1 Ağustos 2009 CUMARTESİ

Resmî Gazete

Sayı : 27306

YARGITAY KARARI

Yargıtay 2. Hukuk Dairesinden:

             Esas No                     : 2008/10662

             Karar No                  : 2009/12745

             İncelenen Kararın

             Mahkemesi              : Kartal 1. Aile Mahkemesi

             Tarihi                       : 26/7/2007

             Numarası                 : Esas no: 2007/626 Karar no: 2007/647

             Davacı                       : Mehmet Baysal

             Davalı                       : Saliha Baysal

             Dava Türü                : Boşanma

             Temyiz Eden            : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı

             Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığının yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

             Davacı Mehmet Baysal vekili tarafından davalı Saliha Baysal’a karşı açılan boşanma davasının, tarafların beyanları doğrultusunda kabulüne karar verildiği, ayrıca velayetleri davacı babaya verilen küçüklerin “5402 sayılı Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kuralları Kanununun 11/b maddesi uyarınca koruma kurulunca yardım ve koruma hizmetleri alanında yardımda bulunulması için karar kesinleştiğinde bir suretinin Kartal Denetimli Serbestlik Kuruluna gönderilmesine” karar verildiği, hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır.

             Mahkemece küçüklere yardım ve koruma hizmetleri alanında yardımda bulunulması kararı verilmesi nedeniyle, Kartal Cumhuriyet Başsavcılığı Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezi Şube Müdürlüğünce Kartal 1. Aile Mahkemesine gönderilen 24/9/2007 tarih ve ÇDS-134 2007/5186 sayılı yazı ile küçükler hakkında uygulanması istenen koruyucu ve destekleyici tedbirlerin açıkça belirtilmesinin istendiği, Mahkemece bu hususun açıklığa kavuşturulmadığı anlaşılmıştır.

             Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 388. maddesinin ikinci fıkrasında “Hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altnda birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” hükmüne yer verilmiştir.

             Diğer taraftan, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 5. maddesinde korunma ihtiyacı olan çocuklar hakkında alınabilecek koruyucu ve destekleyici tedbirler sayılmıştır.

             Mahkemece, Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğünce küçüğe yapılacak yardımın ne olduğu, niteliği ve süresi konularında herhangi bir açıklamaya yer verilmeksizin, infazda şüphe ve tereddüde yol açacak şekilde yardımda bulunulmasına dair karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

             SONUÇ: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, oybirliğiyle karar verildi. 29/6/2009