluğu önlemek ve yasa koyucunun Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararındaki gerekçelere göre yeni bir düzenleme yapmasına imkan vermek üzere iptal kararının yürürlüğe gireceği tarihin makul bir süre için ertelenmesi gerekirdi.

 

2) İptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarihin ayrıca belirlenmesine yer olmadığına ilişkin çoğunluk görüşü, avukat müvekkil ilişkileri bakımından da yerinde değildir. Çünkü iptal kararının yürürlüğe gireceği tarihin makul bir süre ertelenmemesi, baro hakem kurullarında mahkemelere göre daha büyük bir hızla çözümlenip taraflarca da benimsenmesi olası uyuşmazlıklar bakımından adaletin gecikmesine yol açabilecek, buna bağlı olarak da mahkemeleri gereksiz bir iş yükü altına sokacaktır. Oysa iptal kararının yürürlüğe gireceği tarihin makul bir süre ertelenmesi, bu olumsuzlukları önleyecek bir çözümdür. Nitekim Mahkememizin iptal gerekçesinden de anlaşıldığı üzere, baro hakem kurullarının kararlarının taraflarca benimsenmesi durumunda bir anayasal sorun gündeme gelmemektedir. Buna karşılık kararın bir tarafça benimsenmemesi halinde, benimsemeyen tarafa ilk derecede ve/veya temyiz aşamasında yargı yolunun açık tutulmamış olması en önemli anayasal sorunu oluşturmaktadır.

 

Bu durumda taraflarca benimsenmeyen Baro Hakem Kurulu kararlarının temyiz incelenmesinin Yargıtay tarafından ilerde yasa koyucunun yapacağı yeni düzenleme uyarınca işin esasına girilmek üzere ertelenmesine ya da yasakoyucunun hareketsiz kalması halinde Anayasa Mahkemesince verilmiş bulunan süre dolduktan sonra işin esasına girilmesine yasal bir engel olmadığı gibi, böyle bir önlem, hak arama özgürlüğü bakımından da yerine getirilmesi gereken bir ödevdir.

 

Açıklanan nedenlerle iptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarihin ayrıca belirlenmesine yer olmadığına ilişkin çoğunluk kararına katılmıyorum.

 

 

Üye           

   Fazıl SAĞLAM

Sayfa Başı


Yargıtay Kararları

Yargıtay 2. Hukuk Dairesinden:

 

Esas

: 2004/6733

 

Karar

: 2004/7858

İncelenen Kararın

:

 

Mahkemesi

: Hozat A.H.

 

Tarihi

: 13.2.2001

 

Numarası

: 2001/8-2001/5

 

Davacı

: Fetih Karaduman

 

Davalı

: Hasımsız

 

Dava Türü

: Tenfiz

 

Temyiz Eden

: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı

Davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığının yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Davacının hasımsız açtığı davada, boşanmaya ilişkin Avusturya Neumark/Salzburg Bölge Mahkemesinin 15.04.1999 tarih ve l C 67/98m-ll sayılı kararının tenfizine karar verilmesini istediği, mahkemece davanın kabulüne karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır.

2675 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 36. maddesi uyarınca tenfiz davasında diğer eşe husumet yöneltilmesi, aynı Kanunun 39/1. maddesi hükümlerine uygun olarak tenfiz istemine ilişkin dilekçenin, duruşma günü ile birlikte karşı tarafa tebliğ edilmesi, duruşmada basit yargılama usulü hükümlerine göre istemin incelenerek karara bağlanması gerekir.

Mahkemece sözü edilen Kanun hükümlerine aykırı biçimde hasımsız olarak açılan davanın, taraf teşkili yapılmaksızın duruşma açılarak karşı tarafa savunma imkanı verilmeden kabulü usul ve yasaya aykırıdır.

Diğer taraftan; Milletlerarası Özel Hukuk Usulü Kanununun 37. maddesinde tenfiz dilekçesine eklenecek belgeler belirtilmiş olup, bu hükme göre yabancı mahkeme ilamının o ülke makamlarınca usulen onanmış aslı ve onanmış tercüme ile, ilamın kesinleştiğini gösteren ve o ülke makamlarınca usulen onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesinin dilekçeye eklenmesi zorunlu olduğu halde, bu hususlara uyulmaması da doğru bulunmamıştır.

SONUÇ: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, oybirliğiyle karar verildi. 15.06.2004

—— • ——

Yargıtay 2. Hukuk Dairesinden:

 

Esas

: 2004/7269

 

Karar

: 2004/8098

İncelenen Kararın

:

 

Mahkemesi

: Eskişehir 5. A.H.

 

Tarihi

: 31.07.2002

 

Numarası

: 2002/463 - 2002/540

 

Davacı

: Gökalp Avcı ve Canan Avcı

 

Davalı

: Fatma Kar

 

Dava Türü

: Evlat Edinmeye İzin

 

Temyiz Eden

: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığının yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Davacılar vekilince 12.07.2002 tarihli dava dilekçesiyle açılan davada, davalının vesayeti altında bulunan 04.03.1988 doğumlu küçük Soner Döger'in davacılar tarafından evlat edinilmesine karar verilmesinin istendiği, mahkemece davanın kabulüne karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır.

4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 463. maddesinde vesayet makamının izninden sonra denetim makamının da izninin gerekli olduğu haller düzenlenmiş olup, vesayet altındaki kişinin evlat edinmesi ve evlat edinilmesi hali de bunlar arasında sayılmaktadır.

Mahkemece, vesayet ve denetim makamlarından izin alınmaksızın yazılı şekilde küçüğün evlat edinilmesine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.

Ayrıca, anılan Kanunun 462/8. maddesindeki hüküm gereğince vasinin vesayet altındaki kişiyi temsilen duruşmalara katılabilmesi ve davayı kabul edebilmesi içinde vesayet makamından izin alınması gerekmektedir.

İncelenen dosyada, vesayet makamından vasiye husumete izin verildiğini gösteren bir belgeye rastlanılmamıştır.

Sözü edilen hüküm, vesayet altındaki kişilerin menfaatlerini korumak amacıyla getirilmiş olup kamu düzenine ilişkin bulunduğundan resen gözetilmesi gerekirken, bu yönde bir işlem yapılmaksızın davaya devam edilerek yazılı şekilde karar verilmesi de usul ve yasaya aykırıdır.

Diğer taraftan; Medeni Kanunun 305. maddesinin 1. fıkrasına göre bir küçüğün evlat edinilmesi, evlat edinen tarafından bir yıl süreyle bakılmış ve eğitilmiş olması koşuluna bağlıdır.

Aynı kanunun evlat edinme kararı vermeden önce hakime araştırma yükümlülüğü getiren 316. maddesi uyarınca evlat edinmeye, ancak esaslı sayılan her türlü durum ve koşulların kapsamlı biçimde araştırılmasından, evlat edinen ile edinilenin dinlenmelerinden ve gerektiğinde uzmanların görüşünün alınmasından sonra karar verilir.

Araştırma özellikle evlat edinen ile edinilenin kişiliği ve sağlığı, karşılıklı ilişkileri, ekonomik durumları, evlat edinenin eğitme yeteneği, evlat edinmeye yönelten sebepler ve aile ilişkileri ile bakım ilişkilerindeki gelişmelerin açıklığa kavuşturulması gerekir.

Evlat edinenin alt soyu varsa, onların evlat edinme ile ilgili tavır ve düşüncelerinin de değerlendirilmesi gerektiği madde hükmünde belirtilmiştir.

Dava dilekçesinde, davacı Canan'ın önceki evliliğinden üç çocuğunun bulunduğu belirtilmiş olmasına rağmen çocukları gösterecek şekilde aile nüfus kayıt tablosu getirtilmeden sadece davacı ve davalıyı gösteren nüfus kayıt örneği ile yetinildiği görülmektedir.

Mahkemece, Medeni Kanunun 305. maddesinin 1. fıkrasındaki şartın gerçekleşip gerçekleşmediği tespit edilmeden ve 316. maddesi gereğince kapsamlı bir araştırma yapılmadan eksik inceleme ile davanın kabulüne karar verilmesi de doğru bulunmamıştır.

SONUÇ: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA oybirliğiyle karar verildi. 21.06.2004

Sayfa Başı