6 Ekim 2009 SALI

Resmî Gazete

Sayı : 27368

ANAYASA MAHEMESİ KARARI

Anayasa Mahkemesi Başkanlığından:

Esas Sayısı              : 2005/67

Karar Sayısı             : 2009/99

Karar Günü            : 25.6.2009

İPTAL DAVASINI AÇAN: Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri Kemal ANADOL, Haluk KOÇ ve 121 milletvekili

İPTAL DAVASININ KONUSU: 21.4.2005 günlü, 5335 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 10. maddesinin (b) bendi ile 4.11.1981 günlü, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 43. maddesine eklenen (d) bendinin, Anayasa’nın 2., 6., 7., 8., 10., 11., 42., 73., 123. ve 130. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptalleri ve yürürlüklerinin durdurulması istemidir.

I- İPTAL VE YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI İSTEMLERİNİN GEREKÇESİ

Yürürlüğün durdurulması istemini de içeren dava dilekçesinin gerekçe bölümü şöyledir:

A) 21.04.2005 Tarih ve 5335 Sayılı Kanunun 10 uncu Maddesinin (b) Bendinin 2547 Sayılı Kanunun 43 üncü Maddesine Eklediği (d) Bendinin Birinci Fıkrasının Anayasaya Aykırılığı

Söz konusu (d) bendinin birinci fıkrasının birinci fıkrasında, yükseköğretim kurumlarına yurt dışındaki yükseköğretim kurumları ve diğer kuruluşlarla işbirliği tesis ederek ön lisans ve lisans programları da dahil olmak üzere uluslar arası ortak eğitim ve öğretim programları yürütebilmek için yetki tanınmıştır.

Ancak bu işbirliğinin yurt dışındaki hangi nitelikleri taşıyan yükseköğretim kurumları ve diğer kuruluşlarla kurulabileceğine ilişkin bir belirleme yapılmamıştır.

Bu yetki kapsamında, yurt dışında kurulmuş olan ve Anayasanın 130 uncu maddesinde getirilen esaslara uygun olmayan ve uygun eğitim öğretim yapmayan bir yükseköğretim kurumu veya diğer kuruluşla, Türkiye’deki bir yükseköğretim kurumunun ön lisans veya lisans programları dahil, ortak eğitim ve öğretim programı yürütebilmesi kayıtsız, koşulsuz ve sınırsız olarak imkan dahiline girebilmektedir.

Hatta bu yetkinin kapsamına, yurtdışındaki yükseköğretim kurumu niteliğini taşımayan kuruluşlarla, Türkiye’deki yükseköğretim kurumlarının lisans ve önlisans dahil ortak eğitim ve öğretim programları yürütebilmesinin de girdiği açıktır.

Bunun Anayasanın 130 uncu maddesine aykırı düşeceği açıktır.

Bu tür ortak programlar, Türkiye’deki üniversitelere girecek düzeyde puan almayan öğrencilerin, belirlenecek düşük düzeydeki bir puan eşiğine ulaşmak ve yüksek düzeydeki ücretleri karşılayabilmek koşuluyla, ortak program yapılan bir yabancı üniversiteye kaydolarak hem bu yabancı üniversiteden, hem de Türkiye’deki ÖSYS’nda girmek için yeterli puan alamadığı Türk üniversitesinden diploma almasına imkan verebilmektedir. Halen bu uygulamanın örnekleri yükseköğretim sistemimizde görülmektedir.

Böyle bir durumun yükseköğretimde fırsat eşitliğini bozacağı; yükseköğretim öğrencileri ve öğrenci adayları arasında yurt dışı eğitim giderlerini karşılayabilmek veya karşılayamamak bakımından bir ayırıma yol açabileceği ortadadır. Çünkü ÖSYS’de belli bir üniversiteye girebilmek için yeterli puanı alamayan fakat yurtdışındaki ortak öğretim programının tarafı olan üniversitenin giderlerini karşılayacak güçteki öğrenciler, yurtdışındaki üniversiteye kayıt yaptırarak dolaylı biçimde, ÖSYS’de girme hakkını kazanamadıkları Türkiye’deki taraf üniversitede eğitim görüp, diploma alabileceklerdir.

Bunun Anayasanın 10 uncu maddesinde yer alan eşitlik ilkesine aykırı düşeceği ortadadır.

Üniversiteye giriş sınavında yüksek başarı göstererek Türkiye’deki üniversitelerde yükseköğrenim görmeye hak kazanmış bulunan öğrenciler, bu üniversitelerdeki öğrenimlerini başarıyla tamamladıklarında, branşlarıyla ilgili tek diploma alırken, kendilerinden daha az giriş puanı alan öğrenciler, ortak eğitim programlarında, benzer veya aynı içerikteki dersleri gördükleri halde, salt bunların bir kısmını yabancı bir üniversitede tamamladıkları için, kendilerine ortak eğitim programı yapan her iki üniversiteden de iki ayrı diploma verilebilmektedir. Böylece aynı çabayı gösteren ve aynı eğitimi alan öğrencilerden bir kısmına daha imtiyazlı -iki diplomalı- bir statü sağlanmaktadır. Bu da Anayasanın 10 uncu maddesinde belirtilen eşitlik ilkesine aykırı bir başka durumdur ve bu eşitsizliği izah edecek makul bir neden de yoktur.

Bu eşitsizliğin ödeme gücüne dayalı bir ayırım sonucu ortaya çıktığı ise son derece açıktır. Çünkü yalnızca yüksek ücret ödeyebilen öğrenciler ortak öğretim programlarından ve onun getireceği olanaklardan yararlanabilecekler; böyle bir ödeme gücü olmayanlar ise bu olanaklardan yararlanamayacaklardır.

Anayasanın 130 uncu maddesine aykırı ortak eğitim öğretim programlarının oluşmasını ve eşitliğe aykırı durumların ortaya çıkmasını engellemenin yollarından birisi, bunu sağlayacak nitelikteki koşul ve sınırlamaların yasada gösterilmesidir. Bu ise, yapılmamıştır.

Söz konusu birinci cümlede ortak program yürütmek konusundaki yetkinin sınırları, kayıt ve koşulları belirtilmediği için, bu yetki keyfi ve takdire bağlı kullanıma da açık niteliktedir.

Bu nitelikteki bir yetki, hukuk devleti ilkesi başta olmak üzere Anayasanın 8 inci ve 123 üncü maddelerinde belirtilen yürütmenin – idarenin kanuniliği ilkesi ile bağdaşmaz.

Takdire bağlı bu yetki, asli düzenleme yetkisini de içerecek bir niteliktedir ve bu bakımdan da Anayasanın 6 ncı, 7 nci ve 8 inci maddelerine aykırı bir yetki devri görünümünü taşımaktadır.

Diğer yandan bu tür ortak eğitim programlarında, programın bir kısmının veya tümünün yabancı dilde yapılacağı açıktır.

Anayasanın 42 nci maddesinde, eğitim ve öğretim kurumlarında okutulacak yabancı diller ile yabancı dilde eğitim ve öğretim yapan okulların tabi olacağı esasların yasa ile gösterileceği belirtilmiş; milletlerarası antlaşma hükümleri ise saklı tutulmuştur.

Yasada ortak program yapılan kurumlarda yapılacak yabancı dil eğitim ve öğretimine ilişkin esaslar gösterilmemiştir. Türkiye’deki yükseköğretim kurumları ile yurtdışındaki eğitim – öğretim kurumları arasında yapılacak anlaşmaların ise, uluslar arası antlaşma niteliği taşımadığı ortadadır.

Bu nedenle, söz konusu birinci cümlede yükseköğretim kurumlarına verilen yetki, Anayasanın 42 nci maddesine de aykırıdır.

İptali istenen (d) bendinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde ifade edilen ortak eğitim öğretim programı uygulamasında Anayasanın 130 uncu maddesinin ifade ettiği, “üniversitelerin ve bunlara bağlı birimlerin, Devletin gözetimi ve denetimi altında olacağı” yolundaki ilkenin nasıl yaşama geçirilebileceği de ayrıca üzerinde durulması gereken bir husustur. Böyle bir denetimin, yurt dışındaki eğitim kurumları açısından söz konusu olamayacağı açıktır. Bu nedenle birinci cümlede yapılan düzenleme Anayasanın 130 uncu maddesinin beşinci fıkrasına da aykırıdır.

Anayasanın herhangi bir hükmüne aykırı bir düzenleme, Anayasanın 11 inci maddesinde belirtilen Anayasanın üstünlüğü ilkesiyle de bağdaşmaz.

Yukarıda açıklanan nedenlerle, söz konusu (d) bendinin birinci fıkrasının Anayasanın 2, 6, 7, 8, 10, 11, 42 ve 130 uncu maddelerine aykırı olan birinci cümlesinin iptal edilmesi gerekmektedir.

2547 sayılı Kanunun 43 üncü maddesine eklenen (d) bendinin birinci fıkrasının ikinci cümlesine gelince; bu cümlede ortak eğitim ve öğretim programlarının öğrenci girişi, müfredat, sınav ve değerlendirme esasları ve mezuniyet şartları dahil, işleyişine ilişkin usul ve esasların Yükseköğretim Kurulunun çıkaracağı yönetmelikle düzenleneceği ifade edilmiştir.

Anayasanın 8 inci maddesi, yürütme yetki ve görevinin, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından Anayasaya ve kanunlara uygun olarak kullanılacağını ve yerine getirileceğini bildirmektedir.

Anayasanın 123 üncü maddesinde de, idarenin kuruluş ve görevlerinin kanunla düzenleneceği ilkesi yer almaktadır.

Bütün bu düzenlemeler, idarenin – yürütmenin yetkilerini Anayasa ve kanunlardan aldığını; Anayasada gösterilen ayrık haller dışında asli bir düzenleme yetkisi bulunmadığını göstermektedir.

Asli düzenleme yetkisi Anayasanın 7 nci maddesine göre yasamanındır ve devredilemez. Devredildiği taktirde bu yetki, kökenini Anayasadan almadığı için, Anayasanın 6 ncı maddesine aykırı düşer.

Söz konusu ikinci cümlede, ortak eğitim öğretim programlarının (cümlede belirtilen hususları da içermek üzere) işleyişine ilişkin usul ve esasları yönetmelikle belirlemek yetkisi Yükseköğretim Kuruluna bırakılmış; ancak, usul ve esaslara ve belirtilen hususlara ilişkin ilkeler gösterilmemiş yani asli bir düzenleme yapılmamıştır. Bir konu ile ilgili asli düzenleme yetkisinin yasa ile bir kurula verilmesi, asli düzenlemenin yasada yapılmış olduğu anlamına gelmez. Asli düzenlemenin yasada yapılmış sayılması için en azından konu ile ilgili ilke ve esasların da yasada gösterilmesi gerekir.

Bu nedenle söz konusu ikinci cümlede Yükseköğretim Kuruluna ortak öğretim – eğitim programları ile ilgili belirtilen hususları ve bu programların usul ve esaslarını yönetmelikle belirleme yetkisinin bırakılması, asli düzenleme yetkisinin devri anlamına gelir ve böyle bir yetki devri, Anayasanın 6, 7, 8 ve 123 üncü maddelerine aykırı düşer.

Diğer yandan Anayasanın 130 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrasında yükseköğretime giriş, devam gibi hususların yasa ile düzenlenmesi öngörüldüğü için, bu konuların yönetmelikle asli biçimde düzenlenmesine ilişkin bir yetkinin Yükseköğretim Kuruluna verilmesi, Anayasanın 130 uncu maddesi ile de bağdaşmaz.

Anayasanın herhangi bir maddesine aykırı bir düzenleme hukuk devleti ve Anayasanın üstünlüğü ilkeleri ve dolayısıyla ile Anayasanın 2 ve 11 inci maddeleri ile de çelişir.

Anayasanın 2, 6, 7, 8, 11, 123 ve 130 uncu maddelerine aykırı olan söz konusu ikinci cümlenin iptal edilmesi gerekmektedir.

B) 21.04.2005 Tarih ve 5335 Sayılı Kanunun 10 uncu Maddesinin (b) Bendinin 2547 Sayılı Kanunun 43 üncü Maddesine Eklediği (d) Bendinin İkinci Fıkrasının Anayasaya Aykırılığı

2547 sayılı Kanunun 43 üncü Maddesine eklenen (d) bendinde, ortak eğitim öğretim programlarına kayıtlı öğrencilerden alınacak öğrenim ücretleri, gelir ve giderleri ile harcama usul ve esaslarını Maliye Bakanlığının olumlu görüşü üzerine yönetmelikle belirlemek yetkisi Yükseköğretim Kuruluna verilmiş; ancak, yönetmelikle belirlenecek hususlarla ilgili ilke ve esaslar yasada gösterilmemiş yani bu hususlarla ilgili asli düzenleme yapılmamıştır. Asli düzenleme yetkisi Yükseköğretim Kuruluna bırakılmıştır.

Yukarıda da açıklandığı gibi Anayasanın 8 ve 123 üncü maddelerinden, Anayasada gösterilen ayrık haller dışında yürütmenin – idarenin asli düzenleme yetkisi olmadığı anlaşılmaktadır. Asli düzenleme yetkisi Anayasanın 7 nci maddesine göre yasamanındır ve devredilemez. Devredildiği taktirde bu yetki, kökenini Anayasadan almadığı için Anayasanın 6 ncı maddesine aykırı olur.

Bu nedenle ikinci fıkrada yapılan düzenleme Anayasanın 6, 7, 8 ve 123 üncü maddelerine aykırıdır.

Diğer yandan Anayasanın 73 üncü maddesinde, vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerinin kanunla konulup değiştirileceğine ve kaldırılacağına ilişkin bir ilke yer almaktadır.

Aynı maddede vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde, kanunun belirlediği yukarıda ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisinin Bakanlar Kuruluna verilebileceği de bildirilmiştir.

Şu anda Anayasa ve Yükseköğretim Kanununun birlikte oluşturduğu sistemde, devlet üniversitelerinde öğrencilerden cari hizmet bedeli adı altında alınan katkı payının harç niteliğini taşıdığı; bunun belirlenmesinde yetkinin de Bakanlar Kuruluna ait olduğunda kuşku yoktur.

Söz konusu ikinci fıkra ile, ortak öğretim – eğitim programlarından alınacak ücreti belirlemek konusunda Yükseköğretim Kurulu ve Maliye Bakanına verilen yetki, bu ücret te bir harç niteliği taşıyacağı için, Anayasanın 73 üncü maddesine aykırıdır.

Kaldı ki Anayasanın 130 uncu maddesinin, dokuzuncu fıkrası da harçlarla ilgili düzenlemelerin kanunla yapılmasını öngörmektedir.

Bu hususta yetkinin kanunla Yükseköğretim Kurulu ve Maliye Bakanına yönetmelikle yapılacak bir düzenleme için verilmesi, kanunla düzenleme anlamını taşımaz. Kanunla düzenlemenin yapılmış sayılması için, en azından konu ile ilgili ilke ve esasların kanunda gösterilmesi gerekir. Bu nedenle iptali istenen ikinci fıkra, Anayasanın 130 uncu maddesine de aykırıdır.

Anayasanın herhangi bir maddesine aykırı bir düzenlemenin hukuk devleti ve Anayasanın bağlayıcılığı ilkeleri ve dolayısı ile bu ilkeleri ifade eden Anayasanın 2 ve 11 inci maddeleri ile de çelişeceği açıktır.

Yukarıda açıklanan nedenlerle Anayasanın 2, 6, 7, 8, 11, 73, 123 ve 130 uncu maddelerine aykırı olan söz konusu ikinci fıkranın iptal edilmesi gerekmektedir.

IV. YÜRÜRLÜĞÜ DURDURMA İSTEMİNİN GEREKÇESİ

5335 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin (b) bendinin 2547 sayılı kanunun 43 üncü maddesine eklediği (d) bendinin birinci fıkrasının birinci cümlesi, Anayasanın 130 uncu, 42 nci, 11 inci, 10 uncu, 8 inci, 7 nci, 6 ncı ve 2 nci maddelerine aykırı görünümde ortak eğitim programlarının kurulmasına ve sürdürülmesine imkan tanımaktadır. Bu durumun bir kısım öğrencinin sonradan giderilmesi olanaksız mağduriyete düşürülmesine yol açabileceğinden kuşku yoktur. Çünkü bu programlara katılan öğrenciler, bu programlara yasal dayanak oluşturan hükümlerin iptali halinde, öğrenimlerini sürdürememek tehlikesiyle karşılaşabileceklerdir.

(d) bendinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi ile ikinci fıkrasında yer alan hükümler ise yürütmeye Anayasaya aykırı düzenleme yetkileri vermektedir. Bu yetkilere dayalı olarak yapılacak düzenlemelerin de, yasanın iptali halinde yasal dayanaklarını kaybedecekleri için, bir takım sakıncalı durumlara ve zararlara yol açması kaçınılmazdır.

Doğabilecek bu sakıncalı ve giderilmesi olanaksız hukuki durum ve zararların önlenebilmesi için, söz konusu birinci ve ikinci fıkraların yürürlüklerinin durdurulması gerekmektedir.

V. SONUÇ VE İSTEM

Yukarıda açıklanan gerekçelerle, 21.04.2005 tarihli ve 5335 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin (b) bendinin, 04.11.1981 tarih ve 2547 sayılı Kanunun 43 üncü maddesine eklediği (d) bendinin birinci ve ikinci fıkralarının iptaline ve iptal davası sonuçlanıncaya kadar yürürlüklerinin durdurulmasına ilişkin istemimizi saygı ile arz ederiz.”

II- YASA METİNLERİ

A- İptali İstenilen Yasa Kuralları

5335 sayılı Yasa’nın 10. maddesinin (b) bendi ile 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 43. maddesine eklenen (d) bendi şöyledir;

“Yükseköğretim kurumları, yurt dışındaki yükseköğretim kurumları ve diğer kuruluşlarla işbirliği tesis ederek ön lisans ve lisans programları da dahil olmak üzere uluslararası ortak eğitim ve öğretim programları yürütebilirler. Bu tür eğitim ve öğretim programlarının öğrenci girişi, müfredat, sınav ve değerlendirme esasları ve mezuniyet şartları dahil, işleyişine ilişkin usul ve esaslar Yükseköğretim Kurulunun çıkaracağı yönetmelikle düzenlenir.

Bu eğitim ve öğretim programlarına kayıtlı öğrencilerden alınacak öğrenim ücretleri, gelir ve giderleri ile harcama usul ve esasları Maliye Bakanlığının olumlu görüşü üzerine Yükseköğretim Kurulu tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

B- Dayanılan Anayasa Kuralları

Dava dilekçesinde, Anayasa’nın 2., 6., 7., 8., 10., 11., 42., 73., 123. ve 130. maddelerine dayanılmıştır.

III- İLK İNCELEME

Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 8. maddesi gereğince, Haşim KILIÇ, Sacit ADALI, Fulya KANTARCIOĞLU, Tülay TUĞCU, Ahmet AKYALÇIN, Mehmet ERTEN, Mustafa YILDIRIM, Cafer ŞAT, A. Necmi ÖZLER, Ali GÜZEL ve Serdar ÖZGÜLDÜR’ün katılımlarıyla 7.7.2005 gününde yapılan ilk inceleme toplantısında, dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine, yürürlüğü durdurma isteminin bu konudaki raporun hazırlanmasından sonra karara bağlanmasına, oybirliğiyle karar verilmiştir.

IV- ESASIN İNCELENMESİ

Dava dilekçesi ve ekleri, işin esasına ilişkin rapor, iptali istenilen Yasa kuralları, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

1- (d) Bendinin Birinci Fıkrasının Birinci Tümcesinin İncelenmesi

Dava dilekçesinde, kuralda düzenlenen işbirliğinin yurtdışındaki hangi nitelikleri taşıyan yükseköğretim kurumları ve diğer kuruluşlarla kurulabileceğine ilişkin belirlemenin yapılmadığı, yurtdışındaki eğitim kurumları açısından devletin denetim ve gözetiminin gerçekleştirilemeyeceği, ortak programları yürütme konusundaki yetkinin sınırlarının belirsizlik taşıdığı, ortak programların bir kısmının veya tamamının yabancı dille de yapılabileceği, ancak buna ilişkin esasların gösterilmediği, ayrıca bu tür programların yükseköğretimde fırsat eşitliğini bozabileceği, bu nedenlerle kuralın Anayasa’nın 2., 6., 7., 8., 10., 11., 42. ve 130. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

Dava konusu birinci tümcede “Yükseköğretim kurumları, yurt dışındaki yükseköğretim kurumları ve diğer kuruluşlarla işbirliği tesis ederek ön lisans ve lisans programları da dahil olmak üzere uluslararası ortak eğitim ve öğretim programları yürütebilirler.” denilmiştir.

Anayasa’nın 2. maddesinde Türkiye Cumhuriyeti’nin hukuk devleti olduğu, 7. maddesinde yasama yetkisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nce kullanılacağı ve devredilemeyeceği, 10. maddesinde herkesin kanun önünde eşit olduğu, 42. maddesinde kimsenin eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamayacağı, Türkçeden başka hiçbir dilin eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına ana dilleri olarak okutulamayacağı ve öğretilemeyeceği, eğitim ve öğretimin Devletin gözetim ve denetiminde olduğu belirtilmiştir.

Anayasa’nın 130. maddesinde ise yükseköğretim kurumları düzenlenerek, üniversitelerin kamu tüzel kişiliğine ve bilimsel özerkliğe sahip olarak Devlet tarafından kanunla kurulacağı ve Devletin gözetim ve denetimi altında oldukları vurgulanmış, gerekçesinde de “… genel olarak Devletin üniversiteler üzerindeki gözetim ve denetim yetkilerinin düzenlenmesi konuları, bilimsel özerklik dikkate alınmak suretiyle kanunkoyucuya bırakılmıştır …” denilmiştir.

Bilimsel özerklik kavramı, yargı içtihatları ve öğretide, bilimsel çalışmaların üniversite ortamında amacına uygun yürütülebilmesinin olmazsa olmaz koşulu olarak görülmekte ve bilimsel özerklik, üniversite mensuplarının, ekonomik ve siyasi yönden nüfuz sahibi bulunan kişi ve kurumların baskısı, yönlendirmesi olmadan ve toplumda genel olarak hakim olan düşünce ve kabuller doğrultusunda sonuçlara varmak gibi bir zorunluluk hissetmeden sadece bilimsel ölçütler ve etik kurallar çerçevesinde eğitim, öğretim, araştırma ve yayın yapabilme olanaklarına sahip bulunmaları biçiminde açıklanmaktadır.

Üniversitelerin bilimsel özerklik derecelerinin saptanmasında ise; üniversitelerde yürütülen eğitim, araştırma, yayın ve benzeri etkinliklerin planlanması, düzenlenmesi ve icra edilmesi aşamalarında, yönetim yetkisinin ne oranda serbestçe kullanılabildiği ve bu konularla ilgili gerekli kararların üniversite yönetim organlarınca ne ölçüde serbestçe alınabildiği hususlarının belirleyici olduğu kabul edilmektedir.

Bu bağlamda, eğitim ve öğretim kalitesini yükseltme amacıyla uluslararası işbirliği yapılarak ortak eğitim ve öğretim programlarının yürütülmesinin, başta Anayasa ve yasalar olmak üzere üniversitelerin bilimsel özerklikleri çerçevesinde yürütülen faaliyetlerden olduğu anlaşılmaktadır.

Devletin eğitim ve öğretim üzerindeki gözetim ve denetimi Anayasa’nın 42. ve 130. maddelerinde vurgulanmış ve 42. maddenin gerekçesinde “Devlet, eğitim ve öğretimin yapılmasını sağlayacak ve muhtevasını da denetleyecektir. Bu denetimin çerçevesi, eğitim ve öğretime katılanların tümünün Anayasa’ya sadakatini temin etmektir. Eğitim ve öğretim özgürlüğü, hiçbir şekilde Anayasanın temel felsefesine ve ilkelerine aykırı davranmanın bahanesi olamaz. Devlet, bu özgürlüğün kullanılmasında, Atatürk ilkelerine çağdaş bilim ve eğitim esaslarına uyulmasını gözetecektir.” denilmiştir.

Dava konusu kuralda yükseköğretim kurumlarının, yurt dışındaki yükseköğretim kurumları ve diğer kuruluşlarla işbirliği tesis ederek ön lisans ve lisans programları da dahil olmak üzere uluslararası ortak eğitim ve öğretim programları yürütmelerinin öngörülmesi, Devletin gözetim ve denetimini ortadan kaldırmamaktadır. Anayasa’nın 130. maddesine göre yükseköğretim kurumları başta Anayasa olmak üzere, yürürlükteki yasalara tabidirler. Bu nedenle Anayasa ve yasalara göre kurulan ve faaliyetlerini yürüten yükseköğretim kurumlarının, uluslararası ortak eğitim ve öğretim programlarını yürütürken de Anayasa ve yasalarda belirtilen ilke ve kurallara uyma zorunluluklarının devam edeceği, buna uyulup uyulmadığının ise Yüksek Öğretim Kurulu tarafından denetleneceği açıktır.

Yüksek Öğretim Kurulu’nun bu konuda olduğu gibi benzer birçok konuda yayımladığı yönetmeliklerde, ayrıntılı ve teknik düzenlemelerde bulunduğu görülmektedir. Ortak eğitim ve öğretim programı yürütmede işbirliği tesis edilecek yurtdışındaki yükseköğretim kurumları ile diğer kurumların taşımaları gereken niteliklerin mahiyeti, kapsamı ve çeşitliliği dikkate alındığında yasa içerisinde sayılamayacak kadar teknik ayrıntıları içerdiğinden, bu konulardaki belirlemenin yasada düzenlenmesinin güçlüğü de ortadadır.

Öte yandan, eğitim hakkı temel haklardandır ve asıl olan her isteyenin eğitim alabilmesidir. Anayasa’nın “Eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi” başlıklı 42. maddesinin ilk fıkrasında, kimsenin eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamayacağı, gerekçesinde de öğrenim hakkının genel bir sosyal hak olduğu belirtilerek, eğitim ve öğretim hakkının genelliği ilkesi benimsenmiştir. Dava konusu kuralda öngörüldüğü gibi ortak eğitim ve öğretim programları çerçevesinde eğitim ve öğretim yapılmasının, yükseköğretimdeki fırsat eşitliğini kaldıran ve Anayasa’nın 10. maddesine aykırı düşen yönü bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, dava konusu kural Anayasa’nın 2., 7., 10., 42. ve 130. maddelerine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.

Kuralın, Anayasa’nın 6., 8. ve 11. maddeleri ile ilgisi görülmemiştir.

2- (d) Bendinin Birinci Fıkrasının İkinci Tümcesinin İncelenmesi

Dava dilekçesinde, ortak eğitim ve öğretim programlarının işleyişine ilişkin usul ve esasların yasa yerine yönetmelikle düzenlenmesinin öngörülmesinin Anayasa’nın 2., 6., 7., 8., 11., 123. ve 130. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

Dava konusu kuralda, yükseköğretim kurumlarının yurt dışındaki yükseköğretim kurumları ve diğer kuruluşlarla işbirliği tesis ederek ön lisans ve lisans programları da dahil olmak üzere yürüttükleri uluslararası ortak eğitim ve öğretim programlarının öğrenci girişi, müfredat, sınav ve değerlendirme esasları ve mezuniyet şartları dahil, işleyişine ilişkin usul ve esasların Yükseköğretim Kurulu’nun çıkaracağı yönetmelikle düzenlenmesi öngörülmektedir.

Anayasa’nın 2. maddesinde Türkiye Cumhuriyeti’nin hukuk devleti olduğu, 7. maddesinde yasama yetkisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nce kullanılacağı ve devredilemeyeceği belirtilmiştir.

Buna göre, Anayasa’da yasayla düzenlenmesi öngörülen konularda yürütme organına genel ve sınırları belirsiz bir düzenleme yetkisinin verilmesi olanaklı değildir. Yürütme organına düzenleme yetkisi veren bir yasa kuralının Anayasa’ya uygun olabilmesi için temel ilkeleri koyması, çerçeveyi çizmesi, sınırsız, belirsiz, geniş bir alanı yönetimin düzenlemesine bırakmaması gerekir.

Dava konusu kuralla, dünyada ve özellikle de Avrupa Birliği ülkelerinde eğitimin kalitesini yükseltmek amacıyla yürütülen ortak eğitim ve öğretim faaliyetlerine Türkiye’deki yükseköğretim kurumlarının katılarak ortak eğitim ve öğretim programlarını yürütebilmesi olanağı getirilmiştir. Temel kural yükseköğretim kurumlarının, uluslararası ortak eğitim ve öğretim programı yürütebilmesidir. Bunun da, “yükseköğretim kurumları ve diğer kuruluşlarla işbirliği tesis edilerek önlisans ve lisans programları da dahil olmak üzere ortak eğitim ve öğretim programlarının yürütülebilmesi” yoluyla gerçekleştirilmesi öngörülmüştür.

Bu temel kural çerçevesinde, bu tür eğitim ve öğretim programlarının öğrenci girişi, müfredat, sınav ve değerlendirme esasları ile mezuniyet şartları da dahil olmak üzere işleyişine ilişkin usul ve esasların, içerik ve kapsamları itibariyle yasa içerisinde sayılamayacak kadar teknik ayrıntıları içerdiği açıktır. Bu durum, lisansüstü öğretim esasları gibi yükseköğretime ilişkin birçok konunun Yükseköğretim Kurulu’nca teknik ayrıntılara girilerek yönetmeliklerle düzenlenmesinden de anlaşılmaktadır. Bu nedenle, yükseköğretimle ilgili yasalarda temel ilkelerin ve sınırların gösterilerek teknik ayrıntıların Yükseköğretim Kurulu’nca çıkarılacak yönetmeliklere bırakılmış olması yasama yetkisinin devri niteliğinde değildir.

Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 2., 7. ve 130. maddelerine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.

Kuralın, Anayasa’nın 6., 8., 11., ve 123. maddeleri ile ilgisi görülmemiştir.

3- (d) Bendinin İkinci Fıkrasının İncelenmesi

Dava dilekçesinde, kuralda belirtilen hususlarla ilgili düzenlemelerin yasa ile yapılması gerekirken yönetmeliğe bırakılmasının Anayasa’nın 2., 6., 7., 8., 11., 73., 123 ve 130. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

Dava konusu kuralda, yükseköğretim kurumlarının yurt dışındaki yükseköğretim kurumları ve diğer kuruluşlarla işbirliği tesis ederek ön lisans ve lisans programları da dahil olmak üzere yürüttükleri uluslararası ortak eğitim ve öğretim programlarına kayıtlı öğrencilerden alınacak öğrenim ücretleri, gelir ve giderleri ile harcama usul ve esaslarının Maliye Bakanlığı’nın olumlu görüşü üzerine Yükseköğretim Kurulu tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenmesi öngörülmektedir.

Anayasa’nın 2. maddesinde Türkiye Cumhuriyeti’nin hukuk devleti olduğu, 7. maddesinde yasama yetkisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nce kullanılacağı ve devredilemeyeceği, 130. maddesinin dokuzuncu fıkrasında da yasa ile düzenlenmesi gereken konular belirtilmektedir.

Kamu malî yönetiminin yapısını ve işleyişini, kamu bütçelerinin hazırlanmasını, uygulanmasını, tüm malî işlemlerin muhasebeleştirilmesini, raporlanmasını ve malî kontrolü düzenlemek amacıyla çıkarılan ve genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin malî yönetim ve kontrolünü kapsayan 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 3. maddesinde gelir, gider, harcama, bütçe, mali yönetim, mali kontrol tanımlamalarına, birinci kısmın ikinci bölümünde gelirlerin toplanması ve harcamaların yapılmasını içeren kamu maliyesinin temel ilkelerine, üçüncü bölümünde kamu kaynağının kullanılmasının genel esaslarına yer verilmiş, ikinci kısmında ise bütçe ile ilgili genel kurallar, bütçelerin uygulama esasları, harcama yapılması, gelirlerin toplanması, kesinhesap gibi temel kurallar düzenlenmiştir.

2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu’nun “Cari hizmet maliyeti”  başlıklı 46. maddesinde de, yükseköğretim kurumlarında cari hizmet ödeneklerinin öğrenci başına olmak üzere belirleneceği, öğrenci başına düşen cari hizmet ödeneğinin öğrenim dallarının nitelikleri ve süreleri ile yükseköğretim kurumlarının özellikleri göz önünde tutularak Yükseköğretim Kurulu’nca farklı miktarlarda tespit edileceği, bu miktarın her yıl Bakanlar Kurulu’nca belirlenecek kısmının Devletçe karşılanacağı ve öğrenci adına ilgili yükseköğretim kurumu bütçesine ödenek olarak kaydolunacağı, geri kalan kısmının öğrenci tarafından ödeneceği, Devletçe karşılanacak kısmın cari hizmet maliyetlerinin yarısından az olamayacağı, Devlet ve öğrenci tarafından yapılacak ödemelerin miktar ve bölgelere göre oranları ve yabancı uyruklu öğrencilerden alınacak ücretlerin miktarı ile uygulamaya ilişkin esas ve usullerin her yıl Bakanlar Kurulu’nca en geç Temmuz ayı içerisinde belirleneceği, öğrenci katkısını ödemeyenlerin kayıtlarının yapılamayacağı ve yenilenemeyeceği, zamanında ödenmeyen kredi borçlarının 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre mal sandıklarınca tahsil edilerek Yükseköğretim Kredi ve Yurtlar Kurumu’na ödeneceği, kullanım ve harcamaya ilişkin esas ve usûllerin Maliye ve Gümrük Bakanlığı’nın görüşü alınarak Yükseköğretim Kurulu’nca belirleneceği gibi kurallara yer verilmiştir.

Buna göre, gerek yükseköğretim kurumlarının da kapsamına girdiği kamu mali yönetimine ilişkin 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu, gerekse 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu’nda, dava konusu kuralda yer alan konulara ilişkin temel kurallara yer verilerek, çerçevenin çizildiği, teknik ayrıntıya ilişkin hususların yönetmeliklere bırakıldığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle yasama yetkisinin devrinden sözedilemez.

Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 2., 7. ve 130. maddelerine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.

Kuralın, Anayasa’nın 6., 8., 11., 73. ve 123. maddeleri ile ilgisi görülmemiştir.

V- YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI İSTEMİ

21.4.2005 günlü, 5335 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 10. maddesinin (b) bendi ile 4.11.1981 günlü, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 43. maddesine eklenen (d) bendine yönelik iptal istemi, 25.6.2009 günlü, E:2005/67, K:2009/99 sayılı kararla reddedildiğinden, bu bende ilişkin YÜRÜRLÜĞÜNÜN DURDURULMASI İSTEMİNİN REDDİNE, 25.6.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.

VI- SONUÇ

21.4.2005 günlü, 5335 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 10. maddesinin (b) bendiyle 4.11.1981 günlü, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 43. maddesine eklenen (d) bendinin Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal isteminin REDDİNE, 25.6.2009 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

 

Başkan

Haşim KILIÇ

Başkanvekili

Osman Alifeyyaz PAKSÜT

Üye

Sacit ADALI

 

 

 

 

 

Üye

Fulya KANTARCIOĞLU

Üye

Ahmet AKYALÇIN

Üye

Mehmet ERTEN

 

 

 

 

 

Üye

A. Necmi ÖZLER

Üye

Serdar ÖZGÜLDÜR

Üye

Şevket APALAK

 

 

 

 

 

Üye

Serruh KALELİ

Üye

Zehra Ayla PERKTAŞ