Anayasa Mahkemesi Başkanlığından:
Esas
Sayısı : 2009/38
Karar
Sayısı : 2009/70
Karar
Günü : 3.6.2009
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: Şişli 2. Asliye Ceza
Mahkemesi
İTİRAZIN KONUSU: 26.9.2004 günlü, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun, 30.4.2008 günlü,
5759 sayılı Yasa’nın 1. maddesiyle değiştirilen 301. maddesinin (4)
numaralı fıkrasının, Anayasa’nın Başlangıcı ile 2.,
8. ve 9. maddelerine aykırılığı savıyla iptali istemidir.
I- OLAY
Basın yoluyla suçu övme
ve Cumhuriyeti aşağılama suçlarından dolayı sanıkların 5237 sayılı Türk
Ceza Kanunu’nun, 30.4.2008 günlü, 5759 sayılı Yasa’nın 1. maddesiyle
değiştirilen 301/2 ve 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 11/2. maddeleri uyarınca
cezalandırılması istemiyle açılan davada, itiraz konusu kuralın Anayasa’ya
aykırı olduğu kanısına varan Mahkeme, iptali için başvurmuştur.
II- İTİRAZIN GEREKÇESİ
Başvuru kararının gerekçe
bölümü şöyledir:
“Kamu davası TCK.nın 301. madde hükümlerinin uygulanmasına
ilişkindir.
TCK 301. maddesinde Türk Milletini, Türkiye
Cumhuriyeti Devleti, Devletin kurum ve organlarını alenen aşağılayan kişi
hakkında ceza verilmesi gerektiği düzenlenmiştir.
TCK 301/2. maddesinde Devletin askeri ve emniyet
teşkilatını alenen aşağılayanların cezalandırılacağı öngörülmüştür.
TCK 301/4. maddesinde bu suçtan dolayı kovuşturma
yapılması Adalet Bakanı’nın iznine bağlıdır.
TCK 301/4. maddesi hükmünün Anayasamızın 2., 8. ve 9.
maddeleri ile Anayasa’nın Başlangıç kısmının beşinci paragrafı
hükümlerine aykırılığı
düşünülmüştür.
Anayasa’nın 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin
Atatürk Milliyetçiğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere
dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir.
Anayasa’nın 8. maddesinde, yürütme yetkisinin
Bakanlar Kurulu’na ait olduğu belirtilmiştir. Adalet Bakanı da siyasi
partiye bağlı olup Bakanlar Kurulu’nun bir üyesidir.
Anayasa’nın 9. maddesinde, yargı yetkisinin Türk
Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılacağı belirtilmiştir.
Anayasamızın Başlangıç kısmının beşinci
paragrafında hiçbir faaliyetin Türk Milli menfaatlerinin, Türklüğün tarihi
ve manevi değerlerinin Atatürk Milliyetçiliği ilke ve inkılapları
ve medeniyetçiliğinin karşısında korunma göremeyeceği belirtilmiştir.
Anayasa’nın 176/1. maddesine göre Anayasa’nın
dayandığı temel görüş ve ilkeleri belirten Başlangıç kısmı Anayasa metnine dahildir.
Türk Ceza Yasası’nın 301/4. maddesine göre TCK 301.
madde kapsamında kalan bir suçu işleyen kişi hakkında Adalet Bakanı’nın
izin vermemesi halinde hiçbir şekilde soruşturma yapılmayacaktır. Adalet
Bakanı’na yürütmenin bir üyesi olarak yargı yetkisi tanınmıştır. Bu sonuç
da hukuk devleti ilkesi, kuvvetler ayrılığı, yargı bağımsızlığı ve
kişilerin hak ve özgürlüklerinin teminatlarından olan yargı güvencesine
(yargıya müdahale edilmemesi) açıkça aykırıdır. Yürütmenin yargı üzerinde
her türlü etkisinin bertaraf edilmesi, yargılamanın tarafsız yürütülmesi
ilkesinin gereğidir.
Herhangi bir kamu görevlisine karşı görevi
nedeniyle vaki olan hakaret fiillerine doğrudan doğruya C. Savcısına
soruşturma yetkisi veren Türk Ceza Yasası, aynı fiilin aynı saikle aynı kamu görevlisinin içinde bulunduğu mesleki
camiaya karşı işlenmesi halinde aynı C. Savcısına doğrudan soruşturma
yetkisinin verilmemesi yasa içi bir çelişkidir.
Adalet Bakanı’nın TCK 301/4. maddesine göre
yargılama izni verdiği bir kişi hakkında C. Savcısının ceza davası açmamayı
tercih etmesi, aynı C. Savcısı hakkında özlük işlerini düzenleyen Adalet
Bakanlığı teşkilatı ile Adalet Bakanlığı’na doğrudan bağlı olan teftiş
kurulunu karşısına alması gerekir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bugüne kadar
hukuki ve fiziki alt yapısına karşı siyasi partilerden de gelen hukuk dışı yönelimler
ortaya çıkmıştır. Ayrılıkçı, yıkıcı ve bölücü yönelimleri nedeniyle bir
siyasi partinin Anayasa Mahkemesi’nce kapatılması, aynı parti üyesi Adalet
Bakanı’nın kendi partisi mensuplarını koruyup kollamasının engellenmesi
hukukun objektifliği ilkesinin bir gereğidir. Adalet Bakanı’nın
uygulamalarına karşı idari yargıda dava açma olanağı var ise de; bu prosedür suç işleyenler bakımından zamanaşımı süresinin
işlemesi ve bakan izni olmadan delil toplama yetkisi olmayan C. Savcısının
uygulamada çok uzun zaman alan idari yargı yolunu denemesi hukuk açısından
pratik bir yarar sağlamayacağı da açıkça ortadadır.
Bu itibarla, TCK 301/4. maddesi hükmünün Anayasa’ya
aykırılığı nedeniyle iptal edilmesi gerekir.
KARAR:
Açıklanan nedenlerle, TCK 301/4. maddesi hükmünün
yukarda belirtildiği şekilde Anayasamızın Başlangıç kısmının beşinci
paragrafına, Anayasa’nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti ilkesine,
8. maddesinde belirtilen yürütme yetkisinin Bakanlar Kurulu’na ait
olmasına, Anayasa’nın 9. maddesinde belirtilen yargı yetkisinin bağımsız
mahkemelerce kullanılabileceği ilkesine aykırı bulunduğundan, gereğinin
takdiri için derdest dava dosyasının onaylı örneği ile birlikte Anayasa’nın
152/1. maddesine göre Anayasa Mahkemesi’ne gönderilmesine,
Anayasa’nın 152/3. maddesine göre dava sonucunun
beklenilmesine karar verildi.”
III- YASA METİNLERİ
A- İtiraz Konusu Yasa Kuralı
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun itiraz konusu
kuralı da içeren 301. maddesi şöyledir:
“Türk
Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını
aşağılama
MADDE 301
- (Değişik madde ve başlığı: 5759 - 30.4.2008 / m.1)
(1) Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Türkiye Büyük Millet
Meclisini, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ve Devletin yargı organlarını
alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
(2) Devletin askeri veya emniyet teşkilatını alenen
aşağılayan kişi, birinci fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
(3) Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları
suç oluşturmaz.
(4) Bu suçtan dolayı soruşturma
yapılması, Adalet Bakanının iznine bağlıdır.”
B- Dayanılan Anayasa Kuralları
Mahkeme, başvuru kararında Anayasa’nın Başlangıcı
ile 2., 8. ve 9. maddelerine dayanmaktadır.
IV- İLK İNCELEME
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 8. maddesi gereğince
Haşim KILIÇ, Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Sacit ADALI, Fulya KANTARCIOĞLU, Ahmet AKYALÇIN, Mehmet
ERTEN, A. Necmi ÖZLER, Serdar ÖZGÜLDÜR, Şevket
APALAK, Serruh KALELİ ve Zehra Ayla PERKTAŞ’ın katılımlarıyla 3.6.2009 gününde yapılan ilk
inceleme toplantısında, dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının
incelenmesine, oybirliğiyle karar verilmiştir.
V- ESASIN İNCELENMESİ
Başvuru kararı ve ekleri, işin esasına ilişkin
rapor, itiraz konusu Yasa kuralı, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların
gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği
görüşülüp düşünüldü:
Başvuru kararında Adalet Bakanının siyasi partiye
mensup bir Bakanlar Kurulu üyesi olduğu, yürütmenin bir üyesine bu şekilde
izin verilmesinin yargı bağımsızlığı ilkesine ve yargı güvencesine aykırı
bulunduğu, herhangi bir kamu görevlisine görevi nedeniyle hakaret suçları
bakımından Cumhuriyet Savcısına doğrudan soruşturma yetkisi verilmesine
karşın aynı kamu görevlisinin içerisinde bulunduğu camiaya karşı işlenmesi
halinde bu suçun soruşturulmasının izne bağlanmasının bir çelişki olduğu,
Adalet Bakanının izin yetkisini hukuka aykırı olarak kullanması halinde
bunun denetlenmesinin zor olduğu, belirtilen nedenlerle itiraz konusu
düzenlemenin Anayasa’nın Başlangıcı ile 2., 8. ve
9. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 301. maddesinin
(1) numaralı fıkrasında Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini,
Türkiye Büyük Millet Meclisini, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ve Devletin
yargı organlarını alenen aşağılayan kişinin, altı aydan iki yıla kadar
hapis cezası ile cezalandırılacağı belirtilmiş, (2) numaralı fıkrasında
Devletin askeri veya emniyet teşkilatını alenen aşağılayan kişinin de,
birinci fıkra hükmüne göre cezalandırılacağı, (3) numaralı fıkrasında
eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamalarının suç oluşturmayacağı
belirtilmiş, itiraz konusu (4) numaralı fıkrada ise bu suçtan dolayı
soruşturma yapılmasının, Adalet Bakanının iznine bağlı olduğu
belirtilmiştir.
Anayasa’nın 8.
maddesinde, yürütme yetkisi ve görevinin, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu
tarafından, Anayasaya ve kanunlara uygun olarak kullanılacağı ve yerine
getirileceği vurgulanmış; 9. maddesinde ise, yargı yetkisinin,
Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılacağı belirtilmiştir.
Ceza kanunlarının, ceza
hukukunun ana ilkeleri ile Anayasa’nın konuya ilişkin kuralları başta olmak
üzere, ülkenin genel durumu, sosyal ve ekonomik hayatın gereksinmeleri gözönüne alınarak saptanacak ceza politikasına göre
düzenlenmesi gerekir.
Anayasa’nın 2.
maddesinde belirtilen hukuk devleti, insan haklarına dayanan, bu hak ve
özgürlükleri koruyup güçlendiren, eylem ve işlemleri hukuka uygun olan, her
alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren,
Anayasa’ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukuku tüm devlet
organlarına egemen kılan, Anayasa ve yasalarla kendini bağlı sayan, yargı
denetimine açık, Anayasa’nın ve yasaların üstünde yasakoyucunun
da bozamayacağı temel hukuk ilkeleri bulunduğu bilincinde olan devlettir. Hukuk devletinde yasakoyucu, Anayasa kurallarına bağlı olmak koşuluyla
ihtiyaç duyduğu düzenlemeyi yapma yetkisine sahiptir.
Cezaların, suçların
ağırlık derecelerine göre önleme ve ıslah amaçları da gözönünde
tutularak adaletli bir ölçü içinde konulması ceza hukukunun
esaslarındandır.
İtiraz konusu kuralla
ülkenin politik çıkarları nedeniyle maddede düzenlenen suçtan dolayı
soruşturma yapılması Adalet Bakanının talebine bağlı tutulmuştur. Adalet
Bakanı’na tanınan bu yetki, yargısal değerlendirmeden ziyade Devlet ve
toplum yararı açısından bir takdir yetkisinin kullanılmasıdır.
Belirtilen nedenlerle,
Türk Ceza Kanunu’nun 301. maddesinin (4) numaralı fıkrasında yer alan kural
Anayasa’nın Başlangıcı ile 2., 8. ve 9.
maddelerine aykırı değildir, iptal isteminin reddine karar verilmesi
gerekir.
VI- SONUÇ
26.9.2004 günlü, 5237 sayılı Türk Ceza
Kanunu’nun, 30.4.2008 günlü, 5759 sayılı Yasa’nın 1. maddesiyle değiştirilen
301. maddesinin (4) numaralı fıkrasının Anayasa’ya aykırı olmadığına ve
itirazın REDDİNE, 3.6.2009 gününde
OYBİRLİĞİYLE karar
verildi.
Başkan
Haşim KILIÇ
|
Başkanvekili
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
|
Üye
Sacit ADALI
|
|
|
|
Üye
Fulya KANTARCIOĞLU
|
Üye
Ahmet AKYALÇIN
|
Üye
Mehmet ERTEN
|
|
|
|
Üye
A. Necmi
ÖZLER
|
Üye
Serdar
ÖZGÜLDÜR
|
Üye
Şevket APALAK
|
|
|
|
Üye
Serruh KALELİ
|
Üye
Zehra Ayla PERKTAŞ
|
|
|
|
|
|
|
|