Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı)’ndan:
TAHSİLAT GENEL TEBLİĞİ
SERİ: A SIRA NO: 1’DE DEĞİŞİKLİK
YAPILMASINA
DAİR TEBLİĞ (SERİ: A SIRA NO: 10)
MADDE 1 – 30/6/2007 tarihli ve
26568 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Tahsilat Genel Tebliği Seri: A Sıra
No: 1’in Birinci Kısım Dördüncü Bölümünün “I. Tecil” başlığından sonra “A.
Kanunun 48 inci Maddesine Göre Tecil” başlığı eklenmiştir.
MADDE 2 – Aynı Tebliğin Birinci Kısım Dördüncü Bölümünün
“II- Tecil Edilmiş Amme Alacağı ile İlgili Olarak Yürütmenin Durdurulması
Karar Verilmesi” başlığından önce gelmek üzere “B. Kanunun 48/A Maddesine
Göre Tecil” başlıklı bölüm eklenmiştir.
“B. Kanunun
48/A Maddesine Göre Tecil
1. 18/5/2017 tarihli ve 7020 sayılı Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda ve Bir Kanun Hükmünde Kararnamede
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 7 nci
maddesiyle 6183 sayılı Kanuna vergiye uyumlu mükelleflerin borçlarının
tecili başlıklı 48/A maddesi eklenmiş ve madde 1/1/2018 tarihinden itibaren
vadesi gelen alacaklara uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe
girmiştir.
Maddede, Devlete ait olup Maliye
Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince takip edilen ve 213 sayılı Kanun kapsamına
giren vergi, resim, harç ve cezalar ile bu alacaklara bağlı gecikme faizi
ve gecikme zammının vadesinde ödenmesi veya haczin tatbiki veyahut haczolunmuş malların paraya çevrilmesi hallerinin amme
borçlusunu çok zor duruma düşüreceği anlaşıldığı takdirde Kanunun, Bakanlar
Kurulunun ve Maliye Bakanının belirlediği şartlarla tecil başvuru tarihi
itibarıyla vadesi 1 yılı geçmemiş alacakların teciline yönelik hükümlere
yer verilmiştir.
2. Maddeye göre taksitlendirilebilecek alacaklar,
Maliye Bakanlığına bağlı vergi daireleri tarafından takip edilen ve 213 sayılı
Kanun kapsamına giren vergi, resim, harç ve vergi cezaları ile bu
alacaklara bağlı gecikme faizi ve gecikme zammı ile sınırlı tutulmuştur.
Dolayısıyla, bu alacakların dışında kalan amme alacaklarının bu madde kapsamında
tecili mümkün değildir.
Maddeden yararlanılabilmesi için mükelleflerin
tecil başvuru tarihi itibarıyla maddede yer verilen alacaklardan vadesi 1
yılı geçmiş borcunun bulunmaması gerekmektedir.
Ancak, Kanunun 48 inci maddesi ile 48/A maddesine
göre tecil edilen veya özel kanunlara göre ödeme planına bağlanan borcun
bulunması madde hükmünden yararlanılmasına engel teşkil etmeyecektir.
3. Maddeden yararlanılabilmesi için;
a) Tecil başvuru tarihi itibarıyla aralıksız en az 3
yıl süreyle; ticari, zirai veya mesleki faaliyetleri nedeniyle yıllık gelir
veya kurumlar vergisi mükellefi olunması,
b) Tecil başvuru tarihinden geriye doğru 3 yıla ait
vergi beyannamelerinin kanuni sürelerinde verilmiş olması (Kanuni süresinde
verilen bir beyannameye ilişkin olarak kanuni süresinden sonra düzeltme
amacıyla veya pişmanlıkla verilen beyannameler bu şartın ihlali sayılmaz.),
c) Kapsama giren ve başvuru tarihi itibarıyla vadesi
1 yılı geçmemiş borcun, borç ödemede hüsnüniyet sahibi olunmasına rağmen
ödenememiş olması,
şartlarının bulunması gerekmektedir.
Buna göre, madde hükmünden ticari, zirai veya
mesleki faaliyeti nedeniyle yıllık gelir veya kurumlar vergisi mükellefi
olan borçlular yararlanabilecek ve bu borçluların tecil başvuru tarihinden
geriye doğru 3 yıl içinde verilmesi gereken vergi beyannamelerinin kanuni
süresinde verilmiş olması şartı aranılacaktır.
Maddenin tecil için öngördüğü şartlardan birisi
olan borç ödemede hüsnüniyet sahibi olma şartına da tecil taleplerinin
değerlendirilmesi sırasında dikkat edilecektir. Vergi kanunlarına uyum,
borç ödeme alışkanlığı, vadesi 1 yılı geçmemiş borcun ödenmeme gerekçeleri
gibi hususlar mükellefin borç ödemede hüsnüniyet sahibi olup olmadığının
göstergeleri olacaktır.
4. Tebliğin bu bölümünün (3) numaralı bölümünde
belirtilen şartlara ilave olarak Kanunun Maliye Bakanına verdiği yetkiye
istinaden maddeden yararlanılabilmesi için;
a) Mükellef (tüzel kişilerde kanuni temsilci)
hakkında tecil talep tarihinden önceki 5 yıl içinde 213 sayılı Kanunun 359
uncu maddesine göre kesinleşmiş mahkûmiyet kararının bulunmaması,
b) Yıllık gelir vergisi/kurumlar vergisi yönünden
faal mükellefiyetin bulunması,
c) Asıl amme borçlusu olunması,
ç) Tür olarak tecili uygun bulunan borçların tamamı
için tecil talebinde bulunulması,
şartları getirilmiştir.
Buna göre, 213 sayılı Kanun, 6183 sayılı Kanun ve
diğer mevzuatta yer alan sorumluluk düzenlemeleri nedeniyle asıl amme
borçlusu dışında kalan kefiller, şirket ortakları ve kanuni temsilciler
gibi amme borçlusu sayılan kişiler, sorumlu oldukları tutarlar için madde
hükmünden yararlanamayacaklardır.
5. Madde kapsamında tecil yapılabilmesi için
mükellefin bağlı bulunduğu vergi dairesine yazılı müracaatı şarttır.
Mükellef bu müracaatı bizzat yapabileceği gibi kanuni temsilcileri veya bu
konuda özel olarak vekalet verilen kişiler
marifetiyle de yapabilecektir.
6. 48/A maddesinin üçüncü fıkrasında “Bu madde
kapsamında tecil edilen alacaklara, 48 inci maddeye göre belirlenen oranda
faiz tatbik edilir.” hükmü yer almaktadır.
Buna göre, 48/A maddesi kapsamında tecil edilecek
amme alacaklarına Kanunun 48 inci maddesi kapsamında belirlenmiş olan faiz
oranı esas alınarak faiz uygulanacaktır. Ancak, madde hükmü ile Bakanlar
Kuruluna, çok zor durum halinin tespitinde kullanılacak kriterleri
belirleme ve belirlenen kriterlere bağlı olarak tecil süresini ve faiz
oranını farklılaştırma yetkisi verilmiştir.
24/2/2018 tarihli ve 30342 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan
22/1/2018 tarihli ve 2018/11284 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına ekli
“Karar” ile konuya ilişkin aşağıdaki belirlemeler yapılmıştır.
a) Söz konusu Bakanlar Kurulu Kararı (BKK) ile
maddeden yararlanacak ticari, zirai ve mesleki faaliyeti nedeniyle yıllık
gelir veya kurumlar vergisi mükellefi olan borçlular; bilanço esasına göre
defter tutanlar, işletme/zirai işletme hesabı esasına göre defter tutanlar,
ticari kazancı basit usulde tespit edilenler ve serbest meslek kazanç
defteri tutanlar şeklinde gruplandırılmak suretiyle çok zor durum halinin
tespitinde kullanılacak kriterler belirlenmiştir.
Çok zor durum halinin tespiti için yapılacak mali durum
analizlerinde, 213 sayılı Kanunun 175 inci ve mükerrer 257 nci maddelerinin Maliye Bakanlığına verdiği yetkiye
dayanılarak yapılan düzenlemeler esas alınacaktır.
Buna göre;
i) Bilanço esasına göre defter tutan yıllık gelir
veya kurumlar vergisi mükelleflerinin çok zor durum halinin tespitinde
aşağıdaki mali göstergeler kullanılacaktır.
ii)
İşletme/zirai işletme hesabı esasına göre defter tutan, ticari kazancı
basit usulde tespit edilen ve serbest meslek kazanç defteri tutan
mükelleflerin çok zor durum halinin tespitinde aşağıdaki mali göstergeler
kullanılacaktır.
iii)
Mükelleflerin mali durumlarının değerlendirilmesi sonucu; nakit oranının
0,1 veya 0,1’den küçük, likidite oranının 0,7 veya 0,7’den küçük ve
kaldıraç oranının 0,7 veya 0,7’den büyük olması ve bu şartların bir arada
bulunması halinde mükelleflerin çok zor durumda oldukları kabul
edilecektir.
b) 48/A maddesi kapsamında mükelleflerin çok zor
durum derecesinin belirlenmesinde, aşağıdaki likidite ve kaldıraç
oranlarının kullanılması BKK ile uygun görülmüştür.
Mükelleflerin, likidite ve kaldıraç analiz
tablolarına göre ayrı ayrı tespit edilen
dereceler toplanarak “Çok Zor Durum Derecesi” bulunacaktır. Bu dereceye
göre azami tecil süresi ile 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesine göre
belirlenen tecil faizinin (Yürürlükteki Tecil Faiz Oranı=TFO) belirli bir
yüzdesi esas alınarak bulunan faiz oranı “Tecil Süresi ve Faiz Oranı
Belirleme Tablosu”ndan tespit edilecektir.
Kanunun 48/A maddesi kapsamında tecil talebinde
bulunan mükelleflerin vermiş oldukları bilgi ve belgeler değerlendirilerek,
nakit, likidite ve kaldıraç oranları tespit edilecektir. Tecile yetkili
makamlar, mükelleflerin vermiş oldukları mali durumlarını gösteren bilgi ve
belgelerin doğruluğunu araştırma yetkisine sahip olup, bu kapsamda
mükelleften ve üçüncü kişilerden ilave bilgi talebinde bulunabilecektir.
Değerlendirmeler sonucunda mükellefin madde hükmünden yararlanması için
gerekli şartların varlığı anlaşıldığı takdirde, çok zor durum derecesine
göre tecil ve taksitlendirme yapılabilecektir.
BKK ile belirlenen kriterlerden
tecil süresi azami süreyi göstermekte olup, tecile yetkili makamlarca,
mükellefin talep ettiği tecil süresinden daha kısa sürede tecil yapılması
mümkündür.
Örnek 1- Mükellef (H), 29/6/2018
tarihinde gelir (stopaj) vergisinden olan 1.200.000,- lira borcunun 48/A maddesine
göre 18 ay süreyle tecil ve taksitlendirilmesi amacıyla bağlı olduğu vergi
dairesine müracaat etmiştir. Örnekte, gecikme zammı yerine hesaplanması
gereken Yİ-ÜFE tutarı ihmal edilmiştir.
Tecile yetkili makam tarafından yapılan
değerlendirmede tecil başvuru tarihi (29/6/2018)
itibarıyla mükellefin;
- Tecilini talep ettiği borcun 213 sayılı Kanun
kapsamında olduğu ve vadesinden itibaren 1 yılı geçmediği,
- Ticari kazançtan dolayı son 3 yıldır aralıksız
faal gelir vergisi mükellefiyetinin bulunduğu,
- Mükellefiyetinin olduğu vergi dairelerine 29/6/2015 tarihinden (Tecil talep tarihi olan 29/6/2018
tarihinden geriye doğru 3 üncü yılın başladığı tarihtir.) itibaren 213
sayılı Kanun kapsamında verilmesi gereken tüm vergi beyannamelerini
süresinde verdiği,
- Mükellefiyetinin olduğu vergi dairelerine 213
sayılı Kanun kapsamına giren ve vadesi 29/6/2017
tarihinden (Tecil talep tarihi olan 29/6/2018 tarihinden geriye doğru 1
inci yılın başladığı tarihtir.) önce olan herhangi bir borcunun
bulunmadığı,
- 213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesine göre son 5
yıl içinde hakkında verilmiş kesinleşmiş mahkûmiyet kararı bulunmadığı,
- Sunmuş olduğu bilgi ve belgeler ile tecile
yetkili makamın yapmış olduğu araştırmalar neticesinde nakit oranının
(0,05), likidite oranının (0,55) ve kaldıraç oranının ise (0,95) olduğu,
tespit edilmiş ve yapılan araştırmalarda borç ödemede
hüsnüniyet sahibi olduğu görüldüğünden, talebinin madde kapsamında
değerlendirilmesi için gerekli şartların oluştuğu anlaşılmıştır.
Mükellefin, likidite oranı (0,55) karşılığı olan 2
derecesi ile kaldıraç oranı (0,95) karşılığı olan 3 derecesinin toplanması
neticesinde çok zor durum derecesi 5 olarak tespit edilmiştir.
BKK ile çok zor durum derecesi 5 olan mükellefler
için belirlenen azami tecil süresi ve faiz oranları aşağıda yer almaktadır.
Tecile yetkili makam, söz konusu borcun 12 ayda 12
eşit taksitte ödenmesini uygun bulmuştur.
Bu durumda, tecil edilen borç için yürürlükteki tecil
faiz oranının %50’si esas alınarak faiz hesaplanması (Yıllık %12 olan tecil
faizi oranı yerine yıllık % 6 tecil faizi oranı uygulanacaktır.)
gerekmektedir.
Ayrıca, tecil edilen borç için asgari
[(1.200.000-500.000=)700.000x0,25=]175.000,- lira
değerinde teminat gösterilmesi icap etmektedir.
7. 48/A maddesine göre yapılan tecillerde hesaplanan
tecil faizi taksit tutarları ile birlikte ödenecektir. Taksit tutarları ile
hesaplanan tecil faizlerinin tam olarak ödenmemesi tecilin ihlal nedenidir.
Tecil faizinin hesabında bu Tebliğin Birinci Kısım
Dördüncü Bölüm “I.Tecil” başlıklı bölümün “A. Kanunun 48 inci Maddesine
Göre Tecil” başlıklı bölümünün 9/f ve 9/j ile 11 inci ve 12 nci bölümlerinde yapılan açıklamalar dikkate
alınacaktır.
8. BKK ile tecil edilecek gecikme zammının, Türkiye
İstatistik Kurumunun her ay için belirlediği Yurt İçi Üretici Fiyat
Endeksinin (Yİ-ÜFE) aylık değişim oranları esas alınarak Yİ-ÜFE tutarı
olarak hesaplanması uygun görülmüştür.
Madde kapsamında tecil başvurusunda bulunulması üzerine
tecil edilecek alacak aslına uygulanması gereken gecikme zammı yerine
alacağın, vade tarihinden, tecil başvuru tarihine kadar (bu tarih hariç)
geçen süre için Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak Yİ-ÜFE tutarı
hesaplanacaktır.
Yİ-ÜFE tutarı, diğer alacaklarla toplanarak madde
kapsamında tecil edilecek alacak tutarı bulunacaktır.
Madde hükmü ile sadece gecikme zammı yerine Yİ-ÜFE
tutarı hesaplanmasına imkan verildiğinden, gecikme faizi yerine Yİ-ÜFE
tutarı hesaplanmayacak ve gecikme faizleri tecil edilecek alacak tutarına
herhangi bir tutar değişikliği yapılmadan dahil
edilecektir.
Yİ-ÜFE tutarı hesaplamalarında ilk aya ilişkin esas
alınacak Yİ-ÜFE aylık değişim oranı, alacağın vadesinin rastladığı ay için
açıklanmış olan oran olacaktır. Tecil başvurusunun yapıldığı tarihte,
başvuru tarihinden önceki aya ilişkin Yİ-ÜFE aylık değişim oranının
açıklanmamış olması halinde bir önceki aya ilişkin Yİ-ÜFE aylık değişim
oranı esas alınacaktır.
Yİ-ÜFE tutarının hesaplanmasında, 6183 sayılı
Kanunun 51 ve 53 üncü maddelerine göre hesaplanan gecikme zammının
hesaplama yöntemi ve hesaplama süreleri değiştirilmeyecek, sadece aylık
gecikme zammı oranı yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları kullanılacaktır.
Yİ-ÜFE aylık değişim oranlarının eksi değer çıkması
durumunda bu oranlar da hesaplamada eksi değer olarak dikkate alınacaktır.
Hesaplamaya konu döneme ilişkin olarak Yİ-ÜFE aylık değişim oranlarının
toplamı eksi değer olduğu takdirde gecikme zammı yerine alınması gereken
Yİ-ÜFE tutarı sıfır kabul edilecektir.
Yİ-ÜFE tutarının tecil şartlarına uygun ödenmesi
halinde alacağa uygulanan gecikme zammının tahsilinden vazgeçilecektir.
Örnek 2- Mükellef (G), 6183 sayılı Kanunun 48/A maddesine
göre 27/9/2018 tarihinde 26/6/2018 vadeli
2.000.000,- lira gelir (stopaj) vergisinin tecilini talep etmiştir.
Bu durumda, söz konusu alacak için tecil müracaat
tarihine kadar 84.000,- lira gecikme zammı hesaplanmıştır.
Tecil talebinin uygun bulunması halinde gecikme
zammı yerine;
-27/6/2018-26/7/2018
dönemine Haziran 2018 ayına ilişkin,
-27/7/2018-26/8/2018
dönemine Temmuz 2018 ayına ilişkin,
-27/8/2018-26/9/2018
dönemine Ağustos 2018 ayına ilişkin,
açıklanmış olan Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak
Yİ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır.
Örnek olayda, Yİ-ÜFE aylık değişim oranı her ay için
0,8 kabul edilmiş olup, toplam %2,4 oranı esas alınarak (2.000.000x%2,4=)48.000,- lira Yİ-ÜFE tutarı hesaplanacaktır.
Alacak aslı ile Yİ-ÜFE tutarının toplamı olan
2.048.000,- lira tecil edilecektir. Bu tutarın tecil faizi ile birlikte
tecil şartlarına uygun ödenmesi halinde 84.000,- lira tutarındaki gecikme
zammının tahsilinden vazgeçilecektir.
9. 48/A maddesinin altıncı fıkrasında, Maliye
Bakanına tecil edilecek amme alacağını tür ve tutar olarak belirlemeye,
tecilde taksit zamanlarını, ödemelerin başlayacağı ayı tecil talep tarihini
takip eden aydan başlamak üzere 12 ayı geçmeyecek şekilde belirlemeye,
ödeme dönemlerini azami altı ayda bir yapılacak şekilde düzenlemeye yetki
verilmiştir.
Madde hükmüne göre, Maliye Bakanı tarafından
belirlenen alacaklar 48/A maddesi kapsamında tecil edilebilecek ve taksit
zamanları, ödemelerin başlayacağı ay, ödeme dönemleri, Bakan tarafından
belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde tayin edilecektir.
Tecile yetkili makam tarafından uygun görülen ödeme
planında yer alan taksit ödeme sürelerinin son gününün resmi tatile
rastlaması halinde, taksitin tatili izleyen ilk iş günü mesai saati
bitimine kadar ödenebilmesi mümkündür.
10. 48/A maddesinin yedinci fıkrasında “Maliye Bakanı,
tecil yetkisini, sınırlarını açıkça belirtmek ve yazılı olmak şartıyla
oluşturulacak tecil komisyonlarına devredebilir. Komisyonların teşkili ile
çalışma usul ve esasları Maliye Bakanınca belirlenir.” hükmü yer
almaktadır.
Madde ile tecil yetkisi Maliye Bakanına verilmiş
olup, Bakan tarafından bu yetkinin tecil komisyonlarına devredilebileceği
hususunda da düzenleme yapılmıştır. Buna göre, Maliye Bakanı veya yetkili
kıldığı tecil komisyonları 48/A maddesi kapsamında yapılan tecil
başvurularını değerlendirerek karar verecektir.
Tecile yetkili makamlar, alacağın vadesinde
ödenmesi, icra takibine başlanması ya da icranın devam ettirilmesi
hallerinin varlığında borçlunun çok zor durumda kalacağını öngörmeleri ve
takdir etmeleri halinde maddedeki şartlarla amme alacağını tecil
edebilecektir.
Bu nedenle, amme alacağının tecilinin talep
edilmesi, tecile yetkili makamlar tarafından zorunlu olarak yerine getirilmesi
gereken bir işlem değildir.
11. Tecile yetkili makamlar, tecil şartlarına göre
tayin ettikleri taksitlendirme şartlarını belirleyeceklerdir. Tayin
edilecek şartların borçlu tarafından kabul edilmesi esastır. Kabul işlemi
yazılı olarak yapılabileceği gibi, hazırlanan ödeme planlarının idarede
kalan nüshalarına imza atılmak suretiyle de yapılabilecektir. Borçlu
tarafından kendisine bildirilen tecil ve taksitlendirme şartları kabul
edilmediği takdirde tecil yapılmayacaktır.
12. 48/A maddesine göre taksitlendirilen amme alacağı
ödeme planına uygun olarak ödenmekteyken, mükelleflerce tecil süresinin
uzatılmasına yönelik talepte bulunulması ve bu talebin tecile yetkili
makamlar tarafından uygun bulunması halinde, çok zor durum derecesine uygun
azami tecil süresi aşılmamak kaydıyla, mevcut tecil süresi uzatılabilecektir.
Bu durumda yeni tecil süresi, faiz oranında değişiklik yapılmasını
gerektirdiği takdirde kalan taksit tutarlarına yeni faiz oranı
uygulanacaktır.
Madde kapsamında tecil edilen borçların tamamının,
mevcut tecil süresinden önce ve faiz oranı daha düşük bir sürede ödenmesi
halinde, erken ödenen taksit tutarlarına ödemenin yapıldığı süre için öngörülmüş
olan faiz oranı esas alınarak tecil faizi hesaplanacaktır.
Örnek 3- Mükellef (Y), 15/5/2018
tarihinde bağlı olduğu vergi dairesine müracaat ederek, 26/4/2018 vadeli
damga vergisinden olan 120.000,- lira borcunun 48/A maddesine göre aylık
dönemler halinde ödenmek üzere 18 ay süreyle tecil ve taksitlendirilmesini
talep etmiştir.
Tecile yetkili makam tarafından mükellefin madde
hükmünden yararlanabilmesi için gerekli şartlara sahip olduğu anlaşılmış ve
çok zor durum derecesi 2 olarak tespit edilmiştir.
Mükellefin borçlarının, yürürlükteki tecil faiz
oranının %70’i oranında tecil faizi alınmak ve 12 eşit taksitte ödenmek
üzere 12 ay süreyle tecili uygun görülmüştür.
Söz konusu damga vergisine tecil müracaat tarihine
kadar geçen süre için hesaplanan 1.008,72 lira gecikme zammı yerine Yİ-ÜFE
aylık değişim oranları esas alınarak 576,00 lira Yİ-ÜFE tutarı (Örnek
olayda, Nisan 2018 ayına ilişkin Yİ-ÜFE aylık değişim oranı 0,8 kabul
edilmiştir.) hesaplanmıştır.
Mükellef ilk 2 taksiti ödeme planında yer alan süreler
içinde, kalan taksit tutarlarının tamamını 3 üncü taksit ödeme süresi
içinde ödemiştir.
Bu durumda, ödenen ilk 2 taksit
için yürürlükteki tecil faizi oranının %70’i oranında tecil faizi
uygulanacak, geri kalan taksitlerin tamamının faiz oranı daha düşük bir
süre olan 6 ay içinde ödenmesi nedeniyle, erken ödenen taksit tutarlarına
ödemenin yapıldığı süre için öngörülmüş olan yürürlükteki tecil faizi
oranının %65’i oranında tecil faizi uygulanacaktır.
13. 48/A maddesinin dördüncü fıkrasında “Amme borçlusunun
alacaklı tahsil daireleri itibarıyla tecil edilen borçlarının toplamı beşyüz bin Türk lirasını (bu tutar dâhil) aşmadığı
takdirde teminat şartı aranmaz. Bu tutarın üzerindeki amme alacaklarının
tecilinde, gösterilmesi zorunlu teminat tutarı beşyüz
bin Türk lirasını aşan kısmın %25’idir.” hükmü yer almaktadır.
Buna göre, 48/A maddesi kapsamında tecil edilecek
amme alacaklarının 500.000,- lirayı (bu tutar dahil)
aşmaması halinde teminat aranılmaksızın tecil yapılması mümkün
bulunmaktadır. Tecil edilecek amme alacağının toplam tutarının 500.000,-
lirayı aşması durumunda, gösterilmesi zorunlu olan teminat tutarı 500.000,-
lirayı aşan kısmın %25’i olacaktır. Ayrıca, alınacak teminat tutarının
tespitinde, gecikme zammı yerine, Yİ-ÜFE tutarı dikkate alınacaktır.
Hükmün uygulaması sırasında teminat tutarına
yönelik düzenlemeler dikkate alınarak bu Tebliğin Birinci Kısım Dördüncü
Bölüm “I.Tecil” başlıklı bölümünün “A. Kanunun 48 inci Maddesine Göre
Tecil” başlıklı bölümün 4-a bölümünde yapılan açıklamalara göre işlem
yapılacaktır.
Örnek 4- Mükellef (E), 6183 sayılı Kanunun 48/A maddesi
kapsamında yapmış olduğu tecil müracaatı üzerine, bu madde kapsamında
tecili mümkün olan Bursa Vergi Dairesi Başkanlığı Gemlik Vergi Dairesine
400.000,- lira ve Çekirge Vergi Dairesine 800.000,- lira borcu olduğu
tespit edilmiştir.
Buna göre, mükellefin tecil
talebinin uygun bulunması halinde, teminatsız tecil uygulaması her bir
vergi dairesi için ayrı ayrı değerlendirilmesi
gerektiğinden, mükellef (E)’nin Gemlik Vergi
Dairesine olan borçlarına karşılık teminat aranılmayacak, Çekirge Vergi
Dairesine olan borçlarına karşılık, [(800.000-500.000=)300.000x0,25=]75.000,- lira değerinde teminat göstermesi
gerekecektir.
14. 48/A maddesinin dokuzuncu fıkrasında “Haciz
yapılmışsa mahcuz mal, değeri tutarınca teminat yerine geçer. Tecil edilen
amme alacakları ile ilgili olarak daha önce tatbik edilen ve borcun
tamamını karşılayacak değerde olan hacizler, yapılan ödemeler nispetinde
kaldırılır ve buna isabet eden teminat iade edilir. Ancak, mahcuz malların
değeri tecil edilen borç tutarından az, zorunlu teminat tutarından fazla
olması hâlinde, tatbik edilen hacizler, tecil şartlarına uygun olarak
yapılan ödemeler neticesinde kalan tecilli borç tutarı mahcuz mal değerinin
altına inmediği müddetçe kaldırılmaz. Tecilli borca karşılık alınan teminat
ise, tecil şartlarına uygun olarak yapılan ödemeler neticesinde kalan
tecilli borç tutarının zorunlu teminat tutarının altına inmesi durumunda,
yapılan ödemeler nispetinde kaldırılır.” hükmü yer almaktadır.
Bu hükmün uygulamasında bu Tebliğin Birinci Kısım
Dördüncü Bölüm “I.Tecil” başlıklı bölümünün “A. Kanunun 48 inci Maddesine
Göre Tecil” başlıklı bölümün 4-b bölümünde yapılan açıklamalar dikkate
alınacaktır.
15. 48/A maddesinin onuncu
fıkrasında “Tecil edilen amme alacağının ikimilyon
Türk lirasını (bu tutar dâhil) aşmaması, mahcuz malın 10 uncu maddenin
birinci fıkrasının (5) numaralı bendinde sayılan mal olması ve bu Kanuna
göre belirlenmiş değerinin %50’sinden aşağı olmamak üzere satış bedelinin
%50’sinin tahsil dairesine ödenmesi şartıyla mahcuz malın satışına izin
verilir. Bu takdirde, kalan
tecilli borç tutarı için zorunlu teminat tutarını karşılayacak mahcuz mal
ve/veya teminat bulunması şartıyla satılan mal üzerindeki haciz kaldırılır.
Bu hüküm ikimilyon Türk lirasını aşan tecilli
borçlarda, değeri ikimilyon Türk lirasına kadar
olan mahcuz mallar için uygulanır.” hükmü yer almaktadır.
Bu hüküm, tecil edilen amme alacağına karşılık
haczedilmiş olan malın hangi hallerde amme borçlusu tarafından satışına
izin verilebileceğine yöneliktir.
Madde kapsamında amme borçlusu tarafından satışına
izin verilebilecek hacizli malın 6183 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin
birinci fıkrasının (5) numaralı bendinde sayılan menkul veya gayrimenkul
mallardan olması gerekmektedir.
Alacaklı tahsil dairesince mahcuz malın amme
borçlusu tarafından satılmasına izin verilerek haczin kaldırılabilmesi
için;
- Tecil edilen borç tutarının 2 milyon lirayı (bu
tutar dâhil) aşmaması,
- Tecil edilen borç tutarının 2 milyon liradan
fazla olması halinde satışına izin verilecek mahcuz malın 6183 sayılı
Kanuna göre belirlenen değerinin 2 milyon lirayı aşmaması,
- 6183 sayılı Kanuna göre menkul mallarda haczi
yapan memurun (borçlunun müracaatı veya tahsil dairesince lüzum görüldüğü
takdirde yeniden bilirkişiye değer biçtirilebilir), gayrimenkul mallarda
satış komisyonunun belirlediği değerin %50’sinden aşağı olmamak üzere satış
bedelinin %50’sinin tahsil dairesine ödenmesi,
- Satış sonrasında tecil talebi üzerine hesaplanan
zorunlu teminat tutarını karşılayacak mahcuz mal ve/veya teminat bulunması
(Söz konusu mahcuz mal veya teminatlar, yapılan ödemeler sonrasında kalan
tecilli borç tutarının zorunlu teminat tutarının altına inmesi durumunda
ödemeler nispetinde ve bölünebilir nitelikte olması şartıyla iade edilir.),
gerekmektedir.
Madde kapsamında borçları tecil
edilen mükellefin hacizli menkul veya gayrimenkul malları için satış izni alması
halinde, vergi dairesince borçluya “söz konusu malın satışına hacizler baki
kalmak şartıyla muvafakat edildiğine” yönelik bir yazı verilecek, bu
malların resmi sicile kayıtlı olması halinde ise, söz konusu şerhi içerecek
bir yazı ilgili sicile gönderilerek satışa muvafakat verildiği
bildirilecektir.
Mükellef tarafından, söz konusu malın maddede
belirtilen şartlara uygun olarak satılması sonucunda satış bedelinden vergi
dairesine gerekli ödemelerin yapılması ve tecil talebi üzerine hesaplanan
zorunlu teminat tutarını karşılayacak mahcuz mal ve/veya teminat bulunması
halinde satışa konu mal üzerindeki hacizler kaldırılacaktır.
Örnek 5- Mükellef (K)’nin
muhtelif vadeli 1.850.000,- lira borcu için vergi dairesince 1.500.000,-
lira değerindeki (satış komisyonu tarafından takdir edilen bedel) bir adet
gayrimenkulüne haciz tatbik edilmiştir. Mükellef borçlarının 48/A maddesi
kapsamında tecil ve taksitlendirilmesini talep etmiş, talebi uygun
görülerek söz konusu borçlar 24 ayda ve 24 eşit taksitte ödenmek üzere
tecil edilmiştir.
Haczedilen gayrimenkulün değeri tecil edilen borç
tutarından az, ancak madde hükmüne göre gösterilmesi zorunlu teminat tutarı
olan [(1.850.000-500.000=)1.350.000x0,25=]337.500,-
liradan fazladır. Bu nedenle, mükelleften tecil edilen borçlara karşılık ilave
teminat istenilmeyecektir.
Mükellef tarafından söz konusu mahcuz malın
satılması amacıyla vergi dairesinden talepte bulunulması üzerine vergi
dairesince Kanunda aranılan şartlar kendisine bildirilmek suretiyle
gayrimenkulün satışına izin verilmiştir. Mükellef, belirtilen gayrimenkulü
2.000.000,- liraya satmış ve vergi dairesine satış bedelinden 1.000.000,-
lira ödeme yapmıştır.
Mükellefin yapılan bu ödeme neticesinde
(1.850.000-1.000.000=)850.000,- lira borcu kalmıştır.
Satış sonrasında tecil talebi üzerine hesaplanan
zorunlu teminat tutarını karşılayacak mahcuz mal ve/veya teminat bulunması
gerektiğinden, gayrimenkul üzerindeki haczin kaldırılabilmesi için
[(1.850.000-500.000=)1.350.000x0,25=]337.500,-
lira tutarında teminat gösterilmesi icap etmektedir.
Örnek olaydaki gayrimenkulün borçlu tarafından
1.250.000,- liraya satılması durumunda, vergi dairesine satış bedelinden
ödenmesi gereken tutar, gayrimenkulün takdir edilen bedeli olan 1.500.000,-
liranın yarısından (750.000,- lira) aşağı olamayacaktır.
16. 48/A maddesinin onuncu fıkrasında “… Bu hüküm ikimilyon Türk lirasını aşan tecilli borçlarda, değeri ikimilyon Türk lirasına kadar olan mahcuz mallar için
uygulanır.” hükmü yer almaktadır.
Bu hükümde, tecil edilen borç tutarının 2 milyon
liradan fazla olması halinde satışına izin verilecek mahcuz malın 6183
sayılı Kanuna göre belirlenen değerinin 2 milyon lirayı aşmaması durumunda
bu malların satışına vergi dairesince izin verilebileceği düzenlenmiştir.
Dolayısıyla, 48/A maddesi kapsamında 2 milyon lirayı
aşan borçları tecil edilen mükelleflerin, 6183 sayılı Kanuna göre
belirlenmiş değeri 2 milyon lirayı aşmayan (bu tutar hariç) menkul veya
gayrimenkul mallarının satışına izin verilmesini talep etmeleri durumunda
bu malların satışına izin verilmesi mümkün bulunmaktadır. Bu takdirde,
madde kapsamında satışına izin verilecek hacizli malların her birinin
değerinin 2 milyon liranın altında olması gerekmektedir.
Örnek 6- Mükellef (S)’nin
muhtelif vadeli 25.000.000,- lira borcu için vergi dairesince sırasıyla değerleri
500.000,-, 750.000,-, 1.900.000,-, 3.500.000,- ve
9.000.000,- lira değerinde 5 adet gayrimenkulü haczedilmiştir. Mükellef
borçlarının 48/A maddesi kapsamında tecil ve taksitlendirilmesini talep
etmiş, talebi uygun görülerek söz konusu borçlar 18 ayda ve 18 eşit
taksitte ödenmek üzere tecil edilmiştir.
Haczedilen gayrimenkullerin toplam değeri
(15.650.000,- lira) tecil edilen borç tutarından az, ancak madde hükmüne
göre gösterilmesi zorunlu teminat tutarı olan [(25.000.000-500.000=)24.500.000x0,25=]6.125.000,- liradan fazladır. Bu nedenle
mükelleften tecil edilen borçlara karşılık ayrıca bir teminat
istenilmeyecektir.
Mükellef tarafından hacizli gayrimenkullerin
satışına izin verilmesi talep edilmiştir. Talep tarihi itibarıyla tecilli
borca karşılık 4.200.000,- lira taksit ödemesi yapılmıştır.
Hacizli gayrimenkullerin değerleri dikkate
alındığında, değeri 2.000.000,- liranın altında olan satışına izin verilebilecek
3 adet (500.000,-, 750.000,- ve 1.900.000,- lira
değerindeki) gayrimenkul bulunmaktadır.
Mükellefin gayrimenkul satışına ilişkin talebinin
vergi dairesince uygun bulunması üzerine, mükellef tarafından 3 adet
gayrimenkulün satıldığı varsayıldığında, vergi dairesine ödenecek asgari
tutar aşağıda gösterilmiştir.
Mükellefin tecilli borca ilişkin olarak daha önce
yaptığı 4.200.000,- lira ödeme ile gayrimenkullerin satışından yapılan
1.875.000,- lira tahsilat sonucunda tecilli borç
(25.000.000-6.075.000=)18.925.000,- liraya inmiştir.
Satış sonrasında tecil talebi üzerine hesaplanan
zorunlu teminat tutarını karşılayacak mahcuz mal ve/veya teminat bulunması
gerektiğinden, gayrimenkul üzerinden haczin kaldırılabilmesi için
[(25.000.000-500.000=)24.500.000x0,25=]6.125.000,-
lira tutarında teminat bulunması gerekmektedir.
Hacizli diğer gayrimenkullerin toplam değeri olan
(3.500.000+9.000.000=) 12.500.000,- lira zorunlu teminat tutarının üzerinde
bulunduğundan, mükelleften ilave teminat istenilmeyecektir. Ayrıca, 48/A
maddesinin dokuzuncu fıkrası gereğince tecilli borç tutarı hacizli
gayrimenkullerin değerinin altına düşmediği müddetçe söz konusu gayrimenkuller
üzerindeki hacizler devam edecektir. Ancak, tecilli borç tutarının
9.000.000,- liranın altına düşmesi halinde 3.500.000,- lira değerindeki
gayrimenkul üzerindeki haczin kaldırılacağı tabiidir.
Örnek olayda, tahsili gereken tecil faizleri ihmal
edilmiş, gayrimenkuller üzerinde vergi dairesi haczi dışında herhangi bir takyidatın ve vergi dairesine tecil edilen borçlar
dışında başkaca bir borcun bulunmadığı varsayılmıştır.
17. Hacizli menkul veya gayrimenkul malların 48/A
maddesinin onuncu fıkrasına göre borçlu tarafından satışına izin
verilebilmesi için borçlunun Maliye Bakanlığına bağlı diğer vergi
dairelerine olan borç durumunun dikkate alınması gerekmektedir.
Madde kapsamında alacaklı tüm vergi dairelerine
olan borçların tamamının tecil edildiği hallerde haciz tatbik eden vergi
dairelerinin her birinin ayrı ayrı satış izni
vermesi gerekmektedir. Ancak, satış bedelinden ödenecek tutar bu dairelerin
alacaklarına yetmediği takdirde satış bedelinden ödenen tutar ilk haczi
koyan vergi dairesi tarafından tahsil edilerek haczi bulunan tüm daireler
arasında ödenmesi gereken tecilli alacak tutarı dikkate alınarak garameten taksim edilecektir.
Madde kapsamında borçlunun tüm borçlarının tecil
edilmediği hallerde ise tecil edilmeyen alacak tutarlarına karşılık tatbik
edilmiş hacizler, borcu karşılayacak değerde mal bulunmadığı sürece
kaldırılmayacak dolayısıyla satış izni verilemeyecektir.
18. 6183 sayılı Kanunun;
- 48/A maddesinin onikinci
fıkrasında “Bu madde kapsamında tecil edilen amme alacakları hakkında 48
inci maddenin yedinci fıkrası hükümleri uygulanır ve tecil edilen gecikme
zammının (Yİ-ÜFE) aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanmış olması
hâlinde gecikme zammı hesabı 51 inci maddeye göre düzeltilir.” hükmü,
- 48 inci maddesinin yedinci fıkrasında “Tecil
şartlarına riayet edilmemesi, değerini kaybeden teminatın veya mahcuz
malların tamamlanmaması veya yerlerine başkalarının gösterilmemesi hallerinde
amme alacağı muaccel olur. Tecil edilen amme alacağının gecikme zammı
tatbik edilmeyen alacaklardan olması halinde, ödenen tecil faizleri iade
veya mahsup edilmez.” hükmü,
yer almaktadır.
Buna göre, 48/A maddesi kapsamında tecil edilen
ancak tecil şartlarına uygun ödenmeyen amme alacakları ile ilgili olarak 48
inci maddenin yedinci fıkrası hükmü uygulanacaktır. Konu ile ilgili
açıklamalar bu Tebliğin Birinci Kısım Dördüncü Bölüm “I.Tecil” başlıklı
bölümünün “A. Kanunun 48 inci Maddesine Göre Tecil” başlıklı bölümün (14)
numaralı bölümünde yer almaktadır.
Diğer taraftan, tecil şartlarının ihlal edildiği
durumlarda 48/A maddesi hükümlerine göre gecikme zammı yerine hesaplanan
Yİ-ÜFE tutarına karşılık ödenen tutarlar, amme alacağına ilişkin olarak ödeme
tarihlerine göre hesaplanacak gecikme zamlarına mahsup edilecektir.
19. 48/A maddesinin sekizinci fıkrasında “Tecil
şartlarına riayet edilmemesi nedeniyle muaccel olan amme alacağının tecili,
talep edilmesi hâlinde en fazla iki defa geçerli sayılabilir.” hükmü yer
almaktadır.
Buna göre, 48/A maddesi kapsamında tecil edilen
ancak tecil şartlarına uygun ödenmeyen amme alacaklarının tecili, talep
edilmesi halinde en fazla iki defa geçerli sayılabilecektir. Konu ile
ilgili bu Tebliğin Birinci Kısım Dördüncü Bölüm “I.Tecil” başlıklı
bölümünün “A. Kanunun 48 inci Maddesine Göre Tecil” başlıklı bölümün (13)
numaralı bölümünde yer alan açıklamaların dikkate alınması gerekmektedir.
Mükellefin talebi üzerine tecilin geçerli sayılması
ve tecil süresinde herhangi bir değişiklik olmaması durumunda tatbik
edilecek faiz oranında da değişiklik yapılmayacaktır. Ancak tecilin geçerli
sayılmasıyla birlikte tecil süresinin faiz oranı değişik bir süre olarak
belirlenmesi halinde, bakiye tutara yeni süre dikkate alınarak faiz tatbik
edilecektir.
Örnek 7- Mükellef (C) 8/5/2018
tarihinde 30/4/2018 vadeli kurumlar vergisi ile buna ilişkin gecikme zammından
olan 600.000,- lira borcunun 48/A maddesine göre 24 ay süreyle tecil ve
taksitlendirilmesini talep etmiştir. Yapılan değerlendirmede mükellefin
madde hükmünden yararlanabilmesi için gerekli olan şartlara sahip olduğu
tespit edilmiştir.
Mükellefin, nakit oranı (0,08), likidite oranı
(0,35) ve kaldıraç oranı ise (1,1) olarak hesaplanmıştır.
Likidite oranı (0,35) karşılığı olan 4 derecesi ile
kaldıraç oranı (1,1) karşılığı olan 4 derecesinin toplanması neticesinde
mükellefin çok zor durum derecesi 8 olarak tespit edilmiştir.
Mükellefin talebi tecile yetkili
makam tarafından değerlendirilmiş ve kurumlar vergisi ile bu vergiye
ilişkin gecikme zammı yerine hesaplanan Yİ-ÜFE tutarından oluşan borcun,
taksit tutarlarına yürürlükteki tecil faiz oranının %10’u oranında faiz
hesaplanmak ve ilk taksit Haziran 2018 ayından başlamak üzere aylık
dönemler halinde 6 eşit taksitte ödenmek üzere tecili uygun görülmüştür.
Mükellef ilk 3 taksiti hesaplanan tecil faiziyle
birlikte süresinde ödemiş, ancak 4 üncü taksiti süresinde ödeyemeyerek
tecili ihlal etmiş ve tecilin aynı şartlarla geçerli sayılmasını talep
etmiştir. Tecile yetkili makam tarafından yapılan değerlendirmede kalan
taksit tutarlarının evvelce öngörülen süreler içinde ödenmek üzere tecili
geçerli sayılmıştır.
Bu durumda, ilk tecil müracaat tarihinden itibaren
azami tecil süresi olan 6 ayda herhangi bir değişiklik olmadan tecil
geçerli sayıldığından, tecil faizinde de herhangi bir değişiklik
olmayacaktır.
Örnekte, ihlal durumunda olan söz
konusu tecilin ilk müracaat tarihinden itibaren 12 ay süreyle yeniden tecil
edilerek geçerli sayılmasının talep edilmesi ve bu talebin tecile yetkili
makam tarafından kabul edilmesi halinde, yapılan taksit ödemelerine
yürürlükteki tecil faiz oranının %10’u oranında, tecilin geçerli
sayılmasından sonra yapılacak taksit ödemelerine ise 8 çok zor durum
derecesinde 12 aylık tecil süresi karşılığı olan yürürlükteki tecil faizi
oranının %20’si oranında tecil faizi uygulanacaktır.
20. 48/A maddesinin onbirinci
fıkrasında “Tecil şartlarına riayet edilmemesi hâlinde tecil talep
tarihinden itibaren 5 yıl geçmedikçe bu madde hükümlerinden, sekizinci
fıkra hükümleri saklı kalmak kaydıyla, yararlanılamaz.” hükmü yer
almaktadır.
Buna göre, 48/A maddesi kapsamında yapılan
tecillerde öngörülen tecil şartlarına uyulmaması halinde tecil talep
tarihinden itibaren 5 yıl geçmedikçe bu madde kapsamında tecil
yapılmayacaktır. Bu hüküm, alacaklı vergi daireleri itibarıyla ayrı ayrı uygulanacaktır.
21. 48/A maddesinin onüçüncü
fıkrasında, muhtelif kanunlarda vergi borcu bulunmadığına ilişkin şartları
içeren hükümler çerçevesinde 48 inci maddeye yapılan atıfların 48/A
maddesine de yapılmış sayılacağı hükmü yer almaktadır. Bu hükme göre, vergi
borcu bulunmadığına ilişkin belge taleplerinde 48/A maddesi hükmü de
dikkate alınacaktır.
Ancak 48/A maddesi kapsamında tecil edilen borçlar
için, borcun bulunmadığını gösteren belgenin verilmesinde borç tutarının
belirli bir kısmının ödenmesi şartı aranılmayacaktır.”
MADDE 3 –
Aynı Tebliğe ekteki EK-12
eklenmiştir.
MADDE 4 –
Bu Tebliğ yayımı tarihinde
yürürlüğe girer.
MADDE 5 –
Bu Tebliğ hükümlerini Maliye
Bakanı yürütür.
|