Anayasa Mahkemesi
Başkanlığından:
Esas Sayısı :
2007/31
Karar Sayısı : 2009/109
Karar Günü : 9.7.2009
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : Danıştay Beşinci Dairesi
İTİRAZIN KONUSU : 31.7.2003 günlü, 4969 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un;
1- 3. maddesiyle 4.7.2001 günlü,
631 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Mali ve Sosyal Haklarında
Düzenlemeler ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’ye eklenen 14/A maddesinin
birinci fıkrasının (b) bendinin,
2-
16. maddesinin (b)
bendinin, bu Yasa’nın 1., 2. ve 3. maddelerinin
22.07.2003 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe
gireceğini öngören hükmünün,
Anayasa’nın 2. ve 10. maddelerine aykırılığı
savıyla iptali istemidir.
I - OLAY
12.8.2003 günlü, 25197 sayılı Resmî Gazete’de
yayımlanan, 31.7.2003 günlü,
4969 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun’un, 22.7.2003 tarihinden geçerli olmak üzere
yürürlüğe giren 1., 2. ve 3. maddelerinin
uygulanmasında birliğin sağlanması amacıyla yayımlanmış olan 37 Seri No’lu Harcırah Kanunu Genel Tebliği’nin kimi hükümlerinin
iptali istemiyle açılan davada, itiraz konusu kuralların Anayasa’ya aykırı
olduğu kanısına varan Danıştay Beşinci Dairesi iptalleri için başvurmuştur.
II - İTİRAZIN GEREKÇESİ
Başvuru kararının gerekçe bölümü şöyledir:
“İptal İsteminin
Gerekçeleri:
1 - 631 sayılı KHK.’ye eklenen 14/A maddesinin (b)
fıkrasında yer alan kurala ilişkin iptal isteminin gerekçesi
:
Anayasa Mahkemesi’nin 4.5.2005 tarihli E:2004/54,
K:2005/24 sayılı kararında belirtildiği gibi, yolluk ödemesi, kamu
hizmetinin gerektirdiği durumlarda, bu hizmet için görevlendirilen
kişilerin katlanacakları giderleri karşılamak üzere yapılan parasal bir
idari işlemdir.
Nakil işlemi, idarece, takdir yetkisi kapsamında,
kamu görevlisinin istemi olmaksızın kurulabileceği gibi, mevzuatın öngördüğü
koşulların varlığı halinde, yine takdir yetkisi kapsamında, kamu
görevlisinin talebi üzerine de kurulabilir.
Nakil isteminde bulunmak, kamu görevlileri için bir
hak olarak gözükmekte ise de, istemin yerine getirilmesinin kamu yararı ve
hizmet gerekleri ile sınırlandırılmış olması nedeniyle nakil isteminin
idarelerce mutlaka karşılanması zorunluluğu bulunmamaktadır.
Sonuçta kamu görevlilerinin istemleri üzerine
yapılan nakil işlemlerinin de hizmetinin yürütülmesinden kaynaklandığının
kabulü gerekmektedir.
Bu durumda kendi istemleri üzerine naklen başka
kamu kurumlarına ya da başka görev yerlerine atananların karşılaştıkları
maddi külfetin kamuca karşılanması gerektiğinden anılan kural Anayasa’nın
2. maddesinde yer alan sosyal hukuk devleti ilkesine aykırıdır.
Öte yandan, Anayasa Mahkemesi’nin anılan kararında,
kendi talepleri üzerine nakledilen kamu görevlileri ile re’sen
nakledilen kamu görevlilerinin nakil işleminin hukuksal niteliği yönünden
ve yer değiştirmeye bağlı olarak ödenen harcırah bakımından aynı hukuksal
konumda olduklarının kuşkusuz olduğu, aynı hukuksal konumda olanlar
arasında farklı kurallar öngörülmesinin Anayasa’nın 10. maddesinde yer alan
eşitlik ilkesine aykırılık oluşturduğu belirtilmiş olup, iptali istenilen
kural bu yönden de Anayasa’ya aykırıdır.
2- 4969 sayılı Yasa’nın 16. maddesinin (b)
bendinin, aynı Yasa’nın 1., 2. ve 3. fıkralarının
Yasa’nın Resmi Gazete’de yayımından önceki 22.7.2003 tarihinden geçerli
olması yönündeki kurala ilişkin iptal isteminin gerekçesi:
Anayasa Mahkemesi’nin çeşitli kararlarında ve
bilimsel kaynaklarda yasaların geriye yürümesi hukuk güvenliği ilkesine
aykırı bulunmuştur.
Ayrıca yasaların geçmişte kurulmuş ve kesin nitelik
kazanmış hukuksal işlemlere etkili olmaması, kazanılmış haklara zarar
vermemesi gerektiği belirtilmiştir.
Bu görüşün temelinde ise, kişilerin gelecek dönemle
ilgili kararlarını mevcut yasalara göre alacakları, bu nedenle yasaların
geçmişe dönük olarak uygulanmasının kişileri zor durumda bırakacağı,
kazanamayacakları yüklere maruz kılacağı, Devlete ve hukuka olan
inançlarını sarsacağı ve hukuksal istikrarın bozulacağı düşüncesi
yatmaktadır.
Yasaların geriye yürümesi ancak kamu düzenini ve
genel ahlakı ilgilendiren kurallar için kabul görmüştür.
4969 sayılı Yasa’nın 1.,
2. ve 3. maddelerinde 6245 sayılı Harcırah Kanunu ile 375 ve 631 sayılı
KHK.’lerde değişiklik yapılarak, kendi istemi
üzerine naklen atananlarla ilk kez veya yeniden kamu görevine atananlara,
emekliye ayrılanlarla cezaen olmamak üzere
görevine son verilenlere ve bunların vefatları halinde ailelerine yolluk
verilmesine olanak sağlayan kurallar kaldırılarak, emekliye ayrılanlara
500.-YTL. ödenmesi öngörülmüştür.
Yasa’nın iptali istenilen bu maddesi ile anılan düzenlemelerin
Yasa’nın Resmi Gazete’de yayınlandığı 12.8.2003 tarihinden önceki bir tarih
olan 22.7.2003 tarihinden geçerli olacağı kurala bağlanmıştır.
Bu şekilde 16. maddenin (b) bendinde yer alan
kuralla 1., 2. ve 3. maddelerde yer alan ve yolluk
ödenmesi yönünden kişilerin haklarını daraltan düzenlemelerin Yasa’nın
yayımından önceki olaylara uygulanması sağlanmıştır.
Bu ise 22.7.2003 ile 12.8.2003 tarihleri arasında
kamu görevlerine açıktan atananlarla kurumu ya da görev yeri kendi isteği
sonucu değiştirilenlere, emekliye ayrılan ya da cezaen
olmamak üzere görevleri sona erenlere ve bunların vefatları halinde
ailelerine yolluk ödenmemesine yol açtığından, Anayasa’nın 2. maddesinde
yer alan hukuk devleti ilkesine aykırılık
oluşturmaktadır.
Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri
Hakkındaki 2949 sayılı Yasa’nın 28. maddesinin 2. fıkrasında, bir davaya
bakmakta olan Mahkemenin, taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık
savının ciddi olduğu kanısına varması durumunda tarafların bu konudaki sav ve
savunmalarını ve kendisini bu kanıya götüren görüşünü açıklayan kararı ile
Anayasa Mahkemesi’ne başvurması gerektiği düzenlenmiştir.
Açıklanan nedenlerle 2949 sayılı Yasa’nın 28.
maddesinin 2. fıkrası gereğince, 4.7.2001 tarihli ve 631 sayılı KHK.’ye 12.8.2003
tarihli ve 25197 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 4969
sayılı Yasa’nın 3. maddesiyle eklenen 14/A maddesinin (b) fıkrasında
“İstihdam edilen personelden, kendilerinin yazılı talebi üzerine bu kurum
ve kuruluşlar arasındaki veya bunların başka yerlerdeki birimleri arasında
naklen ataması yapılanlara, mevzuatlarında bu atama için öngörülen harcırah
ödenmez, bu amaçla başka bir adla ödeme yapılmaz.” şeklindeki kuralın ve
4969 sayılı Yasa’nın 16. maddesinin (b) bendinde yer alan, aynı Yasa’nın 1., 2. ve 3. maddelerinin 22.7.2003 tarihinden geçerli
olmak üzere yürürlüğe gireceği kuralının iptalleri için Anayasa
Mahkemesi’ne başvurulmasına, … , 6.12.2006 tarihinde oybirliğiyle karar
verildi.”
III - YASA KURALLARI
A- İtiraz Konusu Yasa Kuralları
1- 631
Sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin itiraz konusu (b) bendini de içeren
14/A maddesi şöyledir:
“(Ek: 4969 - 31.7.2003 / m.3 - Yürürlük m.16 b) 10.2.1954 tarihli ve
6245 sayılı Harcırah Kanunu
kapsamı dışında yer alan kamu kurum ve kuruluşlarında;
a) İstihdam edilme şekline bakılmaksızın; ilk defa
veya yeniden göreve alınanlar ile bunların aile fertlerine ilk defa veya
yeniden göreve alınma nedenlerine bağlı olarak harcırah ödenmez, bu amaçla
başka bir adla ödeme yapılamaz.
b) İstihdam edilen personelden,
kendilerinin yazılı talebi üzerine bu kurum ve kuruluşlar arasında veya
bunların başka yerlerdeki birimleri arasında naklen ataması yapılanlara,
mevzuatlarında bu atama için öngörülen harcırah ödenmez, bu amaçla başka
bir adla ödeme yapılamaz.
c) Emekliliğini isteyen veya emekliye sevk olunan,
haklarında toptan ödeme hükümleri uygulanan veya emekli iken yeniden
hizmete alındıktan sonra vazifelerine son verilen personele, bu nedenlere
bağlı olarak harcırah ödenmez; bunlara ilgili mevzuatında öngörülmesi
kaydıyla damga vergisi hariç hiçbir vergiye tabi tutulmaksızın beşyüz milyon lirayı geçmemek üzere tazminat
ödenebilir.
d) Yurt içi ve yurt dışı gündelik ödemeleri, emsali
Devlet memurlarına 6245 sayılı Harcırah Kanunu
uyarınca yapılan gündelik ödemelerinin birbuçuk
katını geçemez. İlgili mevzuatında öngörülmüş olması halinde, bu kapsamda
bulunanlardan yatacak yer temini için ödedikleri ücretleri
belgelendirenlere bu belge karşılığı yapılan ödemeler birbuçuk
katın hesabında dikkate alınmaz.
Diğer mevzuatın bu maddeye aykırı hükümleri
uygulanmaz.”
2- 31.7.2003 günlü, 4969 sayılı “Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un bazı ibarelerinin iptali istenilen (b)
bendini de içeren 16. maddesi şöyledir:
“MADDE 16. - Bu Kanunun;
a) 13 üncü maddesi 5.7.2003 tarihinden geçerli
olmak üzere yayımı tarihinde,
b) 1, 2, 3,
6, 7, 8, 9, 10, 11 ve 12 nci maddeleri ile geçici 1 ve geçici 3 üncü maddeleri 22.7.2003 tarihinden geçerli olmak
üzere yayımı tarihinde,
c) 4 üncü maddesi 24.7.2003 tarihinden geçerli
olmak üzere yayımı tarihinde,
d) Diğer maddeleri yayımı tarihinde,
Yürürlüğe girer.”
B- Dayanılan Anayasa Kuralları
Başvuru kararında Anayasa’nın 2. ve 10. maddelerine
dayanılmıştır.
IV- İLK İNCELEME
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 8. maddesi uyarınca
Tülay TUĞCU, Haşim KILIÇ, Sacit ADALI, Fulya KANTARCIOĞLU, Ahmet AKYALÇIN, Mehmet
ERTEN, A.Necmi ÖZLER, Serdar ÖZGÜLDÜR, Şevket APALAK, Serruh KALELİ ve Osman Alifeyyaz
PAKSÜT’ün katılımlarıyla 5.4.2007 tarihinde
yapılan ilk inceleme toplantısında, dosyada eksiklik bulunmadığından işin
esasının incelenmesine oybirliği ile karar verilmiştir.
V - ESASIN İNCELENMESİ
Başvuru kararı ve ekleri, işin esasına ilişkin
rapor, itiraz konusu yasa kuralları, dayanılan Anayasa kuralları ve
bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra
gereği görüşülüp düşünüldü:
A- 31.7.2003 günlü, 4969 sayılı Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 3.
Maddesiyle 4.7.2001 Günlü, 631 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin
Mali ve Sosyal Haklarında Düzenlemeler ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’ye Eklenen 14/A
Maddesinin Birinci Fıkrasının (b) Bendinin İncelenmesi
Başvuru kararında, nakil isteminde bulunma kamu
görevlileri için bir hak olmakla birlikte, istemin yerine getirilmesinin
kamu yararı ve hizmet gerekleri ile sınırlandırılmış olması nedeniyle,
idarelerce mutlaka karşılanması zorunluluğunun bulunmadığı, dolayısıyla
nakil işlemi, idarece, takdir yetkisi kapsamında, kamu görevlisinin istemi
olmaksızın kurulabileceği gibi, mevzuatın öngördüğü koşulların varlığı
halinde, yine takdir yetkisi kapsamında, kamu görevlisinin talebi üzerine
de kurulabileceği, böyle olunca da, kamu görevlilerinin istemleri üzerine
yapılan nakil işlemlerinin de kamu hizmetinin yürütülmesinden kaynaklandığının
kabulü gerektiği, öte yandan yolluk ödemesinin de, kamu hizmetinin
gerektirdiği durumlarda, bu hizmet için görevlendirilen kişilerin
katlanacakları giderleri karşılamak üzere yapılan parasal bir idari işlem olduğu, bu duruma göre, kendi
talepleri üzerine nakledilen kamu görevlileri ile re’sen
nakledilen kamu görevlilerinin nakil işleminin hukuksal niteliği yönünden
ve yer değiştirmeye bağlı olarak ödenen harcırah bakımından aynı hukuksal
konumda oldukları, bu nedenle, kendi istemleri üzerine naklen başka kamu
kurumlarına ya da başka görev yerlerine atananların karşılaştıkları maddi
külfetin idarece karşılanmasını engelleyen itiraz konusu kuralın
Anayasa’nın 2. maddesinde yer alan sosyal hukuk devleti ve 10. maddesinde
yer alan eşitlik ilkelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
İtiraz konusu kuralla, 10.2.1954 tarihli ve 6245
sayılı Harcırah Kanunu
kapsamı dışında yer alan kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilen
personelden, kendilerinin yazılı talebi üzerine bu kurum ve kuruluşlar
arasında veya bunların başka yerlerdeki birimleri arasında naklen ataması
yapılanlara, mevzuatlarında bu atama için öngörülen harcırahın
ödenmeyeceği, bu amaçla başka bir adla ödeme yapılamayacağı öngörülmüştür.
Asli fonksiyonları kamu hizmetini yürütmek olan ve
bir statü içerisinde görevlerini yerine getiren kamu görevlileri, kamu
hizmetinin iyi işlemesi, idarenin fonksiyonlarını rasyonel ve verimli
olarak yerine getirebilmesi için, ya kendi isteklerine dayalı olarak ya da re’sen, kanunlarda yer alan kurallar çerçevesinde,
yetkili idari makamlarca bulundukları yerden başka bir yere veya
bulundukları görevden başka bir göreve atanabilmektedirler. Bu atamaya bağlı olarak yeni görev yerlerinde
göreve başlayabilmek için bazı giderler yapmak zorunda kaldıkları
gözetilerek, kanun koyucu tarafından, görev yeri değişen kamu görevlisinin
kamu hizmetinin yürütülmesinden kaynaklanan masraflarının karşılanması
amacıyla yasal düzenlemeler yapılmıştır.
Nakil işlemi, idarece takdir yetkisi kapsamında
kamu görevlisinin istemi olmaksızın tesis edilebileceği gibi istemi üzerine
de tesis edilebilir. Nakil isteminde bulunmak kamu görevlileri için bir hak
olarak görülmekte ise de, kamu yararı ve hizmetin gereklerine bağlı olarak
bu istemin idarelerce mutlaka karşılanması zorunluluğu bulunmamaktadır. Her
iki durumda da, yargısal denetim yetkisi saklı kalmak kaydıyla, işlemin
tesis edilip edilmemesi idarenin takdirindedir.
Anayasa’nın 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin
sosyal bir hukuk devleti olduğu belirtilmiştir. Bu
maddede belirtilen sosyal hukuk devleti, temel hak ve özgürlükleri en geniş
ölçüde gerçekleştiren ve güvence altına alan, toplumsal gerekleri ve toplum
yararını gözeten, kişi ve toplum yararı arasında denge kuran, toplumsal
dayanışmayı en üst düzeyde gerçekleştiren, güçsüzleri güçlüler karşısında
koruyarak eşitliği, sosyal adaleti sağlayan, çalışma hayatının gelişmesi
için önlemler alarak çalışanları koruyan, sosyal güvenlik sorunlarını
çözmeyi, ülkenin kalkınmasıyla birlikte ulusal gelirin sosyal katmanlar
arasında adaletli biçimde dağıtılmasını amaç edinmiş devlettir.
Nakil işlemi sonucunda görev yeri değişen kamu
görevlilerinin, maddi açıdan belli bir külfetle karşı karşıya kalmaları ve
bu külfetin kamu hizmetinin yürütülmesinden kaynaklanması nedeniyle
isteklerine dayalı olarak nakledilmiş olsalar da, söz konusu külfetin
idarece karşılanması gerektiğinden, iptali istenilen kural, sosyal hukuk
devleti ilkesi ile bağdaşmamaktadır.
Öte yandan, Anayasa’nın 10. maddesindeki “Kanun
önünde eşitlik ilkesi” hukuksal durumları aynı olanlar için söz konusudur.
Bu ilke ile eylemli değil, hukuksal eşitlik öngörülmüştür. Eşitlik
ilkesinin amacı, aynı durumda bulunan kişilerin yasalar karşısında aynı
işleme bağlı tutulmalarını sağlamak, ayırım yapılmasını ve ayrıcalık
tanınmasını önlemektir. Bu ilkeyle, aynı durumda bulunan kimi kişi ve
topluluklara ayrı kurallar uygulanarak yasa karşısında eşitliğin çiğnenmesi
yasaklanmıştır.
Kendi yazılı talepleri üzerine nakledilen kamu
görevlileri ile re’sen nakledilen kamu
görevlilerinin, nakil işleminin hukuksal niteliği yönünden ve yer
değiştirmeye bağlı olarak ödenen harcırah bakımından, aynı hukuksal konumda
oldukları kuşkusuzdur. Aynı hukuksal konumda olanlar arasında farklı
kurallar öngörülmesi Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırılık oluşturur.
Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural,
Anayasa’nın 2. ve 10. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir.
B- 31.7.2003 Günlü, 4969 Sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 16. Maddesinin (b)
Bendinin, Bu Yasa’nın 1., 2. ve 3. Maddelerinin
22.07.2003 Tarihinden Geçerli Olmak Üzere Yayımı Tarihinde Yürürlüğe
Gireceğini Öngören Hükmünün İncelenmesi
Başvuru kararında, Anayasa Mahkemesi’nin çeşitli
kararlarında ve bilimsel kaynaklarda da belirtildiği üzere, yasaların
geriye yürümesinin ilkece hukuk güvenliği ilkesine aykırı olduğu ve sadece
kamu düzenini ve genel ahlakı ilgilendiren kurallar için kabul gördüğü,
geriye yürütülme söz konusu olsa bile bunun kazanılmış haklara zarar
vermemesi gerektiği, iptali istenilen kuralla 4969 sayılı Yasa’nın 1., 2. ve 3. maddelerinde yer alan ve yolluk ödemesi
yönünden kişilerin haklarını daraltan düzenlemelerin Yasa’nın yayımından
önceki olaylara uygulanmasının sağlandığı, bunun da Anayasa’nın 2.
maddesinde yer alan hukuk devleti ilkesine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
İtiraz konusu düzenlemeyle aşağıdaki kurallar
22.7.2003 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe
konulmuştur:
- 6245 sayılı Harcırah Kanunu kapsamındaki kamu
kurum ve kuruluşlarında kendi yazılı talepleri üzerine, yurt içinde veya
dışındaki daimi bir vazifeye naklen tayin olunanlarla yabancı
memleketlerdeki memuriyet merkezi tebdil olunan veyahut bu yerlerden yurt
içinde diğer bir daimi vazifeye tayin edilen memur ve hizmetlilere ve bu
görevlere açıktan (ilk defa veya yeniden) atananlara ve bunların aile
fertlerine söz konusu atamalara bağlı olarak, yol masrafı, yevmiye, aile
masrafı ve yer değiştirme masrafından oluşan harcırahın verilmemesine neden
olan değişikliğe ilişkin 4969 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin (a) bendi,
- 6245 sayılı Yasa’nın 33. maddesi kapsamında
yapılacak olan yatacak yer temini ödemeleri için (eskiden olduğu gibi)
yalnızca fatura değil, herhangi bir belgenin ibraz edilebilmesine ve belge
bedelini aşmamak üzere gündeliklerin (eskiden olduğu gibi yarısına değil)
tamamına kadar olan kısmının ayrıca ödeneceğine dair yapılan değişikliğe
ilişkin 4969 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin (b) bendi,
- İlk defa veya yeniden bir göreve atanan memur ve
hizmetlilere, 6245 sayılı Harcırah Kanunu kapsamındaki kamu kurum ve
kuruluşlarında çalışmakta iken emekliliğini isteyen veya emekliye sevk
olunan, haklarında toptan ödeme hükümleri uygulanan veya emekli iken Devlet
hizmetine alındıktan sonra cezaen olmamak üzere
vazifelerine son verilen memur ve hizmetlilere, cezaen
olmamak üzere kurumlarınca vazifelerine son verilen hizmetlilere, terhis
olunan yedek subaylara, memur ve hizmetlilerden vefat edenlerle, emekliye
ayrıldıktan veya açığa çıktıktan sonra vefat edenlerden harcırah almamış
olanlara harcırah ödenmemesine neden olan, 4969 sayılı Kanunun 1 inci
maddesinin (c) ve (d) bentleri
- Aylıklarını 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu,
926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu,
3466 sayılı Uzman Jandarma Kanunu,
2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu ve 2802 sayılı Hakimler
ve Savcılar Kanununa göre almakta olanlar ile 22.1.1990 tarihli ve 399
sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye ekli (II) sayılı cetvelde yer alan
personel ve kamu kurumlarında işçi olarak istihdam edilenlerden
emekliliğini isteyen veya emekliye sevk olunanlara, haklarında toptan ödeme
hükümleri uygulananlara, emekli iken yeniden hizmete alındıktan sonra cezaen olmamak üzere görevlerine son verilenlere ve
terhis olan yedek subaylara ve bunlardan görevde iken ölenlerin kanuni
mirasçılarına, damga vergisi hariç herhangi bir vergiye tabi tutulmaksızın beşyüz milyon lira tutarında tazminat ödenmesini sağlamak
amacıyla 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 1. maddesine (d) bendini
ekleyen 4969 sayılı Kanunun 2. maddesi,
- 6245 sayılı Harcırah Kanunun kapsamı dışında yer
alan kamu kurum ve kuruluşlarında, istihdam edilme şekline bakılmaksızın,
ilk defa veya yeniden göreve alınanlar ile bunların aile fertlerine, ilk
defa veya yeniden göreve alınma nedenlerine bağlı olarak harcırah
ödenmeyeceğine ve bu amaçla başka bir adla ödeme yapılmayacağına ilişkin
4.7.2001 günlü, 631 sayılı kanun Hükmünde Kararnameye eklenen 14/A
maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi,
- 6245 sayılı Harcırah Kanunun kapsamı dışında yer
alan kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilen personelden, kendilerinin
yazılı talebi üzerine bu kurum ve kuruluşlar arasında veya bunların başka
yerlerdeki birimleri arasında naklen ataması yapılanlara, mevzuatlarında bu
atama için öngörülen harcırahın ödenmeyeceğine ve bu amaçla başka bir adla
ödeme yapılmayacağına ilişkin 4.7.2001 günlü, 631 sayılı kanun Hükmünde
Kararnameye eklenen 14/A maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi,
- 6245 sayılı Harcırah Kanunu kapsamı dışında yer
alan kamu kurum ve kuruluşlarında emekliliğini isteyen veya emekliye sevk
olunan, haklarında toptan ödeme hükümleri uygulanan veya emekli iken
yeniden hizmete alındıktan sonra vazifelerine son verilen personele, bu nedenlere
bağlı olarak harcırah ödenmeyeceğine, bunlara ilgili mevzuatında öngörülmesi
kaydıyla, damga vergisi hariç hiçbir vergiye tabi tutulmaksızın beşyüz milyon lirayı geçmemek üzere tazminat
ödenebileceğine ilişkin, 4.7.2001 günlü, 631 sayılı kanun Hükmünde
Kararnameye eklenen 14/A maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi,
- 6245 sayılı Harcırah Kanunu kapsamı dışında yer
alan kamu kurum ve kuruluşlarındaki yurt içi ve yurt dışı gündelik
ödemelerinin, emsali Devlet memurlarına 6245 sayılı Harcırah Kanunu
uyarınca yapılan gündelik ödemelerinin birbuçuk
katını geçemeyeceğine, ilgili mevzuatında öngörülmüş olması halinde, bu
kapsamda bulunanlardan yatacak yer temini için ödedikleri ücretleri
belgelendirenlere bu belge karşılığı yapılan ödemelerin birbuçuk
katın hesabında dikkate alınmayacağına ilişkin 4.7.2001 günlü, 631 sayılı kanun
Hükmünde Kararnameye eklenen 14/A maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi,
- Diğer mevzuatın, 4.7.2001 günlü, 631 sayılı Kanun
Hükmünde Kararnameye eklenen 14/A maddesine aykırı hükümlerinin
uygulanmayacağını öngören 14/A maddesinin 2. fıkrası.
Anayasa’nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti,
eylem ve işlemleri hukuka uygun, insan haklarına dayanan, bu hak ve
özgürlükleri koruyup güçlendiren, her alanda adil bir hukuk düzeni kurup
bunu geliştirerek sürdüren, Anayasa’ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan,
hukukun üstün kurallarıyla kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık olan
devlettir.
“Hukuk güvenliği ilkesi”, hukuk devletinde uyulması
zorunlu temel ilkelerden birini oluşturmaktadır. Anayasada öngörülen temel
hak ve özgürlüklerin kullanılmasının ve insan haklarının yaşama egemen
kılınmasının koşullarından biri olan hukuk güvenliği ilkesi, hukuk
normlarının öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde
devlete güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerde bu güven
duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılar.
Daha önce tesis edilmiş bulunan işlemlerin
doğurduğu hukuki sonuçları ortadan kaldıracak şekilde yasama tasarrufunda
bulunulması, hukuk güvenliği ilkesine aykırılık oluşturur. Hukuk devletinin
gereği olan hukuk güvenliğini sağlama yükümlülüğü, kural olarak yasaların
geriye yürütülmemesini gerekli kılar. “Yasaların geriye yürümezliği ilkesi”
uyarınca yasalar, kamu yararı ve kamu düzeninin gerektirdiği, kazanılmış
hakların korunması, mali haklarda iyileştirme gibi kimi ayrıksı durumlar
dışında ilke olarak yürürlük tarihlerinden sonraki olay, işlem ve eylemlere
uygulanmak üzere çıkarılırlar. Yürürlüğe giren yasaların geçmişe ve kesin
nitelik kazanmış hukuksal durumlara etkili olmaması hukukun genel
ilkelerindendir.
İtiraz konusu kuralla; 12.08.2003 günlü, 25197
sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 4969 sayılı Kanun’un, harcırah ve
gündelik ödemesi yönünden kişilerin haklarını daraltan veya ortadan
kaldıran 1. maddesinin (a), (c) ve (d) bentleri ile 631 sayılı Kanun
Hükmünde Kararnameye eklenen 14/A maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b)
bentlerinin ve (c) bendinin “Emekliliğini isteyen veya emekliye sevk
olunan, haklarında toptan ödeme hükümleri uygulanan veya emekli iken
yeniden hizmete alındıktan sonra vazifelerine son verilen personele, bu
nedenlere bağlı olarak harcırah ödenmez;…” bölümü
ile (d) bendinin “Yurt içi ve yurt dışı gündelik ödemeleri, emsali Devlet
memurlarına 6245 sayılı Harcırah Kanunu
uyarınca yapılan gündelik ödemelerinin birbuçuk
katını geçemez.” biçimindeki birinci tümcesinin ve 14/A maddesinin ikinci
fıkrasının bu hükümlere ilişkin kısmının geriye yürütülmesi suretiyle,
kişilerin bazı haklarını daraltan veya ortadan kaldıran düzenlemelerin
yasanın yayımı tarihinden önce gerçekleşen olaylara uygulanmasına neden olunmuştur.
Bu durum, Anayasa’nın 2. maddesinde ifade edilen hukuk devletinde uyulması
zorunlu temel ilkelerden birini oluşturan “Hukuk güvenliği ilkesi”ne aykırıdır.
Bu nedenle itiraz konusu kuralın, 12.08.2003 günlü,
25197 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 4969 sayılı Kanun’un 1. maddesinin
(a), (c) ve (d) bentleri ile 631 sayılı
Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen 14/A maddesinin birinci fıkrasının (a)
ve (b) bentleri ve (c) bendinin “Emekliliğini isteyen veya emekliye sevk
olunan, haklarında toptan ödeme hükümleri uygulanan veya emekli iken
yeniden hizmete alındıktan sonra vazifelerine son verilen personele, bu
nedenlere bağlı olarak harcırah ödenmez;…” bölümü
ve (d) bendinin “Yurt içi ve yurt dışı gündelik ödemeleri, emsali Devlet
memurlarına 6245 sayılı Harcırah Kanunu
uyarınca yapılan gündelik ödemelerinin birbuçuk
katını geçemez.” biçimindeki birinci tümcesi ve 14/A maddesinin ikinci
fıkrasının bu hükümlere ilişkin kısmı yönünden iptali gerekir.
4969 sayılı Kanun’un 1. maddesinin (b) bendi ile 2.
maddesinin ve 631 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen 14/A maddesinin
(c) bendinin “…bunlara ilgili mevzuatında öngörülmesi kaydıyla damga
vergisi hariç hiçbir vergiye tabi tutulmaksızın beşyüz
milyon lirayı geçmemek üzere tazminat ödenebilir.” bölümünün ve (d)
bendinin “İlgili mevzuatında öngörülmüş olması halinde, bu kapsamda
bulunanlardan yatacak yer temini için ödedikleri ücretleri belgelendirenlere
bu belge karşılığı yapılan ödemeler birbuçuk katın
hesabında dikkate alınmaz.” biçimindeki ikinci tümcesinin ve 14/A
maddesinin ikinci fıkrasının bu hükümlere ilişkin kısmının geriye
yürütülmesinin ise ilgililerin hukuken korunması gereken haklarını ihlal
etmediği, bir kısım maddi katkılar ve kolaylıklar sağladığı anlaşıldığından
Anayasa’nın 2. maddesine aykırılık görülmemiştir. İptal isteminin reddi gerekir.
VI- SONUÇ
31.7.2003 günlü, 4969 sayılı Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un:
A- 3. maddesiyle, 4.7.2001 günlü, 631 sayılı
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Mali ve Sosyal Haklarında
Düzenlemeler ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’ye eklenen 14/A maddesinin birinci
fıkrasının (b) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE,
B- 16. maddesinin (b) bendinin, bu Yasa’nın 1., 2. ve 3. maddelerinin 22.07.2003 tarihinden geçerli
olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe gireceğini öngören hükmünün;
1- 1.
maddeye ilişkin kısmının, maddenin;
a- (a),
(c) ve (d) bentleri yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE,
b- (b)
bendi yönünden Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın REDDİNE,
2- 2. maddeye ilişkin kısmının Anayasa’ya aykırı
olmadığına ve itirazın REDDİNE,
3- 3.
maddesiyle 4.7.2001 günlü, 631 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen
14/A maddesinin birinci fıkrasına ilişkin kısmının;
a- (a)
ve (b) bentleri yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE,
b- (c)
bendinin “Emekliliğini isteyen veya emekliye sevk olunan, haklarında toptan
ödeme hükümleri uygulanan veya emekli iken yeniden hizmete alındıktan sonra
vazifelerine son verilen personele, bu nedenlere bağlı olarak harcırah
ödenmez;” bölümü yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE,
c- (c)
bendinin kalan bölümü yönünden Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın
REDDİNE,
d- (d) bendinin birinci tümcesi yönünden
Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE,
e- (d)
bendinin ikinci tümcesi yönünden ise Anayasa’ya aykırı olmadığına ve
itirazın REDDİNE,
4- 3. maddesiyle 4.7.2001 günlü, 631 sayılı Kanun
Hükmünde Kararnameye eklenen 14/A maddesinin “Diğer mevzuatın bu maddeye
aykırı hükümleri uygulanmaz.” biçimindeki
ikinci fıkrasına ilişkin kısmının;
a- Maddenin birinci fıkrasının, (a) ve (b) bentleri
ile (c) bendinin “Emekliliğini
isteyen veya emekliye sevk olunan, haklarında toptan ödeme hükümleri
uygulanan veya emekli iken yeniden hizmete alındıktan sonra vazifelerine
son verilen personele, bu nedenlere bağlı olarak harcırah ödenmez;…” bölümü ve (d) bendinin birinci tümcesi yönünden
Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE,
b-
Maddenin birinci fıkrasının, (c) bendinin kalan bölümü ile (d) bendinin
ikinci tümcesi yönünden Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın REDDİNE,
9.7.2009 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Başkan
Haşim KILIÇ
|
Başkanvekili
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
|
Üye
Sacit
ADALI
|
Üye
Fulya KANTARCIOĞLU
|
Üye
Ahmet AKYALÇIN
|
Üye
Mehmet ERTEN
|
Üye
A. Necmi ÖZLER
|
Üye
Serdar ÖZGÜLDÜR
|
Üye
Şevket APALAK
|
Üye
Serruh
KALELİ
|
Üye
Zehra Ayla PERKTAŞ
|
|