17 Ocak 2012 SALI

Resmî Gazete

Sayı : 28176

DANIŞTAY KARARI

Danıştay Onbeşinci Daire Başkanlığından:

Esas No                              : 2011/163

Karar No                            : 2011/3444

Kanun Yararına Temyiz Eden : Danıştay Başsavcılığı

Davacı                                : Transmed Saç ve Kozmetik Cerrahi Kliniği Tic. Ltd. Şti.

Vekili                                  : Av. Oktay Karaşahin

                                               İnebolu Sok. Sefa Apt. No:55/3 Setüstü-Kabataş/İSTANBUL

Davalı                                 : Gümrük ve Ticaret  Bakanlığı/ANKARA

                                               (Sanayi ve Ticaret Bakanlığı)

İstemin Özeti                     : Davacı şirket tarafından 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümlerine aykırı davranıldığından bahisle 59.192-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin 10/7/2007 tarih ve 142 sayılı Reklam Kurulu kararının iptali istemiyle açılan davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar veren Ankara 6. İdare Mahkemesi'nin 13/9/2007 tarih ve E: 2007/902, K: 2007/1375 sayılı kararının; davacı şirketin başvurusu üzerine Danıştay Başsavcılığı tarafından 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 51. maddesi uyarınca kanun yararına bozulması istenilmektedir.

Danıştay Tetkik Hakimi   : Mehmet Fatih Işık

Düşüncesi                          : İdare Mahkemesi kararının 2577 sayılı Kanun'un 51. maddesi uyarınca kanun yararına ve hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak üzere bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Başsavcısı          : Tansel Çölaşan

Düşüncesi                          : Transmed Saç ve Kozmetik Cerrahi Kliniği Ticaret Limited Şirketine idari para cezası verilmesine ilişkin Reklam Kurulunun 10/7/2007 tarihli ve 142 sayılı kararının iptali istemiyle açılan davayı; 23/7/2007 tarihinde tebliğ edilen işleme karşı 4077 sayılı Kanunun 26. maddesinde yedi gün olarak belirlenen dava açma süresinin son günü olan 30/7/2007 tarihine kadar açılması gereken davanın 3.8.2007 tarihinde Mahkeme kayıtlarına geçen dilekçe ile açıldığı gerekçesiyle süre aşımı yönünden reddeden Ankara 6. İdare Mahkemesinin 13/9/2007 tarihli ve E: 2007/902, K: 2007/1375 sayılı kararının 2577 sayılı Kanunun 51. maddesi uyarınca kanun yararına temyiz edilmesi davacı tarafından istendiğinden, konu incelendi.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 4. maddesinde "Dilekçeler ve savunmalar ile davalara ilişkin her türlü evrak, Danıştay veya ait olduğu mahkeme başkanlıklarına veya bunlara gönderilmek üzere idare veya vergi mahkemesi başkanlıklarına, idare veya vergi mahkemesi bulunmayan yerlerde asliye hukuk hakimliklerine veya yabancı memleketlerde Türk konsolosluklarına verilebilir.", 6. maddesinin (1) numaralı fıkrasında ise "Danıştay, idare mahkemesi ve vergi mahkemesi başkanlıklarına veya 4. maddede yazılı yerlere verilen dilekçelerin harç ve posta ücretleri alındıktan sonra deftere derhal kayıtları yapılarak kayıt tarih ve sayısı dilekçenin üzerine yazılır. Dava bu kaydın yapıldığı tarihte açılmış sayılır. " kuralına yer verildiğinden, yetkili idare mahkemesine gönderilmek üzere başka yerde kurulu bulunan idare veya vergi mahkemesi başkanlıklarına dava dilekçelerinin verilebileceği, bu mahkemelerce harç ve posta ücretleri alındıktan sonra dava dilekçelerinin derhal deftere kayıtlarının yapılması gerektiği, bu kaydın hiç bir şekilde geciktirilemeyeceği, başka bir anlatımla harç ve posta ücretlerinin alınması ile deftere kayıt işlemlerinin arada bir zaman farkı olmaksızın hemen yapılmasının zorunlu olduğu ve davanın bu kaydın yapıldığı tarihte açılmış sayılacağı, bu itibarla dava dilekçesinin harç ve posta ücreti alınarak deftere kaydının yapıldığı günden sonraki bir tarihte hakim tarafından mahkeme kalemine havale edilmiş olmasının bu durumu değiştirmeyeceği açıktır.

Dosyanın incelenmesinden,davacı şirket tarafından İstanbul Bölge İdare Mahkemesi veznesine başvurma harcı, karar harcı, vekaletname harcı ve yürütmenin durdurulması harcı ile posta avansının 30/7/2007 tarihinde yatırıldığı ve Ankara İdare Mahkemesine gönderilmek üzere İstanbul İdare Mahkemesine verilen dava dilekçesinin aynı tarihte nöbetçi hakim tarafından Ankara İdare Mahkemesine havale edildiği, dava dilekçesinin Ankara'ya ulaşmasından sonra Ankara'da kurulu bulunan idare mahkemeleri arasında dağıtım yapılabilmesi için nöbetçi hakim tarafından konulan havale kaydının ise 3/8/2007 tarihli olduğu anlaşılmaktadır.

Bu duruma göre, davacıya 23/7/2007 tarihinde tebliğ edilen idari para cezasının iptali istemiyle 4077 sayılı Kanunun 26. maddesinde öngörülen yedi günlük dava açma süresinin son günü olan 30/7/2007 tarihinde Ankara İdare Mahkemesine gönderilmek üzere İstanbul İdare Mahkemesine verilen ve aynı gün harcı ve posta avansı tahsil edilen dilekçe ile açılan davada süre aşımı bulunmadığından, Ankara'da kurulu bulunan idare mahkemeleri arasındaki dağıtıma esas olmak üzere yapılan havale kayıt tarihine itibar edilmek suretiyle davanın süre aşımı bakımından reddine ilişkin olarak verilen karar niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade etmektedir.

Açıklanan nedenlerle kanun yararına temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onbeşinci Dairesi'nce gereği görüşüldü:

8/6/2011 tarih ve 27958 sayılı mükerrer Resmî Gazete'de yayımlanan 635 ve 640 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameler uyarınca Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın tüzel kişiliğinin kaldırıldığı ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nın kurularak Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü'nün adı geçen Bakanlığa bağlandığı anlaşıldığından, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nın davalı idare olarak kabul edilmesinden sonra işin esasına geçildi:

Dava; 4077 sayılı Kanun hükümlerine aykırı davranıldığı belirtilerek davacı şirkete 59.192-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin 10/7/2007 tarih ve 142 sayılı Reklam Kurulu kararının iptali istemiyle açılmıştır.

Ankara 6. İdare Mahkemesi'nce; dava konusu işlemin 23/7/2007 tarihinde davacı şirkete tebliğ edildiği, 4077 sayılı Kanun'un 26. maddesi uyarınca bu işleme karşı 7 gün içerisinde en geç 30/7/2007 tarihine kadar dava açılması gerekirken, bu süre geçirildikten sonra 3/8/2007 tarihinde açılan davanın 2577 sayılı Kanun'un 15/1-b maddesi uyarınca esasının incelenmesi olanağı bulunmadığı gerekçesiyle, davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Danıştay Başsavcılığı'nca, anılan kararın hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen kanun yararına bozulması istenilmektedir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 51. maddesinde, idare mahkemelerince "kesin olarak verilen" kararların da kanun yararına temyiz olunacağına ilişkin açık bir düzenleme bulunmamakla birlikte, kanun yararına bozmanın amaç ve işlevi dikkate alındığında idare mahkemesince verilen kesin kararların da kanun yararına temyiz olunabileceğine karar verilerek, esasa geçildi:

2577 sayılı Kanun'un 4. maddesinde; dilekçeler ve savunmalar ile davalara ilişkin her türlü evrakın, Danıştay veya ait olduğu mahkeme başkanlıklarına veya bunlara gönderilmek üzere idare veya vergi mahkemesi başkanlıklarına, idare veya vergi mahkemesi bulunmayan yerlerde asliye hukuk hakimliklerine veya yabancı memleketlerde Türk konsolosluklarına verilebileceği, 6. maddesinin birinci fıkrasında ise; Danıştay, idare mahkemesi ve vergi mahkemesi başkanlıklarına veya 4. maddede yazılı yerlere verilen dilekçelerin harç ve posta ücretleri alındıktan sonra deftere derhal kayıtları yapılarak kayıt tarih ve sayısının dilekçenin üzerine yazılacağı, davanın bu kaydın yapıldığı tarihte açılmış sayılacağı kuralına yer verilmiştir.

4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un uyuşmazlık tarihinde yürürlükte bulunan 26. maddesinin ikinci fıkrasında ise; bu Kanun'da öngörülen para cezalarına karşı tebliğ tarihinden itibaren en geç yedi gün içerisinde yetkili idare mahkemesine itiraz edilebileceği, itirazın idarece verilen cezanın yerine getirilmesini durdurmayacağı ve zaruret görülmeyen hallerde evrak üzerinde inceleme yapılarak en kısa sürede sonuçlandırılacağı, itiraz üzerine idare mahkemesince verilen kararların kesin olduğu hükme bağlanmıştır.

Dosyanın incelenmesinden; davacı şirkete 4077 sayılı Kanun uyarınca verilen idarî para cezasının 23/7/2007 tarihinde tebliğ edildiği, bu işleme karşı Ankara İdare Mahkemesine gönderilmek üzere, 30/7/2007 tarihinde İstanbul İdare Mahkemesi kayıtlarına giren dilekçe ile dava açıldığı, aynı tarihte harç ve posta giderlerinin yatırıldığı, 2577 sayılı Kanun'un 6. maddesi uyarınca dava dilekçesinin İstanbul İdare Mahkemesi kayıtlarına giriş tarihi esas alındığında, davanın 4077 sayılı Kanun'un 26. maddesine uygun olarak süresinde açıldığı anlaşılmaktadır.

Bu durumda; davayı süre aşımı nedeniyle reddeden İdare mahkemesi kararının kanun yararına bozulması gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle, Danıştay Başsavcılığı tarafından yapılan kanun yararına temyiz isteminin kabulü ile Ankara 6. İdare Mahkemesi'nin 13/9/2007 tarih ve E: 2007/902, K: 2007/1375 sayılı kararının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 51. maddesi uyarınca hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA, kararın birer örneğinin ilgili Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Danıştay Başsavcılığı'na gönderilmesine ve kararın Resmî Gazete'de yayımlanmasına, 2/11/2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.