1 Eylül 2009 SALI

Resmî Gazete

Sayı : 27336

YARGITAY KARARI

Yargıtay 2. Hukuk Dairesinden:

             Esas No     : 2008/1914

             Karar No  : 2009/13138

             İnceleme Kararın

             Mahkemesi       : Kadıköy 5. Aile Mahkemesi

             Tarihi                : 13/3/2007

             Numarası          : Esas No: 2006/744  Karar No: 2007/148

             Davacı                : Ayşe Petek Arıcan

             Davalı                : İstanbul İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü

             Küçük                : Efe Kartal

             Vasi                    : Nermin Fügen Altuntaş

             Dava Türü         : Evlat Edinme

             Temyiz Eden    : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı

             Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığının yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

             Davacı Ayşe Petek Arıcan'ın İstanbul İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğüne karşı açtığı davada, 22/10/2005 tarihli evlat edinme geçici bakım sözleşmesiyle kendisine teslim edilen 20/12/2004 doğumlu Efe Kartal'ı evlat edinmek istediği, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 463 üncü maddesi uyarınca vesayet altındaki küçüğün evlat edinilmesi hususunda vesayet makamının izninden sonra denetim makamının da izninin alındığı, yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü ile adı geçen küçüğün davacı tarafından evlat edinilmesine, ayrıca küçüğün anne isminin Ayşe Petek, soyadının da Arıcan olarak nüfusa kayıt ve tesciline karar verildiği, hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır.

             Söz konusu davada, adı geçen davacı Türk Medeni Kanununun 307 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan "Evli olmayan kişi otuz yaşını doldurmuş ise tek başına evlat edinebilir." hükmüne göre küçüğü evlat edinmiştir.

             Anılan Kanunun 314 üncü maddesinde evlat edinmenin hükümleri düzenlenmiş olup, bu maddenin üçüncü ve dördüncü fıkralarında:

             "Evlatlık küçük ise evlat edinenin soyadını alır. Evlat edinen isterse çocuğa yeni bir ad verebilir. Ergin olan evlatlık, evlat edinilme sırasında dilerse evlat edinenin soyadını alabilir.

             Eşler tarafından birlikte evlat edinilen ve ayırt etme gücüne sahip olmayan küçüklerin nüfus kaydına ana ve baba adı olarak evlat edinen eşlerin adları yazılır." Hükümlerine yer verilmiştir.

             Yukarıda değinilen 314 üncü maddenin üçüncü fıkrasına göre evlat edinilen küçük, evlat edinenin soyadını alacaktır. Mahkemece evlat edinme kararı verilirken, küçüğün soyadına ilişkin olarak bir hüküm verilmesine gerek bulunmamaktadır.

             Yine, 314 üncü maddenin dördüncü fıkrasına göre, ayırt etme gücüne sahip olmayan küçüğün nüfus kaydına ana ve baba adı olarak evlat edinen eşlerin adları yazılması, eşler tarafından birlikte evlat edinme hali için öngörülmüştür. Tek başına evlat edinme durumunda, küçüğün ana ve baba adı olarak evlat edinenin adının yazılacağına ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır.

             Bu itibarla, mahkemece evlat edinme kararının verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, idareyi işlem yapmaya zorlayacak şekilde evlat edinilen küçüğün anne adı ve soyadına ilişkin olarak da hüküm kurulması usul ve yasaya uygun bulunmamıştır.

             SONUÇ: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, oybirliğiyle karar verildi. 2/7/2009