Anayasa Mahkemesi
Başkanlığından:
Esas
Sayısı : 2005/67
Karar
Günü : 25.6.2009
İPTAL DAVASINI AÇAN: Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri Kemal ANADOL,
Haluk KOÇ ve 121 milletvekili
İPTAL DAVASININ KONUSU: 21.4.2005 günlü, 5335 sayılı Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 10. maddesinin
(b) bendi ile 4.11.1981 günlü, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 43.
maddesine eklenen (d) bendinin, Anayasa’nın 2.,
6., 7., 8., 10., 11., 42., 73., 123. ve 130. maddelerine aykırılığı ileri
sürülerek iptalleri ve yürürlüklerinin durdurulması istemidir.
I- İPTAL VE YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI İSTEMLERİNİN
GEREKÇESİ
Yürürlüğün
durdurulması istemini de içeren dava dilekçesinin gerekçe bölümü şöyledir:
“A) 21.04.2005
Tarih ve 5335 Sayılı Kanunun 10 uncu Maddesinin (b) Bendinin 2547 Sayılı
Kanunun 43 üncü Maddesine Eklediği (d) Bendinin Birinci Fıkrasının
Anayasaya Aykırılığı
Söz
konusu (d) bendinin birinci fıkrasının birinci fıkrasında, yükseköğretim
kurumlarına yurt dışındaki yükseköğretim kurumları ve diğer kuruluşlarla
işbirliği tesis ederek ön lisans ve lisans programları da dahil olmak üzere uluslar arası ortak eğitim ve öğretim
programları yürütebilmek için yetki tanınmıştır.
Ancak bu
işbirliğinin yurt dışındaki hangi nitelikleri taşıyan yükseköğretim
kurumları ve diğer kuruluşlarla kurulabileceğine ilişkin bir belirleme
yapılmamıştır.
Bu yetki
kapsamında, yurt dışında kurulmuş olan ve Anayasanın 130 uncu maddesinde
getirilen esaslara uygun olmayan ve uygun eğitim öğretim yapmayan bir
yükseköğretim kurumu veya diğer kuruluşla, Türkiye’deki bir yükseköğretim
kurumunun ön lisans veya lisans programları dahil,
ortak eğitim ve öğretim programı yürütebilmesi kayıtsız, koşulsuz ve
sınırsız olarak imkan dahiline girebilmektedir.
Hatta bu
yetkinin kapsamına, yurtdışındaki yükseköğretim kurumu niteliğini taşımayan
kuruluşlarla, Türkiye’deki yükseköğretim kurumlarının lisans ve önlisans dahil ortak eğitim ve
öğretim programları yürütebilmesinin de girdiği açıktır.
Bunun
Anayasanın 130 uncu maddesine aykırı düşeceği açıktır.
Bu tür
ortak programlar, Türkiye’deki üniversitelere girecek düzeyde puan almayan
öğrencilerin, belirlenecek düşük düzeydeki bir puan eşiğine ulaşmak ve
yüksek düzeydeki ücretleri karşılayabilmek koşuluyla, ortak program yapılan
bir yabancı üniversiteye kaydolarak hem bu yabancı üniversiteden, hem de
Türkiye’deki ÖSYS’nda girmek için yeterli puan
alamadığı Türk üniversitesinden diploma almasına imkan
verebilmektedir. Halen bu uygulamanın örnekleri yükseköğretim sistemimizde
görülmektedir.
Böyle
bir durumun yükseköğretimde fırsat eşitliğini bozacağı; yükseköğretim
öğrencileri ve öğrenci adayları arasında yurt dışı eğitim giderlerini
karşılayabilmek veya karşılayamamak bakımından bir ayırıma yol açabileceği
ortadadır. Çünkü ÖSYS’de belli bir üniversiteye girebilmek için yeterli
puanı alamayan fakat yurtdışındaki ortak öğretim programının tarafı olan
üniversitenin giderlerini karşılayacak güçteki öğrenciler, yurtdışındaki
üniversiteye kayıt yaptırarak dolaylı biçimde, ÖSYS’de girme hakkını
kazanamadıkları Türkiye’deki taraf üniversitede eğitim görüp, diploma
alabileceklerdir.
Bunun Anayasanın
10 uncu maddesinde yer alan eşitlik ilkesine aykırı düşeceği ortadadır.
Üniversiteye
giriş sınavında yüksek başarı göstererek Türkiye’deki üniversitelerde
yükseköğrenim görmeye hak kazanmış bulunan öğrenciler, bu üniversitelerdeki
öğrenimlerini başarıyla tamamladıklarında, branşlarıyla
ilgili tek diploma alırken, kendilerinden daha az giriş puanı alan
öğrenciler, ortak eğitim programlarında, benzer veya aynı içerikteki
dersleri gördükleri halde, salt bunların bir kısmını yabancı bir
üniversitede tamamladıkları için, kendilerine ortak eğitim programı yapan
her iki üniversiteden de iki ayrı diploma verilebilmektedir. Böylece aynı
çabayı gösteren ve aynı eğitimi alan öğrencilerden bir kısmına daha
imtiyazlı -iki diplomalı- bir statü sağlanmaktadır. Bu da Anayasanın 10
uncu maddesinde belirtilen eşitlik ilkesine aykırı bir başka durumdur ve bu
eşitsizliği izah edecek makul bir neden de yoktur.
Bu
eşitsizliğin ödeme gücüne dayalı bir ayırım sonucu ortaya çıktığı ise son
derece açıktır. Çünkü yalnızca yüksek ücret ödeyebilen öğrenciler ortak
öğretim programlarından ve onun getireceği olanaklardan yararlanabilecekler;
böyle bir ödeme gücü olmayanlar ise bu olanaklardan yararlanamayacaklardır.
Anayasanın
130 uncu maddesine aykırı ortak eğitim öğretim programlarının oluşmasını ve
eşitliğe aykırı durumların ortaya çıkmasını engellemenin yollarından
birisi, bunu sağlayacak nitelikteki koşul ve sınırlamaların yasada
gösterilmesidir. Bu ise, yapılmamıştır.
Söz
konusu birinci cümlede ortak program yürütmek konusundaki yetkinin
sınırları, kayıt ve koşulları belirtilmediği için, bu yetki keyfi ve
takdire bağlı kullanıma da açık niteliktedir.
Bu
nitelikteki bir yetki, hukuk devleti ilkesi başta olmak üzere Anayasanın 8
inci ve 123 üncü maddelerinde belirtilen yürütmenin – idarenin kanuniliği
ilkesi ile bağdaşmaz.
Takdire
bağlı bu yetki, asli düzenleme yetkisini de içerecek bir niteliktedir ve bu
bakımdan da Anayasanın 6 ncı, 7 nci ve 8 inci maddelerine aykırı bir yetki devri
görünümünü taşımaktadır.
Diğer yandan
bu tür ortak eğitim programlarında, programın bir kısmının veya tümünün
yabancı dilde yapılacağı açıktır.
Anayasanın
42 nci maddesinde, eğitim ve öğretim kurumlarında
okutulacak yabancı diller ile yabancı dilde eğitim ve öğretim yapan
okulların tabi olacağı esasların yasa ile gösterileceği belirtilmiş;
milletlerarası antlaşma hükümleri ise saklı tutulmuştur.
Yasada
ortak program yapılan kurumlarda yapılacak yabancı dil eğitim ve öğretimine
ilişkin esaslar gösterilmemiştir. Türkiye’deki yükseköğretim kurumları ile
yurtdışındaki eğitim – öğretim kurumları arasında yapılacak anlaşmaların
ise, uluslar arası antlaşma niteliği taşımadığı ortadadır.
Bu
nedenle, söz konusu birinci cümlede yükseköğretim kurumlarına verilen
yetki, Anayasanın 42 nci maddesine de aykırıdır.
İptali
istenen (d) bendinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde ifade edilen
ortak eğitim öğretim programı uygulamasında Anayasanın 130 uncu maddesinin
ifade ettiği, “üniversitelerin ve bunlara bağlı birimlerin, Devletin gözetimi
ve denetimi altında olacağı” yolundaki ilkenin nasıl yaşama
geçirilebileceği de ayrıca üzerinde durulması gereken bir husustur. Böyle
bir denetimin, yurt dışındaki eğitim kurumları açısından söz konusu
olamayacağı açıktır. Bu nedenle birinci cümlede yapılan düzenleme Anayasanın
130 uncu maddesinin beşinci fıkrasına da aykırıdır.
Anayasanın
herhangi bir hükmüne aykırı bir düzenleme, Anayasanın 11 inci maddesinde
belirtilen Anayasanın üstünlüğü ilkesiyle de bağdaşmaz.
Yukarıda
açıklanan nedenlerle, söz konusu (d) bendinin birinci fıkrasının Anayasanın
2, 6, 7, 8, 10, 11, 42 ve 130 uncu maddelerine aykırı olan birinci
cümlesinin iptal edilmesi gerekmektedir.
2547
sayılı Kanunun 43 üncü maddesine eklenen (d) bendinin birinci fıkrasının
ikinci cümlesine gelince; bu cümlede ortak eğitim ve öğretim programlarının
öğrenci girişi, müfredat, sınav ve değerlendirme esasları ve mezuniyet
şartları dahil, işleyişine ilişkin usul ve
esasların Yükseköğretim Kurulunun çıkaracağı yönetmelikle düzenleneceği
ifade edilmiştir.
Anayasanın
8 inci maddesi, yürütme yetki ve görevinin, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar
Kurulu tarafından Anayasaya ve kanunlara uygun olarak kullanılacağını ve
yerine getirileceğini bildirmektedir.
Anayasanın
123 üncü maddesinde de, idarenin kuruluş ve görevlerinin kanunla düzenleneceği
ilkesi yer almaktadır.
Bütün bu
düzenlemeler, idarenin – yürütmenin yetkilerini Anayasa ve kanunlardan
aldığını; Anayasada gösterilen ayrık haller dışında asli bir düzenleme
yetkisi bulunmadığını göstermektedir.
Asli
düzenleme yetkisi Anayasanın 7 nci maddesine göre
yasamanındır ve devredilemez. Devredildiği taktirde
bu yetki, kökenini Anayasadan almadığı için, Anayasanın 6 ncı maddesine aykırı düşer.
Söz
konusu ikinci cümlede, ortak eğitim öğretim programlarının (cümlede
belirtilen hususları da içermek üzere) işleyişine ilişkin usul ve esasları
yönetmelikle belirlemek yetkisi Yükseköğretim Kuruluna bırakılmış; ancak,
usul ve esaslara ve belirtilen hususlara ilişkin ilkeler gösterilmemiş yani
asli bir düzenleme yapılmamıştır. Bir konu ile ilgili asli düzenleme
yetkisinin yasa ile bir kurula verilmesi, asli düzenlemenin yasada yapılmış
olduğu anlamına gelmez. Asli düzenlemenin yasada yapılmış sayılması için en
azından konu ile ilgili ilke ve esasların da yasada gösterilmesi gerekir.
Bu
nedenle söz konusu ikinci cümlede Yükseköğretim Kuruluna ortak öğretim –
eğitim programları ile ilgili belirtilen hususları ve bu programların usul
ve esaslarını yönetmelikle belirleme yetkisinin bırakılması, asli düzenleme
yetkisinin devri anlamına gelir ve böyle bir yetki devri, Anayasanın 6, 7,
8 ve 123 üncü maddelerine aykırı düşer.
Diğer
yandan Anayasanın 130 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrasında yükseköğretime
giriş, devam gibi hususların yasa ile düzenlenmesi öngörüldüğü için, bu
konuların yönetmelikle asli biçimde düzenlenmesine ilişkin bir yetkinin
Yükseköğretim Kuruluna verilmesi, Anayasanın 130 uncu maddesi ile de
bağdaşmaz.
Anayasanın
herhangi bir maddesine aykırı bir düzenleme hukuk devleti ve Anayasanın
üstünlüğü ilkeleri ve dolayısıyla ile Anayasanın 2 ve 11 inci maddeleri ile
de çelişir.
Anayasanın
2, 6, 7, 8, 11, 123 ve 130 uncu maddelerine aykırı olan söz konusu ikinci
cümlenin iptal edilmesi gerekmektedir.
B) 21.04.2005 Tarih ve
5335 Sayılı Kanunun 10 uncu Maddesinin (b) Bendinin 2547 Sayılı Kanunun 43 üncü
Maddesine Eklediği (d) Bendinin İkinci Fıkrasının Anayasaya Aykırılığı
2547 sayılı Kanunun 43 üncü Maddesine eklenen (d)
bendinde, ortak eğitim öğretim programlarına kayıtlı öğrencilerden alınacak
öğrenim ücretleri, gelir ve giderleri ile harcama usul ve esaslarını Maliye
Bakanlığının olumlu görüşü üzerine yönetmelikle belirlemek yetkisi
Yükseköğretim Kuruluna verilmiş; ancak, yönetmelikle belirlenecek
hususlarla ilgili ilke ve esaslar yasada gösterilmemiş yani bu hususlarla
ilgili asli düzenleme yapılmamıştır. Asli düzenleme yetkisi Yükseköğretim Kuruluna bırakılmıştır.
Yukarıda
da açıklandığı gibi Anayasanın 8 ve 123 üncü maddelerinden, Anayasada
gösterilen ayrık haller dışında yürütmenin – idarenin asli düzenleme
yetkisi olmadığı anlaşılmaktadır. Asli düzenleme yetkisi Anayasanın 7 nci maddesine göre yasamanındır ve devredilemez.
Devredildiği taktirde bu yetki, kökenini
Anayasadan almadığı için Anayasanın 6 ncı
maddesine aykırı olur.
Bu
nedenle ikinci fıkrada yapılan düzenleme Anayasanın 6, 7, 8 ve 123 üncü
maddelerine aykırıdır.
Diğer
yandan Anayasanın 73 üncü maddesinde, vergi, resim, harç ve benzeri mali
yükümlülüklerinin kanunla konulup değiştirileceğine ve kaldırılacağına
ilişkin bir ilke yer almaktadır.
Aynı
maddede vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık,
istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde, kanunun
belirlediği yukarıda ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisinin
Bakanlar Kuruluna verilebileceği de bildirilmiştir.
Şu anda
Anayasa ve Yükseköğretim Kanununun birlikte oluşturduğu sistemde, devlet
üniversitelerinde öğrencilerden cari hizmet bedeli adı altında alınan katkı
payının harç niteliğini taşıdığı; bunun belirlenmesinde yetkinin de
Bakanlar Kuruluna ait olduğunda kuşku yoktur.
Söz
konusu ikinci fıkra ile, ortak öğretim – eğitim
programlarından alınacak ücreti belirlemek konusunda Yükseköğretim Kurulu
ve Maliye Bakanına verilen yetki, bu ücret te bir
harç niteliği taşıyacağı için, Anayasanın 73 üncü maddesine aykırıdır.
Kaldı ki
Anayasanın 130 uncu maddesinin, dokuzuncu fıkrası da harçlarla ilgili
düzenlemelerin kanunla yapılmasını öngörmektedir.
Bu
hususta yetkinin kanunla Yükseköğretim Kurulu ve Maliye Bakanına
yönetmelikle yapılacak bir düzenleme için verilmesi, kanunla düzenleme anlamını
taşımaz. Kanunla düzenlemenin yapılmış sayılması için, en azından konu ile
ilgili ilke ve esasların kanunda gösterilmesi gerekir. Bu nedenle iptali
istenen ikinci fıkra, Anayasanın 130 uncu maddesine de aykırıdır.
Anayasanın
herhangi bir maddesine aykırı bir düzenlemenin hukuk devleti ve Anayasanın
bağlayıcılığı ilkeleri ve dolayısı ile bu ilkeleri ifade eden Anayasanın 2
ve 11 inci maddeleri ile de çelişeceği açıktır.
Yukarıda
açıklanan nedenlerle Anayasanın 2, 6, 7, 8, 11, 73, 123 ve 130 uncu maddelerine
aykırı olan söz konusu ikinci fıkranın iptal edilmesi gerekmektedir.
IV. YÜRÜRLÜĞÜ DURDURMA İSTEMİNİN GEREKÇESİ
5335
sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin (b) bendinin 2547 sayılı kanunun 43 üncü
maddesine eklediği (d) bendinin birinci fıkrasının birinci cümlesi,
Anayasanın 130 uncu, 42 nci, 11 inci, 10 uncu, 8
inci, 7 nci, 6 ncı ve 2
nci maddelerine aykırı görünümde ortak eğitim
programlarının kurulmasına ve sürdürülmesine imkan
tanımaktadır. Bu durumun bir kısım öğrencinin sonradan giderilmesi olanaksız
mağduriyete düşürülmesine yol açabileceğinden kuşku yoktur. Çünkü bu
programlara katılan öğrenciler, bu programlara yasal dayanak oluşturan
hükümlerin iptali halinde, öğrenimlerini sürdürememek tehlikesiyle
karşılaşabileceklerdir.
(d)
bendinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi ile ikinci fıkrasında yer alan
hükümler ise yürütmeye Anayasaya aykırı düzenleme yetkileri vermektedir. Bu
yetkilere dayalı olarak yapılacak düzenlemelerin de, yasanın iptali halinde
yasal dayanaklarını kaybedecekleri için, bir takım sakıncalı durumlara ve
zararlara yol açması kaçınılmazdır.
Doğabilecek
bu sakıncalı ve giderilmesi olanaksız hukuki durum ve zararların
önlenebilmesi için, söz konusu birinci ve ikinci fıkraların yürürlüklerinin
durdurulması gerekmektedir.
V. SONUÇ VE İSTEM
Yukarıda
açıklanan gerekçelerle, 21.04.2005 tarihli ve 5335 sayılı Kanunun 10 uncu
maddesinin (b) bendinin, 04.11.1981 tarih ve 2547 sayılı Kanunun 43 üncü
maddesine eklediği (d) bendinin birinci ve ikinci fıkralarının iptaline ve
iptal davası sonuçlanıncaya kadar yürürlüklerinin durdurulmasına ilişkin
istemimizi saygı ile arz ederiz.”
II- YASA METİNLERİ
A- İptali İstenilen Yasa Kuralları
5335
sayılı Yasa’nın 10. maddesinin (b) bendi ile 2547 sayılı Yükseköğretim
Kanunu’nun 43. maddesine eklenen (d) bendi şöyledir;
“Yükseköğretim kurumları, yurt dışındaki
yükseköğretim kurumları ve diğer kuruluşlarla işbirliği tesis ederek ön
lisans ve lisans programları da dahil olmak üzere
uluslararası ortak eğitim ve öğretim programları yürütebilirler. Bu tür
eğitim ve öğretim programlarının öğrenci girişi, müfredat, sınav ve
değerlendirme esasları ve mezuniyet şartları dahil,
işleyişine ilişkin usul ve esaslar Yükseköğretim Kurulunun çıkaracağı
yönetmelikle düzenlenir.
Bu eğitim ve öğretim programlarına kayıtlı öğrencilerden
alınacak öğrenim ücretleri, gelir ve giderleri ile harcama usul ve esasları
Maliye Bakanlığının olumlu görüşü üzerine Yükseköğretim Kurulu tarafından
çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.”
B- Dayanılan Anayasa Kuralları
Dava dilekçesinde, Anayasa’nın 2.,
6., 7., 8., 10., 11., 42., 73., 123. ve 130. maddelerine dayanılmıştır.
III- İLK İNCELEME
Anayasa
Mahkemesi İçtüzüğü’nün 8. maddesi gereğince, Haşim KILIÇ, Sacit ADALI, Fulya KANTARCIOĞLU, Tülay TUĞCU, Ahmet
AKYALÇIN, Mehmet ERTEN, Mustafa YILDIRIM, Cafer ŞAT, A. Necmi
ÖZLER, Ali GÜZEL ve Serdar ÖZGÜLDÜR’ün
katılımlarıyla 7.7.2005 gününde yapılan ilk inceleme toplantısında, dosyada
eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine, yürürlüğü durdurma
isteminin bu konudaki raporun hazırlanmasından sonra karara bağlanmasına,
oybirliğiyle karar verilmiştir.
1- (d) Bendinin Birinci Fıkrasının
Birinci Tümcesinin İncelenmesi
Dava
dilekçesinde, kuralda düzenlenen işbirliğinin yurtdışındaki hangi nitelikleri taşıyan yükseköğretim kurumları
ve diğer kuruluşlarla kurulabileceğine ilişkin belirlemenin yapılmadığı,
yurtdışındaki eğitim kurumları açısından devletin denetim ve gözetiminin
gerçekleştirilemeyeceği, ortak programları yürütme konusundaki yetkinin
sınırlarının belirsizlik taşıdığı, ortak programların bir kısmının veya
tamamının yabancı dille de yapılabileceği, ancak buna ilişkin esasların
gösterilmediği, ayrıca bu tür programların yükseköğretimde fırsat
eşitliğini bozabileceği, bu nedenlerle kuralın Anayasa’nın 2., 6., 7., 8., 10., 11., 42. ve 130. maddelerine aykırı
olduğu ileri sürülmüştür.
Dava
konusu birinci tümcede “Yükseköğretim
kurumları, yurt dışındaki yükseköğretim kurumları ve diğer kuruluşlarla
işbirliği tesis ederek ön lisans ve lisans programları da dahil olmak üzere uluslararası ortak eğitim ve öğretim
programları yürütebilirler.” denilmiştir.
Anayasa’nın 2. maddesinde Türkiye Cumhuriyeti’nin
hukuk devleti olduğu, 7. maddesinde yasama yetkisinin Türkiye Büyük Millet
Meclisi'nce kullanılacağı ve devredilemeyeceği, 10. maddesinde herkesin
kanun önünde eşit olduğu, 42. maddesinde kimsenin eğitim ve öğrenim
hakkından yoksun bırakılamayacağı, Türkçeden başka hiçbir dilin eğitim ve
öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına ana dilleri olarak okutulamayacağı
ve öğretilemeyeceği, eğitim ve öğretimin Devletin gözetim ve denetiminde
olduğu belirtilmiştir.
Bilimsel özerklik kavramı, yargı içtihatları ve
öğretide, bilimsel çalışmaların üniversite ortamında amacına uygun
yürütülebilmesinin olmazsa olmaz koşulu olarak görülmekte ve bilimsel
özerklik, üniversite mensuplarının, ekonomik ve siyasi yönden nüfuz sahibi
bulunan kişi ve kurumların baskısı, yönlendirmesi olmadan ve toplumda genel
olarak hakim olan düşünce ve kabuller
doğrultusunda sonuçlara varmak gibi bir zorunluluk hissetmeden sadece
bilimsel ölçütler ve etik kurallar çerçevesinde eğitim, öğretim, araştırma
ve yayın yapabilme olanaklarına sahip bulunmaları biçiminde
açıklanmaktadır.
Üniversitelerin bilimsel özerklik derecelerinin
saptanmasında ise; üniversitelerde yürütülen eğitim, araştırma, yayın ve
benzeri etkinliklerin planlanması, düzenlenmesi ve icra edilmesi
aşamalarında, yönetim yetkisinin ne oranda serbestçe kullanılabildiği ve bu
konularla ilgili gerekli kararların üniversite yönetim organlarınca ne
ölçüde serbestçe alınabildiği hususlarının belirleyici olduğu kabul
edilmektedir.
Bu bağlamda, eğitim ve öğretim kalitesini yükseltme
amacıyla uluslararası işbirliği yapılarak ortak eğitim ve öğretim
programlarının yürütülmesinin, başta Anayasa ve yasalar olmak üzere
üniversitelerin bilimsel özerklikleri çerçevesinde yürütülen faaliyetlerden
olduğu anlaşılmaktadır.
Devletin
eğitim ve öğretim üzerindeki gözetim ve denetimi Anayasa’nın 42. ve 130.
maddelerinde vurgulanmış ve 42. maddenin gerekçesinde “Devlet, eğitim ve öğretimin yapılmasını sağlayacak ve muhtevasını
da denetleyecektir. Bu denetimin çerçevesi, eğitim ve öğretime katılanların
tümünün Anayasa’ya sadakatini temin etmektir. Eğitim ve öğretim özgürlüğü,
hiçbir şekilde Anayasanın temel felsefesine ve ilkelerine aykırı
davranmanın bahanesi olamaz. Devlet, bu özgürlüğün kullanılmasında, Atatürk
ilkelerine çağdaş bilim ve eğitim esaslarına uyulmasını gözetecektir.” denilmiştir.
Öte yandan, eğitim hakkı temel haklardandır ve asıl
olan her isteyenin eğitim alabilmesidir. Anayasa’nın
“Eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi”
başlıklı 42. maddesinin ilk fıkrasında, kimsenin eğitim ve öğrenim
hakkından yoksun bırakılamayacağı, gerekçesinde de öğrenim hakkının genel
bir sosyal hak olduğu belirtilerek, eğitim ve öğretim hakkının genelliği
ilkesi benimsenmiştir. Dava konusu kuralda öngörüldüğü gibi ortak eğitim ve
öğretim programları çerçevesinde eğitim ve öğretim yapılmasının,
yükseköğretimdeki fırsat eşitliğini kaldıran ve Anayasa’nın 10. maddesine
aykırı düşen yönü bulunmamaktadır.
Açıklanan
nedenlerle, dava konusu kural Anayasa’nın 2., 7.,
10., 42. ve 130. maddelerine aykırı değildir. İptal isteminin reddi
gerekir.
Kuralın,
Anayasa’nın 6., 8. ve 11. maddeleri ile ilgisi
görülmemiştir.
2- (d) Bendinin Birinci Fıkrasının İkinci
Tümcesinin İncelenmesi
Dava
dilekçesinde, ortak eğitim ve öğretim programlarının işleyişine ilişkin
usul ve esasların yasa yerine yönetmelikle düzenlenmesinin öngörülmesinin
Anayasa’nın 2., 6., 7., 8., 11., 123. ve 130. maddelerine
aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Dava
konusu kuralda, yükseköğretim kurumlarının yurt dışındaki yükseköğretim
kurumları ve diğer kuruluşlarla işbirliği tesis ederek ön lisans ve lisans
programları da dahil olmak üzere yürüttükleri
uluslararası ortak eğitim ve öğretim programlarının öğrenci girişi, müfredat,
sınav ve değerlendirme esasları ve mezuniyet şartları dahil, işleyişine
ilişkin usul ve esasların Yükseköğretim Kurulu’nun çıkaracağı yönetmelikle
düzenlenmesi öngörülmektedir.
Anayasa’nın 2. maddesinde Türkiye Cumhuriyeti’nin
hukuk devleti olduğu, 7. maddesinde yasama yetkisinin Türkiye Büyük Millet
Meclisi'nce kullanılacağı ve devredilemeyeceği belirtilmiştir.
Buna
göre, Anayasa’da yasayla düzenlenmesi öngörülen konularda yürütme organına
genel ve sınırları belirsiz bir düzenleme yetkisinin verilmesi olanaklı
değildir. Yürütme organına düzenleme yetkisi veren bir yasa kuralının
Anayasa’ya uygun olabilmesi için temel ilkeleri koyması, çerçeveyi çizmesi,
sınırsız, belirsiz, geniş bir alanı yönetimin düzenlemesine bırakmaması
gerekir.
Dava
konusu kuralla, dünyada ve özellikle de Avrupa Birliği ülkelerinde eğitimin
kalitesini yükseltmek amacıyla yürütülen ortak eğitim ve öğretim
faaliyetlerine Türkiye’deki yükseköğretim kurumlarının katılarak ortak
eğitim ve öğretim programlarını yürütebilmesi olanağı getirilmiştir. Temel
kural yükseköğretim kurumlarının, uluslararası ortak eğitim ve öğretim
programı yürütebilmesidir. Bunun da, “yükseköğretim
kurumları ve diğer kuruluşlarla işbirliği tesis edilerek önlisans ve lisans programları da dahil
olmak üzere ortak eğitim ve öğretim programlarının yürütülebilmesi”
yoluyla gerçekleştirilmesi öngörülmüştür.
Bu temel
kural çerçevesinde, bu tür eğitim ve öğretim programlarının öğrenci girişi,
müfredat, sınav ve değerlendirme esasları ile mezuniyet şartları da dahil olmak üzere işleyişine ilişkin usul ve esasların,
içerik ve kapsamları itibariyle yasa içerisinde sayılamayacak kadar teknik
ayrıntıları içerdiği açıktır. Bu durum, lisansüstü öğretim esasları gibi
yükseköğretime ilişkin birçok konunun Yükseköğretim Kurulu’nca teknik
ayrıntılara girilerek yönetmeliklerle düzenlenmesinden de anlaşılmaktadır.
Bu nedenle, yükseköğretimle ilgili yasalarda temel ilkelerin ve sınırların
gösterilerek teknik ayrıntıların Yükseköğretim Kurulu’nca çıkarılacak
yönetmeliklere bırakılmış olması yasama yetkisinin devri niteliğinde
değildir.
Açıklanan
nedenlerle kural, Anayasa’nın 2., 7. ve 130.
maddelerine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.
Kuralın,
Anayasa’nın 6., 8., 11., ve 123. maddeleri ile
ilgisi görülmemiştir.
3- (d) Bendinin İkinci Fıkrasının İncelenmesi
Dava
dilekçesinde, kuralda belirtilen hususlarla ilgili düzenlemelerin yasa ile
yapılması gerekirken yönetmeliğe bırakılmasının Anayasa’nın 2.,
6., 7., 8., 11., 73., 123 ve 130. maddelerine aykırı olduğu ileri
sürülmüştür.
Dava
konusu kuralda, yükseköğretim kurumlarının yurt dışındaki yükseköğretim
kurumları ve diğer kuruluşlarla işbirliği tesis ederek ön lisans ve lisans
programları da dahil olmak üzere yürüttükleri
uluslararası ortak eğitim ve öğretim programlarına kayıtlı öğrencilerden
alınacak öğrenim ücretleri, gelir ve giderleri ile harcama usul ve esaslarının
Maliye Bakanlığı’nın olumlu görüşü üzerine Yükseköğretim Kurulu tarafından
çıkarılacak yönetmelikle düzenlenmesi öngörülmektedir.
Anayasa’nın 2. maddesinde Türkiye Cumhuriyeti’nin
hukuk devleti olduğu, 7. maddesinde yasama yetkisinin Türkiye Büyük Millet
Meclisi'nce kullanılacağı ve devredilemeyeceği, 130. maddesinin dokuzuncu
fıkrasında da yasa ile düzenlenmesi gereken konular belirtilmektedir.
Kamu malî yönetiminin yapısını ve işleyişini, kamu
bütçelerinin hazırlanmasını, uygulanmasını, tüm malî işlemlerin
muhasebeleştirilmesini, raporlanmasını ve malî kontrolü düzenlemek amacıyla
çıkarılan ve genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin malî yönetim ve
kontrolünü kapsayan 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 3.
maddesinde gelir, gider, harcama, bütçe, mali yönetim, mali kontrol
tanımlamalarına, birinci kısmın ikinci bölümünde gelirlerin toplanması ve
harcamaların yapılmasını içeren kamu maliyesinin temel ilkelerine, üçüncü
bölümünde kamu kaynağının kullanılmasının genel esaslarına yer verilmiş,
ikinci kısmında ise bütçe ile ilgili genel kurallar, bütçelerin uygulama
esasları, harcama yapılması, gelirlerin toplanması, kesinhesap
gibi temel kurallar düzenlenmiştir.
2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu’nun “Cari hizmet
maliyeti” başlıklı 46. maddesinde
de, yükseköğretim kurumlarında cari hizmet ödeneklerinin öğrenci başına
olmak üzere belirleneceği, öğrenci başına düşen cari hizmet ödeneğinin
öğrenim dallarının nitelikleri ve süreleri ile yükseköğretim kurumlarının
özellikleri göz önünde tutularak Yükseköğretim Kurulu’nca farklı
miktarlarda tespit edileceği, bu miktarın her yıl Bakanlar Kurulu’nca
belirlenecek kısmının Devletçe karşılanacağı ve öğrenci adına ilgili
yükseköğretim kurumu bütçesine ödenek olarak kaydolunacağı, geri kalan
kısmının öğrenci tarafından ödeneceği, Devletçe karşılanacak kısmın cari
hizmet maliyetlerinin yarısından az olamayacağı, Devlet ve öğrenci
tarafından yapılacak ödemelerin miktar ve bölgelere göre oranları ve
yabancı uyruklu öğrencilerden alınacak ücretlerin miktarı ile uygulamaya
ilişkin esas ve usullerin her yıl Bakanlar Kurulu’nca en geç Temmuz ayı
içerisinde belirleneceği, öğrenci katkısını ödemeyenlerin kayıtlarının
yapılamayacağı ve yenilenemeyeceği, zamanında ödenmeyen kredi borçlarının
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre
mal sandıklarınca tahsil edilerek Yükseköğretim Kredi ve Yurtlar Kurumu’na
ödeneceği, kullanım ve harcamaya ilişkin esas ve usûllerin
Maliye ve Gümrük Bakanlığı’nın görüşü alınarak Yükseköğretim Kurulu’nca
belirleneceği gibi kurallara yer verilmiştir.
Buna
göre, gerek yükseköğretim kurumlarının da kapsamına girdiği kamu mali
yönetimine ilişkin 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu,
gerekse 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu’nda, dava konusu kuralda yer alan
konulara ilişkin temel kurallara yer verilerek, çerçevenin çizildiği,
teknik ayrıntıya ilişkin hususların yönetmeliklere bırakıldığı
anlaşılmaktadır. Bu nedenle yasama yetkisinin devrinden sözedilemez.
Açıklanan
nedenlerle kural, Anayasa’nın 2., 7. ve 130.
maddelerine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.
Kuralın,
Anayasa’nın 6., 8., 11., 73. ve 123. maddeleri ile
ilgisi görülmemiştir.
V-
YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI İSTEMİ
21.4.2005 günlü, 5335 sayılı Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 10. maddesinin
(b) bendi ile 4.11.1981 günlü, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 43.
maddesine eklenen (d) bendine yönelik iptal istemi, 25.6.2009 günlü,
E:2005/67, K:2009/99 sayılı kararla reddedildiğinden, bu bende ilişkin
YÜRÜRLÜĞÜNÜN DURDURULMASI İSTEMİNİN REDDİNE, 25.6.2009 gününde oybirliğiyle
karar verildi.
VI- SONUÇ
21.4.2005 günlü, 5335 sayılı Bazı Kanun
ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 10.
maddesinin (b) bendiyle 4.11.1981 günlü, 2547 sayılı Yükseköğretim
Kanunu’nun 43. maddesine eklenen (d) bendinin Anayasa’ya aykırı olmadığına
ve iptal isteminin REDDİNE, 25.6.2009
gününde OYBİRLİĞİYLE karar
verildi.
Başkan
Haşim KILIÇ
|
Başkanvekili
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
|
Üye
Sacit ADALI
|
|
|
|
|
|
Üye
Fulya KANTARCIOĞLU
|
Üye
Ahmet AKYALÇIN
|
Üye
Mehmet ERTEN
|
|
|
|
|
|
Üye
A. Necmi
ÖZLER
|
Üye
Serdar
ÖZGÜLDÜR
|
Üye
Şevket APALAK
|
|
|
|
|
|
Üye
Serruh KALELİ
|
Üye
Zehra Ayla PERKTAŞ
|
|
|
|
|
|
|