Yargıtay 9. Hukuk Dairesinden:
YARGITAY İLAMI
Esas No : 2011/43739
Karar No : 2011/33748
Mahkemesi : Tunceli Asliye Hukuk
Mahkemesi
Tarihi : 23/5/2011
Numarası : 2010/513-2011/293
Davacı : FADİME SONGÜN ADINA AVUKAT ÖZDEN EREN BAŞKAVAK
Davalı : SAĞLIK BAKANLIĞI (TUNCELİ DEVLET HASTANESİ’NE
İZAFETEN) ADINA AVUKAT AYFER EMİR SARIKAYA
Dahili Davalı : SAYANORA YEMEK HİZ GIDA PETROL MAD LTD ŞTİ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, 23.08.2011 gün ve 245803 sayılı yazısı ile Tunceli Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen
23.05.2011 günlü ve 513-293 sayılı hükmün vekalet ücreti yönünden kanun yararına bozulması talebiyle Dairemize gönderilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
Davacı tarafından açılan işçilik alacaklarına ilişkin davada, davacı 22.11.2010 havale tarihli dava dilekçesiyle 100 TL
ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile 200 TL
fazla çalışma alacağı talep etmiştir. Yapılan bilirkişi incelemesinde
davacının ulusal bayram, genel tatil alacağı 1223,22 TL, fazla çalışma alacağı ise 3.846,52 TL
ve 7.096,60 TL olarak tespit edilmiştir. Davacı vekili 28.03.2011 tarihli ıslah dilekçesiyle sadece ulusal bayram ve genel tatil alacağını 533 TL olarak artırma yoluna gitmiştir. Davacı, ıslah dilekçesinde ulusal
bayram, genel tatil alacağını ana metin ile sonuç ve istem kısmında 733 TL olarak belirtmiştir. Ancak davacı vekili, ıslah dilekçesinde ıslah değeri kısmı, dilekçenin metin kısmı, sonuç ve istem kısımlarında arttırmış olduğu miktarı 533 TL olarak açıklamıştır. Davacı vekilinin
talebini sadece 533 TL olarak artırdığı açıktır. Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere davacının 1223,22 TL'lik ulusal bayram ve genel tatil alacağından %40 hakkaniyet indirimi yapıldığında bulunan miktar 733,93 TL olarak hesaplanmaktadır. Mahkeme ıslah dilekçesi ile bağlı kalarak 633 TL ulusal bayram genel tatil alacağını ve 200 TL fazla çalışma alacağını kararın kesin olduğunu belirterek hüküm altına almış, ulusal bayram genel tatil alacağı bakımından fazlaya ilişkin talebi ise
reddetmiştir.
Bilirkişi raporuna göre fazla çalışma alacağı da gözönüne
alındığında kararın temyiz sınırının üzerinde kaldığı aşikardır.
Mahkeme, davacı vekilinin yaptığı yazım hatasını maddi hata olarak kabul etmesine, alacak miktarını 733,93 TL olarak tespit etmesine, hüküm altına alınan miktarın asıl alacaktan düşük olmasına, fazlaya ilişkin hakların da saklı tutulmasına rağmen davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Yapılan hesaplamalardan açıkça anlaşılacağı üzere dava kısmen kabul edilmiş değildir. Davacının hüküm altına alınan 633 TL ulusal bayram ve genel tatil alacağı dışında halen hüküm altına alınması gereken 100 TL daha alacağı mevcuttur.
Mahkeme bu hususu gözden kaçırarak davanın kısmen kabulüne karar vermiş ve davacının fazlaya ilişkin ulusal bayram
ve genel tatil alacağı talebini reddetmiştir. Mahkemece vekalet ücretine davacının ıslah dilekçesinde 733 TL
talep etmesine rağmen yine aynı ıslah dilekçesinde 633 TL talepte bulunduğu ve fazlaya ilişkin hakkı bulunmadığı gerekçesiyle maddi hataya dayalı olarak hükmedilmiştir.
Davalı lehine hüküm altına alınan vekalet ücretinin kaynağının hakkaniyet indiriminden kaynaklanmadığı anlaşılmakla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma talebi
yerinde görülmediğinden reddine
karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri
Kanununun 429/2 maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeplerle
reddine, kararın bir örneğinin Resmî Gazete'de yayımlanmak üzere Adalet Bakanlığına gönderilmesine 27.09.2011 gününde oybirliği ile karar
verildi.
—— • ——
Yargıtay 19. Hukuk
Dairesinden:
Esas No : 2011/12534
Karar No :
2011/12782
YARGITAY İLAMI
Mahkemesi : Kayseri 5. Sulh Hukuk
Mahkemesi
Tarih : 14/12/2010
No : 1103-1502
Davacı : Aslan Köse vek. Av.
Selim Boz
Davalı : T. İş Bankası A.Ş. vek.
Av. Özlem Doğramacı
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının
yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen
kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca HUMK’nun
427/6. maddesi uyarınca kanun yararına bozma talep edilmesi üzerine dosya
incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Dava; kaynağını 3167 sayılı Yasanın 10. maddesinden
alan her çek yaprağı için muhatap bankanın sorumlu olduğu miktar için
girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali ve icra inkar
tazminatı istemine ilişkindir.
Davalı banka vekili, davanın reddi ile %40
tazminatın davacıdan tahsili gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; yapılan yargılama, toplanan deliller
neticesinde; davanın kısmen kabulüne, dava değeri itibariyle kesin olarak
karar verilmiş, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca HUMK’nun
427/6. maddesi uyarınca kanun yararına bozma talep edilmiştir.
Dava konusu çekin ibraz tarihinde yürürlükte olan
3167 sayılı Yasanın 6. maddesi uyarınca takas odaları aracılığıyla ibraz
edilen çeklerde aynı Yasasının 10. maddesindeki miktarlar ödenmez. Dava
konusu çekin muhatap bankadan başka bankalara ibraz edildiği
anlaşıldığından anılan Yasanın 6. maddesi uyarınca bir karar verilmesi
gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Bu nedenlerle
kanun yararına bozma talebinin kabulü ile hükmün bozulmasına karar
verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığının HUMK’nun 427/6
maddesine dayalı kanun yararına bozma talebinin kabulü ile hükmün hukuki
sonuçlarına etkili olmamak üzere (HUMK md. 427/7) kanun yararına
BOZULMASINA, kararın bir örneğinin Resmî Gazete’de yayımlanmak üzere Adalet
Bakanlığına gönderilmesine (HUMK mad. 427/8) 18/10/2011
gününde oy birliği ile karar verildi.
|