11 Temmuz 2006 SALI

Resmî Gazete

Sayı : 26225

TEBLİĞ

Dış Ticaret Müsteşarlığından :

 

İthalatta Korunma Önlemlerine İlişkin Tebliğ

(Tebliğ No: 2006/10)

 

Kapsam

MADDE 1- (1) Bu Tebliğ, 5/1/2006 tarihli ve 26044 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan İthalatta Korunma Önlemlerine İlişkin 2006/3 sayılı Tebliğ ile başlatılan ve 10/5/2004 tarihli ve 2004/7305 sayılı Kararnamenin eki İthalatta Korunma Önlemleri Hakkında Karar ve İthalatta Korunma Önlemleri Yönetmeliği çerçevesinde yürütülen korunma önlemi soruşturması sonucunda alınan kararı içermektedir.

Soruşturma

MADDE 2- (1) Dış Ticaret Müsteşarlığı İthalat Genel Müdürlüğü tarafından yürütülerek tamamlanan soruşturma sonucunda ulaşılan bilgi ve bulguları içeren sonuç raporu Ek I’de verilmektedir.  

Karar

MADDE 3- (1) İthalatta Korunma Önlemlerini Değerlendirme Kurulu, 2501.00.31.00.00, 2501.00.51.00.00, 2501.00.99.10.00, 2501.00.99.90.11, 2501.00.99.90.12 ve 2501.00.99.90.13 Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonlu tuz ithalatında 3 (üç) yıl süreyle korunma önlemi uygulanmasına ve önlemin 1. yılında 35 ABD Doları/Ton eşik birim kıymetten, ithal edilen ürünün diğer yurtdışı giderler hariç CIF birim kıymetinin (malın 1 tonu için fiilen ödenen veya ödenecek bedel ile navlun ve sigorta bedelleri toplamı) çıkarılması suretiyle hesaplanacak müspet farka tekabül eden tutar kadar ek mali yükümlülük şeklinde uygulanması, söz konusu eşik kıymetin 2. yıl için 33 ABD Doları/Ton ve 3. yıl için 31 ABD Doları/Ton olarak belirlenmesi ve Dünya Ticaret Örgütü Korunma Önlemleri Anlaşması’nın 9.1 maddesi gereğince gelişmekte olan ülkelere muafiyet tanınması hususlarında Bakanlar Kurulu’na öneride bulunulmasına karar vermiştir.

Yürürlük

MADDE 4- (1) Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 5- (1) Bu Tebliğ hükümlerini Dış Ticaret Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan yürütür.

 

 

EK I

 

TUZ İTHALATINDA KORUNMA ÖNLEMİ SORUŞTURMASINA

İLİŞKİN SONUÇ RAPORU

 

 

1.        GENEL BİLGİ

1.1     Kapsam

Bu rapor, İthalatta Korunma Önlemleri Hakkında Karar ve İthalatta Korunma Önlemleri Yönetmeliği (Yönetmelik) hükümleri çerçevesinde yürütülen korunma önlemi soruşturması sonucunda elde edilen bilgi ve bulguları içermektedir.

1.2     Soruşturma sürecinde bilgi toplanması ve değerlendirilmesi

Soruşturma konusu maddenin yerli üreticileri, ithalatçıları, tüketicileri, kullanıcıları ile bunların bağlı olduğu kuruluşlar veya bunların yetkili temsilcileri ile ilgili ülke/ülkeler yetkili temsilcileri ve ilgili ülkelerde yerleşik ihracatçılar/üreticilere kendilerini ilgili taraf olarak tanıtabilmeleri ve soruşturmaya ilişkin bilgi, belge ve görüşlerini göndermeleri ve sözlü dinlenme taleplerini iletmeleri için yeterli süre tanınmıştır.

Kendisini ilgili taraf olarak tanıtanlardan yerli üreticiler, ithalatçılar ve ilgili ülkelerde yerleşik ihracatçılar/üreticiler için hazırlanan soru formları internet ortamında duyurulmuştur.

1.3     İlgili tarafların bilgilendirilmesi ve dinlenmesi

Yönetmeliğin 4 üncü maddesi çerçevesinde, ilgili tarafların görüşlerini karşılıklı olarak dile getirebilmesini teminen soruşturma konusu maddenin yerli üreticileri, ithalatçıları, ilgili ülkelerin yetkili temsilcileri ve ilgili ülkelerde yerleşik ihracatçılar ile bunların bağlı olduğu kuruluşların katılımıyla 9/3/2006 tarihinde bir tarafları dinleme toplantısı düzenlenmiştir

1.4     Yerinde inceleme

Üretim sürecinin fiilen görülmesi amacıyla bazı yerli üretim tesislerinde 11 Mayıs 2006 tarihinde yerinde inceleme yapılmıştır.

2.        BENZER VE DOĞRUDAN RAKİP ÜRÜN DEĞERLENDİRMESİ

2.1     Soruşturma konusu madde

Soruşturma konusu madde, 2501.00.31.00.00 gümrük tarife istatistik pozisyonlu (GTİP) “Diğer maddelerin imali için kimyasal değişimlere mahsus olanlar (Cl'den Na ' ayırmak gibi)” , 2501.00.51.00.00 GTİP’liDenature veya sınai amaçlara mahsus olanlar (rafine edilecekler dahil) (insanlar veya hayvanlar tarafından tüketilen gıdaların hazırlanmasında veya korunmasında kullanılanlar hariç)”, 2501.00.99.10.00 GTİP’li “saf sodyum klorür”, 2501.00.99.90.11 GTİP’li “kaya tuzu”, 2501.00.99.90.12 GTİP’li “tuzla tuzu” ve 2501.00.99.90.13 GTİP’li “deniz tuzu” tanımlı tuzlardır.

Soruşturma kapsamında yapılan araştırmalarda elde edilen bulgulara göre ‘tuz (sofra tuzu hariç, denature tuz dahil) ve saf sodyum klorür (sulu çözelti halinde veya kalıplaşmaya karşı maddeler veya serbestçe akmayı sağlayan maddeler içersin içermesin)’ tanımı kapsamında yer alan maddelerin tümünün kimyasal formülü sodyum klorür (NaCl) olup, kimyasal bakımdan temelde farklılık göstermemektedir. Kübik sistemde kristalleşen tuz, %40 sodyum(Na) ve %60 klor(Cl)’dan meydana gelir. Yüksek basınç altında plastik özellik gösteren tuzun sertliği 2-2,5 olup, özgül ağırlığı 2,1-2,55 gr/cm3 arasında değişir. Genellikle renksiz olmakla birlikte, üretildiği şekliyle rengi gri, sarı, kırmızı, mavi veya yeşil olabilmektedir.

Soruşturma kapsamında yer alan tuz çeşitleri aşağıdaki şekilde tanımlanmaktadır:

- Diğer maddelerin imalinde kullanılan tuz ve saf sodyum klorür: Bu tanım kapsamında temel olarak % 99,9 saflıkta olan ve ağırlıklı olarak ilaç sanayiinde kullanılan tuz bulunmakta ise de, “pure” tuz olmayan ve %95’in üstünde sodyum klorür içeren ve klor, hidroklorik asit, kostik gibi maddelerin üretiminde kullanılan tuzlar da çoğunlukla bu kapsamda sınıflandırılmaktadır.

- Denatüre veya sınai amaçlara mahsus olan tuz: Tuzla tuzu (göl tuzu) ve deniz tuzu olarak üretilen ve çoğunlukla yıkama işleminden geçen tuzlar bu kapsamda tanımlanmaktadır.

- Saf Sodyum Klorür: Yüksek oranda saflaştırılarak yabancı maddelerden arındırılmış, çoğunlukla ilaç sanayiinde kullanılan tuz.

-  Kaya Tuzu: Yeraltında bulunan tuz yataklarından açık ya da kapalı madencilik usulleri ile çıkarılan tuz.

- Tuzla Tuzu (Göl Tuzu): Tuzlu göllerde yüksek tuzluluk oranına sahip ve kendiliğinden oluşan tuzlu suyun güneş etkisi ile buharlaşması sonucu havuz zemininde çökelen ve çeşitli üretim yöntemleri ile toplanarak yığın haline getirilen tuz.

- Deniz Tuzu: Deniz tuzlalarında deniz suyunun buharlaştırılması sonucu üretim havuzları zemininde çökelen kristalize tuzun üretim yöntemleri ile toplanması ve yığın haline getirilmesi ile elde edilen tuz.

2.2     İlgili tarafların görüşleri

İthalatçı taraflar arasında klor üreticisi firmalardan bazıları Türkiye’de üretilen tuzun, yüksek teknolojiyle üretim yapılan tesislerinde kullanabilecekleri kalite düzeyini sağlayamadığını ifade ederken, taraf olan bazı tekstil firmaları yerli üretim tuzun sertlik derecesinin tekstil boyama işlemi bakımından istenilenden yüksek olduğunu, amaçladıkları boyama kalitesine ithal tuz kullanarak ulaşabildiklerini, yerli üreticilerin kalite artırıcı yatırımlar yapması halinde yerli tuzun da kullanılabileceğini vurgulamaktadırlar. Buna karşın, tuz üretimi yapan firmalar, üretim teknolojisi ve ürün kalitesini artırma yönünde yatırımlara giriştiklerini ve sanayicilerin ihtiyacı olan tuzu sağlayabileceklerini belirtmişlerdir.

2.3     Benzer ve doğrudan rakip ürün

Tuz, yemek pişirme ve mutfakta yararlanma amacı ile (sofra tuzu) kullanılmasının yanı sıra gereğinde insan gıdası olarak kullanılmaya elverişli olmayacak şekilde işlemlere tabi tutularak, tabii özelliği değiştirilerek, gıda sanayii dışındaki alanlarda da kullanılmaktadır. Kimya sanayi başta olmak üzere, demir-çelik, kağıt, deri, tekstil gibi çeşitli sanayi kolları ile karayolları kar ve buz mücadelesi gibi alanlarda sıklıkla kullanılan bir maddedir.

Tekstil terbiye sektöründe tuz, ham kumaşın boya, apre ve terbiye işlemlerinde kullanılmaktadır. Tuz, tekstil boyama işleminde boyanın kumaşa taşınmasında gereken iyonik kuvveti sağlamaktadır. Bu işlem sırasında boya ile birlikte kullanılan tuzun özelliği renk ve boya kalitesini de etkileyerek, elde edilen tekstil ürününün  kalitesinde doğrudan belirleyici olmaktadır. Boyama işleminde kullanılan tuzda aranan en önemli özellik tuzun sertlik derecesidir. Kaliteli bir boyama işlemi için kullanılacak tuzun sertliğinin mümkün olduğunca düşük olması gerekmektedir. Soruşturma kapsamında sektörde faaliyet gösteren firmalardan elde edilen bilgilere göre tuz kullanımının, iplik boyama faaliyetinin maliyet unsurları içerisinde ortalama % 2,5 oranında bir payı bulunmaktadır.

Kimya sektöründe başta klor üretimi olmak üzere, kostik, hidrojen, sodyum hidroksit, sodyum karbonat gibi maddelerin üretiminde tuz önemli yer tutmaktadır. Başvuru kapsamında yer alan ve yukarıda tanımlanan tuz çeşitlerinin tümü klor üretiminde kullanılabilmekle beraber, kaynağı ne olursa olsun(kaya, göl veya deniz) ham(yıkama işleminden geçmemiş) tuzun Türkiye’de üretim yapan klor-alkali tesislerinde kullanılabilmesi için mutlaka yıkama işleminden geçirilmesi gerekmektedir.

Soruşturma kapsamı kaya tuzu, tuzla tuzu, ve deniz tuzu, gıda sanayiinde rafine sofra tuzu ve rafine gıda sanayii tuzu üretiminde kullanılmaya uygundur. Türkiye’de gıda sanayiine yönelik rafine tuz üretimi yapan firmalar çoğunlukla yerli üretim tuz kullanmakta, Türkiye’de üretilen kaya tuzu, tuzla tuzu ve deniz tuzunu rafinasyon ve diğer işlemlerden geçirmektedirler.

Bunların dışında karayolları kar mücadelesi de tuzun temel tüketim alanlarından birisidir. Buzlanmayı önleyici tuzun kalitesinin, diğer sektörlerde vurgulandığı ölçüde yüksek olması gerekmediğinden (TC Karayolları Genel Müdürlüğü’nün belirlediği limit değerlere göre tuz miktarının en az %95, rutubet miktarının en çok %3, suda çözünmeyen madde miktarının ise en çok %1 olması yeterlidir.) Türkiye’de üretilen tuz, kar mücadelesinde kullanılmaya elverişli özellikler taşımaktadır.

Yapılan incelemeler neticesinde soruşturma konusu tuzların genel olarak, yurt içinde üretilenleri ile ithal edilenlerinin teknik ve kimyasal özellikleri, çeşitleri, dağıtım kanalları ve kullanım alanları itibariyle esaslı bir farklılık göstermediği tespit edilmiştir. Öte yandan, şikayete konu gümrük tarife istatistik pozisyonunda yer alan tuzlar işlev bakımından temel olarak aynı amaçla kullanılsalar da şikayetin daha ziyade göreceli olarak düşük kalitedeki tuzlara yönelik olduğu; benzer veya doğrudan rakip mal değerlendirmesinde bu ürünlerin fiyat kriteri ile ayrıştırılabileceği anlaşılmıştır.

3.        İTHALATIN DEĞERLENDİRİLMESİ

3.1     İthalatın seyri

İthalat

2000

2001

2002

2003

2004

2005

Miktar (Ton)

25.733

11.072

78.051

198.633

306.882

332.985

Endeks

100

43

303

772

1.193

1.294

2000 yılında 25.733 ton düzeyinde gerçekleşen ithalat, 2001 yılında düşüş göstererek 11.072 ton seviyesine gerilemiştir. 2002 yılından itibaren sürekli olarak artış gösteren ithalat, 2002-2005 yılları arasında yıllık bazda sırasıyla % 605, % 155, % 55 ve % 9 artış kaydederek 2005 yılında 332.985 ton olarak gerçekleşmiştir. İthalat endeksinin, 2001 yılında 43’e düşmesine karşın sürekli artarak 2005 yılında 1.294’e yükselmesi ithalatta mutlak artış gerçekleştiğini göstermektedir.

3.2     İthalat birim fiyatı

İthal Birim Fiyatı (ABD Doları/Ton)

2000

2001

2002

2003

2004

2005

166

179

35

35

31

27

2000 yılında 166 ABD Doları/Ton olarak gerçekleşen ağırlıklı ortalama CIF ithal birim fiyatı, 2001 yılında 179 ABD Doları/Ton değerine ulaşmış, sonrasında ise 2002 yılından itibaren sürekli olarak düşüş göstererek 2005 yılında 27 ABD Doları/Ton olarak gerçekleşmiştir.

3.3     İthalatın piyasa payı

İthalatın Piyasa Payı (Endeks)

2000

2001

2002

2003

2004

2005

100

48

264

657

1.015

1.398

İthalatın yurtiçi piyasada aldığı pay -2001 yılı hariç- sürekli olarak artış göstermiş; 2000 yılında 100 olan endeks, 2005 yılında 1.398’e yükselmiş olup, soruşturma konusu dönem içerisinde ithalatın piyasa payı yaklaşık 14 kat artış kaydetmiştir.

3.4     İthalatın yerli üretime oranı

İthalat/Yerli üretim (Endeks)

2000

2001

2002

2003

2004

2005

100

47

270

706

1.146

1.664

İthalatın yerli üretime oranı soruşturma konusu dönem boyunca -2001 yılı hariç- sürekli olarak artış göstermiş; 2000 yılında 100 olan endeks, 2005 yılında 1.664’e yükselmiştir. Bu veriler ışığında, soruşturma konusu dönem için mutlak artışın yanında nispi artış yaşandığı da tespit edilmektedir.

4.        ÖNGÖRÜLMEYEN GELİŞME

4.1     Döviz kuru

Yeni Türk Lirası’nın (YTL) on dokuz ülke parasına göre hesaplanmış reel efektif kur endeksi (1995=100) aşağıda sunulmaktadır. 

Reel Döviz Kuru
(1995=100)

2001

2002

2003

2004

2005

116,3

125,4

140,6

143,2

171,3

   Kaynak : TCMB

Fiyat endeksi olarak tüketici fiyatlarının kullanıldığı endeksteki artışlar YTL’deki değerlenmeyi göstermektedir. Buna göre, YTL, 2001 yılından itibaren yıllık olarak sırasıyla % 8, % 12, % 2 ve % 20 oranlarında reel değer kazancı yaşamıştır. Diğer bir ifadeyle, YTL, 2005 yılında 2001 yılına göre % 47 oranında reel olarak daha değerli bir seviyeye gelmiştir. Bu itibarla, ulusal para biriminde yaşanan değerlenme, ithalat artışına yol açan en önemli öngörülmeyen gelişme olarak karşımıza çıkmaktadır.

4.2     Ham petrol fiyatları

Ham petrol fiyatlarının son yıllarda sürekli olarak artış göstermesi, bir başka öngörülmeyen gelişme olarak karşımıza çıkmaktadır. Soruşturma konusu dönemde yıl sonu dünya fiyatlarına bakıldığında, fiyatların 2000-2005 yıllarında, sırasıyla 20,95;  18,24;  28,95;  28,13;  33,05 ve 51,73 ABD Doları/varil olarak gerçekleştiği görülmektedir. Bu rakamlara göre 2000-2005 yılları arasında ham petrol fiyatı % 150’nin üzerinde artış göstermiştir. Karayolu taşımacılık maliyeti, Türkiye piyasasında yerli tuzun kullanıcıya maliyetinin önemli bölümünü oluşturan bir unsur olup, tuz tüketicilerinin ithal tuza yönelme kararında belirleyici olmaktadır. Bu çerçevede son yıllarda petrol fiyatlarında görülen artış, nakliye fiyatlarını doğrudan etkileyerek ithal tuz karşısında, Türkiye’de üretilen tuzun fiyat dezavantajı taşımasına neden olmuştur. Hem Türkiye tuz ithalatının ve hem de ham petrol fiyatlarının ciddi oranda artış sürecine girmesinin 2003 yılı sonrasında olduğuna dikkat edilirse, bu iki gösterge arasında belirgin bir ilişki olduğu ortaya çıkmaktadır.

5.        CİDDİ ZARAR VE CİDDİ ZARAR TEHDİDİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Ciddi zarar ve ciddi zarar tehdidi incelemesinde kullanılan yerli üretime ilişkin bilgiler, korunma önlemi başvurusu kapsamında bilgi sunan ve yerli üretimin önemli kısmını temsil eden yerli üreticinin bilgilerine dayanmaktadır.

5.1     Üretim

Üretim
(Ton-Endeks)

2000

2001

2002

2003

2004

2005

100

91

112

109

104

78

Yerli üretim endeksi (2000=100) 2001 yılındaki düşüşün ardından 2002 yılında 112’ye yükselmiş, sonraki yıllarda ise sürekli olarak azalarak 2005 yılında 78’e inmiştir. 2004-2005 yılları arasında üretim miktarındaki azalma %25 oranında gerçekleşmiştir.

5.2     Yurtiçi satışlar

Yurtiçi Satışlar
(Ton-Endeks)

2000

2001

2002

2003

2004

2005

100

105

120

107

106

97

Yurtiçi satış endeksi (2000=100) 2000-2002 yılları arasında artış göstermesine karşın, 2002 yılından sonra düşüşe geçmiştir. 2005 yılında yurtiçi satışlar 2002 yılına (120) göre %19 oranında azalarak 97’ye inmiştir.

5.3     Kapasite ve kapasite kullanım oranı (KKO)

 

2000

2001

2002

2003

2004

2005

Kapasite
(Ton-Endeks)

100

100

112

112

112

112

Kapasite Kullanım

Oranı (%-Endeks)

100

91

101

98

93

69

2000 ve 2001 yıllarında 100 olan kapasite endeksi, yerli üreticinin kapasite artırımına gitmesiyle 2002’de 112’ye çıkmış, sonraki yıllarda da aynı seviyede kalmıştır.

Üretim verilerine paralel olarak kapasite kullanım oranı (2000=100) 2001 yılında azalmış, 2002 yılında ise artmıştır. 2002 yılından sonra sürekli olarak azalan kapasite kullanım oranı endeksi, 2002-2005 yılları arasında 101’den 69’ düşmüştür. Özellikle 2005 yılında düşüş, bir önceki yıla göre % 25 oranında gerçekleşmiştir.

5.4     Stoklar

Stoklar
(Ton-Endeks)

2000

2001

2002

2003

2004

2005

100

87

80

82

80

65

Yerli üreticinin dönem sonu stok endeksi (2000=100) 2002 yılında 80 seviyesine gerilemiş, 2003 ve 2004 yıllarında sırasıyla 82 ve 80 olarak gerçekleşmiştir. 2005’te ise stoklar 65 seviyesine inmiştir. İthalat artışının doğurduğu piyasa koşullarında yerli üreticinin 2005 yılında üretimini % 25 oranında düşürmek zorunda kalması, satışların belli ölçüde stoklardan karşılanması zorunluluğunu beraberinde getirmiştir. Bu nedenle, 2005 yılı dönem sonu stoklarında görülen azalma, temel olarak üretim düşüşünden kaynaklanmaktadır.  

5.5     İstihdam

İstihdam
(Kişi-Endeks)

2000

2001

2002

2003

2004

2005

100

93

97

76

74

63

Soruşturma konusu dönemde istihdam endeksi -2002 yılı hariç- sürekli olarak azalmış, 2000 yılında 100 olan endeks, 2005 yılında soruşturma kapsamı dönemin en düşük değerine ulaşarak 63’e düşmüştür.

5.6     Verimlilik

Verimlilik (Ton/kişi)

2000

2001

2002

2003

2004

2005

2.071

2.008

2.403

2.975

2.898

2.544

İstihdam edilen direkt işçi sayısı ve üretim miktarına göre hesaplanan verimlilik rakamı incelendiğinde, 2001 yılında düşüş gösteren verimliliğin 2002 ve 2003 yıllarında yükseldiği, ancak 2004 ve 2005 yıllarında tekrar azaldığı görülmektedir. 2004 yılında 2.898 seviyesinde gerçekleşen verimlilik 2005 yılında 2.544’e düşmüştür. 2005 yılında istihdam edilen direkt işçi sayısındaki azalmaya karşın, üretimin daha büyük oranlarda düşmesi, söz konusu verimlilik düşüşüne yol açmıştır.

5.7     Kârlılık 

Kârlılık (%)

2000

2001

2002

2003

2004

2005

0,89

0,41

0,68

0,16

3,97

-10,19

Vergi öncesi kârın net ciroya oranı alınarak hesaplanan kârlılık oranları 2000-2003 yılları arasında %1’in altında kalmıştır. 2004 yılında %4’e yakın bir kârlılık oranı sağlanmasına karşın, 2005 yılında düşen üretim ve yurtiçi satış rakamları, 2005 yılında % 10’un üzerinde bir zararı beraberinde getirmiştir.

5.8     Piyasa payı

Yerli Üretimin Piyasa Payı (%-Endeks)

2000

2001

2002

2003

2004

2005

100

101

98

93

89

84

Yerli üretimin piyasa payı endeksi (2000=100) 2001 yılında 101’e çıkmış, sonraki yıllarda ise sürekli olarak düşüş göstermiştir. Özellikle 2002 yılı sonrasında, artan ithalat karşısında yerli üretimin piyasadan aldığı pay azalırken endeks 2005 yılında 84’e düşmüştür.

5.9     Fiyat kırılması

 

2000

2001

2002

2003

2004

2005

Benzer ve rakip yerli ürünün tüketiciye maliyeti (YTL/Ton)

16

27

36

44

48

52

Şikayet konusu ithal ürünün tüketiciye maliyeti (YTL/Ton)

-

-

54

53

46

38

Fiyat Kırılması
(Yüzde)

-

-

-

-

3

28

Şikayet konusu ithal mal ile Türkiye’de üretilen benzer ve rakip malın fiyatları, “tüketiciye maliyeti” yönünden karşılaştırıldığında, 2004 ve 2005 yıllarında fiyat kırılmasına rastlanmaktadır. Şikayet konusu ithal mal, yerli üreticilerin yurt içi satış fiyatlarını 2004 yılında % 3, 2005 yılında % 28 oranında kırmıştır. Yerli ürünün fiyatları sürekli olarak artarken, ithal ürünün YTL cinsinden fiyatlarının sürekli olarak düşmesi, söz konusu fiyat kırılmasını beraberinde getirmiştir.

6.        NEDENSELLİK İLİŞKİSİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Soruşturma konusu ürünün ithalat verileri ile yerli üretim göstergeleri birlikte değerlendirildiğinde, üretim göstergelerindeki bozulmanın ithalat artışından kaynaklandığı anlaşılmaktadır. 

6.1     Yurtdışı satışlar

Yurtdışı satışlar (Ton-Endeks)

2000

2001

2002

2003

2004

2005

100

37

85

124

49

49

Yerli üreticinin yurtdışı satışları 2000-2005 yılları arasında dalgalı bir seyir izlemekle birlikte, 2000 yılında 100 olan endeks 2003 yılında en yüksek seviyesine çıkarak 124 olmuş, sonraki yıllarda ise azalarak 2005 yılında 49’a düşmüştür. Yurtdışı satışların toplam satışlar içerisinde % 1’lik bir paya sahip olduğu dikkate alındığında, yurtdışı satışlarda görülen söz konusu düşüşün, yerli üreticinin üretim ve kârlılık göstergeleri üzerinde kayda değer bir etkisinin bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.

6.2     Diğer

İthalat ve yerli üretim verileri incelendiğinde soruşturma konusu malın yurtiçi tüketiminde belirgin bir düşüş olmadığı görülmekte; yerli sektörün üretim kapasitesinin iç piyasa talebini aşan boyutta olmadığı anlaşılmaktadır. Şikayet konusu mala ilişkin olarak, alternatif ürünlerin geliştirilmiş olması söz konusu değildir. Soruşturma konusu dönemde iç piyasada yerli üreticiler arasındaki rekabette bir artış söz konusu olmamıştır. Yerli üreticinin mali tablolarının incelenmesinden, yeni yatırımlardan kaynaklanan yüksek değerde amortisman giderlerinin olmadığı ve çalışma sermayesi darlığının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca soruşturma konusu dönemde tüketici tercihlerindeki değişiklikler, soruşturma konusu malın cins, kalite, nitelik gibi özelliklerinden kaynaklanmayıp temel olarak maliyet unsurlarına dayanmaktadır.

Yukarıda belirtilen faktörler değerlendirildiğinde, şikayet konusu malın artan ithalatı dışında ciddi zarar veya ciddi zarar tehdidine neden olabilecek diğer faktörlerin etkisinin bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.

7.        DEĞERLENDİRME VE SONUÇ

 Şikayet konusu ürünün ithalatı soruşturma konusu dönem boyunca sürekli olarak artarak 2005 yılında 332.985 tona ulaşmıştır. Bu değer 2004 yılına göre %8,5 artışa işaret ederken 2000-2005 yılları arasında ithalat yaklaşık % 1200 yükselme göstermiştir. Soruşturma konusu dönem içerisinde bir yandan YTL’nin döviz karşısında değerlenmesi, diğer yandan da ham petrol fiyatlarında görülen yükselme, ithal ürünlerin daha çok tercih edilmesine yol açan öngörülmeyen gelişmeler olarak değerlendirilmektedir.

Aynı süreçte yerli üretime ilişkin göstergeler olumsuzlaşmış; üretim, kapasite kullanım oranı, yurtiçi satışlar, istihdam ve yerli üretimin piyasa payında önemli düşüşler gerçekleşmiştir. Yerli üreticiler, üretim göstergelerinin bozulması neticesinde, 2005’te yılı % 10,19 oranında zararla kapatmıştır. Şikayet konusu ithal ürün ile Türkiye’de üretilen benzer ve rakip ürünün fiyatları kıyaslandığında, ithal tuzun Türkiye’de üretilen tuzun fiyatlarını 2004 yılında %3, 2005 yılında % 28 oranında kırdığı tespit edilmiştir.

Diğer faktörlerin söz konusu bozulma üzerinde etkisi olmadığından hareketle, ithalatın seyrinin ve gerçekleşme koşullarının yerli üretim üzerinde ciddi zarar ve ciddi zarar tehdidine yol açtığı tespit edilmiştir.