Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı)’ndan:
GELİR VERGİSİ
GENEL TEBLİĞİ
(SERİ NO: 303)
BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç ve Kapsam
Amaç ve
kapsam
MADDE 1 –
(1) 31/12/1960 tarihli ve 193
sayılı Gelir Vergisi Kanununun 9, 23, 25, 32 ve 61 inci maddelerinde,
21/3/2018 tarihli ve 7103 sayılı Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunla yapılan değişikliklerin
uygulanmasına ilişkin usul ve esasların belirlenmesi bu Tebliğin amaç ve
kapsamını oluşturmaktadır.
İKİNCİ BÖLÜM
İhtiyaç Fazlası
Elektrik Enerjisinin Satışında Esnaf Muaflığı
Yasal
düzenleme
MADDE 2 – (1) 7103 sayılı Kanunla, 193 sayılı Kanunun esnaf
muaflığını düzenleyen 9 uncu maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki (9)
numaralı bent eklenmiştir.
“9.
14/3/2013 tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu uyarınca
lisanssız yürütülebilecek faaliyetler kapsamında yenilenebilir enerji
kaynaklarına dayalı elektrik enerjisi üretimi amacıyla, sahibi oldukları
veya kiraladıkları konutların çatı ve/veya cephelerinde kurdukları kurulu
gücü azami 10 kW’a kadar (10 kW dâhil) olan (Kat maliklerince ana
gayrimenkulün ortak elektrik enerjisi ihtiyacının karşılanması amacıyla
kurulan dâhil) yalnızca bir üretim tesisinden üretilen elektrik enerjisinin
ihtiyaç fazlasını son kaynak tedarik şirketine satanlar (Bu bendin uygulanmasında
üçüncü fıkra hükmü dikkate alınmaz.);”
Muafiyetin
kapsamı ve şartları
MADDE 3 –
(1) 193 sayılı Kanunun 9 uncu
maddesine eklenen bent uyarınca, 6446 sayılı Kanuna göre lisanssız
yürütülebilecek faaliyetler kapsamında yenilenebilir enerji kaynaklarına
dayalı olarak sahibi olunan veya kiralanan konutlarda kurulan tesislerde,
elektrik üretimi yapan ve ihtiyaç fazlasını satan gerçek kişiler, esnaf
muaflığından aşağıdaki şartlar dahilinde faydalanacaktır.
a) Üretim tesisinin sahip olunan veya kiralanan
konutların çatı ve/veya cephelerinde (Kat maliklerince ana gayrimenkulün
ortak elektrik enerjisi ihtiyacının karşılanması amacıyla kurulanlar dâhil)
kurulu olması,
b) Üretim tesisinin kurulu gücünün azami 10 kW (10
kW dâhil) olması,
c) Elektriğin yalnızca bir üretim tesisinde
üretilmesi,
ç) Üretilen elektrik enerjisinden ihtiyaç
fazlasının son kaynak tedarik şirketine satılması.
(2) Elektrik enerjisi satışının devamlı olarak
yapılması, muafiyetten yararlanmaya engel teşkil etmeyecektir.
(3) Ticari, zirai veya mesleki kazanç dolayısıyla
gerçek usulde gelir vergisi mükellefi olmak, anılan muafiyetten
yararlanmaya engel değildir.
(4) Elektrik enerjisi üretim tesisinin,
apartmanların çatı ve/veya cephelerinde kurulması halinde de birinci fıkrada
belirtilen şartlar dahilinde esnaf muaflığından yararlanılacaktır.
(5) Apartman yönetimi tarafından apartmanın
elektrik ihtiyacını karşılamak için kurulan elektrik üretim tesisinin
mülkiyet hakkı, hisseleri oranında kat maliklerine ait olduğundan, ihtiyaç
fazlası elektriğin son tedarik şirketine satışından elde edilen gelirler de
vergi kanunları açısından yönetimin değil kat maliklerinin geliri olarak
kabul edilmektedir. Ana gayrimenkulün ortak elektrik enerjisi ihtiyacının
karşılanması amacıyla apartman yönetimi tarafından kurulan üretim tesisinde
üretilen ihtiyaç fazlası enerjinin son kaynak tedarik şirketine satışında
her bir malik muafiyetten ayrı ayrı faydalanacaktır.
(6) Elde edilen gelirin apartman yönetimleri
tarafından tahsil edilip ortak giderlerin karşılanmasında kullanılması
ve/veya kat maliklerine dağıtılması bu muafiyetten faydalanılmasına engel
teşkil etmeyecektir.
(7) Apartmanların işyeri olarak kullanılan bağımsız
bölümlerinin bulunması halinde de apartmanın ortak elektrik enerjisi
ihtiyacının karşılanması amacıyla kurulan üretim tesisinde üretilen ihtiyaç
fazlası enerjinin son kaynak tedarik şirketine satışı, muafiyetten
yararlanmaya engel teşkil etmeyecektir.
(8) Sahibi olunan veya kiralanan işyerlerinde
kurulan tesislerde üretilen elektriğin ihtiyaç fazlasının satışından dolayı
esnaf muaflığından yararlanılamayacaktır. Ancak konutunu hem işyeri hem de
mesken olarak kullananların bu kapsamda elde ettiği kazançları ise muafiyet
kapsamında kabul edilecektir.
(9) Gerçek kişilerce kullanılan birden fazla
konutta elektrik üretim tesisi kurulduğu durumlarda, sadece bir tesis için
esnaf muaflığından faydalanılabileceğinden, hangi tesis için esnaf
muaflığından faydalanılacağı, ilgili son kaynak tedarik şirketine bildirilmek
suretiyle serbestçe belirlenebilecektir.
Üretilen
elektrik enerjisinin satışında vergi tevkifatı ve belgelendirme
MADDE 4 – (1) 193 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin son
fıkrasında, "Bu muaflığın, 94
üncü madde uyarınca tevkif suretiyle kesilen vergiye şümulü yoktur."
hükmü yer almakta olup aynı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında
vergi tevkifatı yapmak zorunda olanlar ile tevkifata tabi tutulacak
ödemeler belirtilmiş, aynı fıkranın 13 numaralı bendinde vergiden muaf
esnafa yapılan ödemeler tevkifat kapsamına alınmış olup esnaf muaflığından
yararlananlara ihtiyaç fazlası elektrik bedeli olarak yapılan ödemelerde
tevkifat oranı 14/5/2018 tarihli ve 2018/11750 sayılı Bakanlar Kurulu
Kararıyla %0 olarak belirlenmiştir.
(2) Esnaf muaflığından yararlananlardan elektrik
enerjisi alan son kaynak tedarik şirketlerinin, ihtiyaç fazlası elektrik
enerjisi alımları karşılığı yaptıkları ödemeler muhtasar beyanname ile
beyan edilecek ve tevkifat oranı, 14/5/2018 tarihli ve 2018/11750 sayılı
Bakanlar Kurulu Kararı gereği %0 olarak uygulanacaktır. Ödemenin kat maliklerince
oluşturulan yönetimlere yapılması, gelir vergisi tevkifat uygulamasını
değiştirmeyecektir.
(3) 6446 sayılı Kanun uyarınca lisanssız
yürütülebilecek faaliyetler kapsamında yenilenebilir enerji kaynaklarına
dayalı elektrik enerjisi üretimi amacıyla, sahibi oldukları veya
kiraladıkları konutların çatı ve/veya cephelerinde kurdukları kurulu gücü
azami 10 kW’a kadar (10 kW dâhil) olan (Kat maliklerince ana gayrimenkulün
ortak elektrik enerjisi ihtiyacının karşılanması amacıyla kurulan dâhil) yalnızca
bir üretim tesisinde üretilen ve son kaynak tedarik şirketlerince satın
alınan elektrik enerjisinin tamamının gider pusulası ile belgelendirilmesi
esas olmakla birlikte, münhasıran bu ödemelere ilişkin olmak üzere, gider
pusulasında bulunması gereken bilgileri (imza hariç) ihtiva eden banka
dekontları ile de belgelendirilmesi mümkündür.
(4) Ana gayrimenkulün ortak enerji ihtiyacının
karşılanması amacıyla kurulan tesislerden yapılan satışlarda, gider
pusulasının, 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer
257 nci maddesinde yer alan yetkiye istinaden kat maliklerince oluşturulan
yönetim adına düzenlenmesi uygun bulunmuştur.
Örnek 1: Bay (A), sahibi olduğu konutunun çatısında, kurulu
gücü azami 10 kW olan üretim tesisinden elde ettiği elektrik enerjisinden
ihtiyaç fazlasını, (B) son kaynak tedarik şirketine satmaktadır. Bay (A),
bu faaliyetinden dolayı esnaf muaflığından yararlanacak olup (B) tedarik
şirketi, Bay (A)'ya enerji bedeli karşılığı olarak yapacağı ödemeler
nedeniyle gider pusulası düzenleyecek ve bu ödemelere, 193 sayılı Kanunun
94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (13) numaralı bendi uyarınca sıfır
oranında tevkifat uygulayacaktır.
Örnek 2: (C) apartman yönetimi, apartmanın ortak elektrik
ihtiyacının karşılanması amacıyla, apartmanın çatısında, kurulu gücü azami
10 kW olan üretim tesisinden elde ettiği elektrik enerjisinden ihtiyaç
fazlasını, (D) son kaynak tedarik şirketine satmaktadır. Bu satıştan dolayı
(C) apartmanındaki kat malikleri esnaf muaflığından yararlanacaktır. (D)
tedarik şirketi, (C) apartman yönetimine enerji bedeli karşılığı olarak
yapacağı ödemeler nedeniyle gider pusulası düzenleyecek ve bu ödemelere,
193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (13) numaralı
bendi uyarınca sıfır oranında tevkifat uygulayacaktır.
Muafiyetten
faydalananların yükümlülükleri
MADDE 5 – (1) 193 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin birinci
fıkrasının (9) numaralı bendi kapsamında esnaf muaflığından faydalananların
mükellefiyet tesisi, belge düzenleme, defter tutma, beyanname verme gibi
yükümlülükleri olmayacaktır. Bu muafiyetten yararlananların, kendilerine
düzenlenen gider pusulalarını ve bu faaliyetleri ile ilgili olarak satın
aldıkları mal ve giderlerine ilişkin belgelerini 213 sayılı Kanunda
öngörülen süre boyunca saklamaları zorunludur.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Kadın Hizmet Erbabına Sağlanan Kreş ve Gündüz
Bakımevi
Yardımında
Gelir Vergisi İstisnası
Yasal
düzenleme ve dayanak
MADDE 6 –
(1) 7103 sayılı Kanunla, 193
sayılı Kanunun gelir vergisinden istisna edilen ücretleri düzenleyen 23
üncü maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki (16) numaralı bent eklenmiştir.
“16.
İşverenlerce, kadın hizmet erbabına kreş ve gündüz bakımevi hizmeti
verilmek suretiyle sağlanan menfaatler (İşverenlerce bu hizmetlerin
verilmediği durumlarda, ödemenin doğrudan bu hizmetleri sağlayan gelir veya
kurumlar vergisi mükelleflerine yapılması şartıyla, her bir çocuk için
aylık, asgarî ücretin aylık brüt tutarının %15’ini aşmamak üzere bu
istisnadan yararlanılır. Kreş ve gündüz bakımevi hizmetini sağlayanlara
yapılan ödemelerin belirlenen istisna tutarını aşan kısmı ile hizmet
erbabına bu amaçla nakden yapılan ödemeler ve sağlanan menfaatler ücret
olarak vergilendirilir. Bu bentte yer alan %15 oranını, asgarî ücretin
aylık brüt tutarının %50’sine kadar artırmaya ve kanuni seviyesine
getirmeye Bakanlar Kurulu, bu istisnanın uygulanmasına ilişkin usul ve
esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.).”
İstisnanın
kapsamı ve uygulaması
MADDE 7 – (1) Kreş ve gündüz bakımevi hizmetinin
işverenlerce iş yerinde verilmesi halinde, bu hizmetten faydalanan kadın
hizmet erbabına sağlanan menfaatin tamamı gelir vergisinden istisna
olacaktır. Söz konusu hizmetin, işverenin kendisine ait veya kiralamış
olduğu diğer yerlerde verilmesi istisna uygulamasına engel teşkil
etmeyecektir.
(2) İşverenlerce, kreş ve gündüz bakımevi
hizmetinin işyerinde verilmediği durumlarda, kadın hizmet erbabının hizmet
aldığı gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince işletilen kreş ve gündüz
bakım evlerine ödeme yapılmak suretiyle sağlanan menfaatler de istisna
kapsamındadır. Kadın hizmet erbabına sağlanan menfaatin ücret istisnasına
tabi tutulabilmesi için; bu hizmetin gelir veya kurumlar vergisi
mükelleflerince işletilen kreş ve gündüz bakım evlerinden alınması,
ödemenin hizmet erbabına değil doğrudan bu hizmeti sağlayan mükelleflere
yapılması gerekmektedir. Hizmet erbabına doğrudan yapılan ödemeler ve
sağlanan menfaatler ise ücret olarak vergilendirilecektir.
(3) İşverenlerce, gelir veya kurumlar vergisi
mükelleflerince işletilen kreş ve gündüz bakım evlerine ödeme yapıldığı
durumlarda, istisnadan yararlanılacak tutar her bir çocuk için asgarî
ücretin aylık brüt tutarının %15’ini aşmayacaktır. Sağlanan menfaatin
asgari ücretin aylık brüt tutarının %15’ini aşması halinde, aşan kısım
ücret olarak vergilendirilecektir.
%15 oranını, asgarî ücretin aylık brüt tutarının
%50’sine kadar artırmaya ve kanuni seviyesine getirmeye Bakanlar Kuruluna
yetki verilmiştir. 5/5/2018 tarihli ve 30412 sayılı Resmî Gazete’de
yayımlanan 2018/11674 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile %15 oranı, bu
tarihten itibaren asgari ücretin brüt tutarının %50’si olarak
belirlenmiştir.
(4) İşverenlerce, kadın hizmet erbabı adına
doğrudan kreş ve gündüz bakımevi işleten mükelleflere yapılan ödemelerin
belli bir dönem için toplu olarak yapılması durumunda, her bir aya isabet
eden tutar, ilgili ay ücret matrahı ile ilişkilendirilerek istisna
uygulanacaktır.
(5) Gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince,
işveren tarafından ödenen tutar da dahil olmak üzere, kreş ve gündüz
bakımevi hizmeti karşılığı olarak faturanın hizmet erbabı adına
düzenlenmesi gerekmekte olup, işverenlerin bu kapsamda yaptığı ödemelere
ilişkin belgeleri 213 sayılı Kanunda öngörülen süre boyunca saklamaları
zorunludur.
(6) Kadın hizmet erbabına, 193 sayılı Kanunun 23
üncü maddesinin birinci fıkrasının (16) numaralı bendi kapsamında sağlanan
menfaat ve yapılan ödemelere ilişkin tutarların, asıl ücret ile birlikte ücret
bordrosunda gösterilmesi gerekmektedir.
Örnek 3: (C) A.Ş., çalıştırdığı hizmet erbabına işyerinde
kreş hizmeti vermektedir. İşyerinde 30 hizmet erbabı çalışmakta olup,
hizmet erbabından 20’si kreş hizmetinden yararlanmaktadır. Kreş hizmetinden
yararlanan hizmet erbabının 15’i kadın, 5’i erkektir. Bu durumda kreş
hizmetinden yararlanan 15 kadın hizmet erbabı için sağlanan menfaatin
tamamı istisna kapsamında olacak, erkek hizmet erbabı yönünden ise söz
konusu menfaat ücret olarak vergilendirilecektir.
Örnek 4: (D) Ltd. Şti. ile asgari ücretle çalışan hizmet
erbabı Bayan (R) arasında düzenlenen bireysel iş sözleşmesinde, Bayan
(R)’nin asıl ücretine ilave olarak 500 TL kreş yardımı ödeneceği öngörülmüş
olup, (D) Ltd. Şti., Bayan (R)’nin bir çocuğu için hizmet aldığı kreş
işletmesine, kreş yardımı olarak aylık 500 TL ödemeye başlamıştır.
Bireysel iş sözleşmesine istinaden asıl ücretine
ilave olarak Bayan (R) için kreşe yapılan aylık 500 TL ödeme, asgari
ücretin brüt tutarının %50’si olan (2.029,50x%50=) 1.014,75 TL’yi
aşmadığından, gelir vergisinden istisna edilecektir.
Örnek 5: İşyerinde kreş hizmeti vermeyen (E) Ltd. Şti.,
5.000 TL brüt ücretle çalışan hizmet erbabı Bayan (S)’nin bir çocuğu için
hizmet aldığı kreş işletmesine kreş yardımı olarak bireysel iş sözleşmesine
istinaden aylık 1.200 TL ödemektedir.
Asıl ücretine ilave olarak Bayan (S) için kreş
yardımı kapsamında yapılan aylık 1.200 TL’lik ödemenin, asgari ücretin brüt
tutarının %50’si olan (2.029,50x%50=) 1.014,75 TL’lik kısmı gelir
vergisinden istisna edilecektir. İstisnayı aşan tutar olan (1.200-1.014,75=)
185,25 TL ise ücret olarak vergilendirilecektir.
(7) İşverenlerce, ilgili Kanunlar, toplu iş
sözleşmeleri veya bireysel iş sözleşmelerine istinaden hizmet erbabına,
asıl ücretine ilave olarak bazı ödemeler yapılabilmekte ve menfaatler
sağlanabilmektedir. Yapılan bu tarz ödeme ve sağlanan menfaatler, 193 sayılı
Kanun uygulamasında ücret kapsamında değerlendirilmektedir.
(8) 193 sayılı Kanunun 23 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (16) numaralı bendinde yer alan istisna düzenlemesinin kapsamı;
işverenlerce, ilgili Kanunlar, toplu iş sözleşmeleri veya bireysel iş
sözleşmelerine istinaden, kadın hizmet erbabına işyerinde kreş ve gündüz
bakımevi hizmeti verilmesi veya bu hizmetlerin verilmediği durumlarda, bu
hizmetleri sağlayan gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerine doğrudan
ödeme yapılması suretiyle, kadın hizmet erbabının asıl ücretine ek olarak
sağlanan menfaatlerin gelir vergisinden istisna edilmesidir.
Bu kapsamda, istisnadan faydalanılması için kadın
hizmet erbabına sağlanan menfaatin, ilgili Kanunlar, toplu iş sözleşmeleri
veya bireysel iş sözleşmelerine dayanarak ödenen asıl ücrete ilave olarak
sağlanması şart olup, kadın hizmet erbabının asıl ücretinin bir kısmının
kreş ve gündüz bakımevi hizmeti ödemesi gibi değerlendirilmek suretiyle
anılan istisnaya konu edilmesi mümkün değildir.
Örnek 6: İşveren (M)’ye bağlı olarak 4.000 TL ücretle
çalışan hizmet erbabı Bayan (Ş), bir çocuğu için kreş işletmesine aylık
1.000 TL kreş ücreti ödemektedir. Bayan (Ş)’nin talebi üzerine, kreş
işletmesine ödemiş olduğu 1.000 TL kreş ücreti, işvereni tarafından ücretinden
kesilmek suretiyle ödenmeye başlanmıştır.
İşveren (M), Bayan (Ş)’nin asıl ücretinden keserek
kreş işletmesine ödediği 1.000 TL ile sadece ödemeye aracılık ettiği, Bayan
(Ş)’nin almış olduğu asıl ücretine ilave bir menfaat sağlamadığı için, bu
ödeme dolayısıyla 193 sayılı Kanunun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının
(16) numaralı bendi kapsamında gelir vergisi istisnasından faydalanılması
söz konusu olmayacaktır.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Hizmet Erbabına
Ödenen Tazminatların Vergilendirilmesi ile İstisna Uygulaması
Yasal
düzenleme ve dayanak
MADDE 8 – (1) 7103 sayılı Kanunla 193 sayılı Kanunun
tazminat ve yardımlarda gelir vergisi istisnasını düzenleyen 25 inci
maddesinin birinci fıkrasının (7) numaralı bendi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“7. a)
25/8/1971 tarihli ve 1475 sayılı İş Kanunu ve 20/4/1967 tarihli ve 854
sayılı Deniz İş Kanununa göre ödenmesi gereken kıdem tazminatlarının tamamı
ile 13/6/1952 tarihli ve 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla
Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanuna göre ödenen
kıdem tazminatlarının hizmet erbabının 24 aylığını aşmayan miktarları
(Hizmet ifa etmeksizin ödenen ücretler tazminat sayılmaz.);
b) Hizmet
erbabının tabi olduğu mevzuata göre bu bendin (a) alt bendinde belirtilen
istisna tutarının hesabında dikkate alınmak şartıyla, hizmet sözleşmesi
sona erdikten sonra; karşılıklı sonlandırma sözleşmesi veya ikale sözleşmesi
kapsamında ödenen tazminatlar, iş kaybı tazminatları, iş sonu tazminatları,
iş güvencesi tazminatları gibi çeşitli adlar altında yapılan ödemeler ve
yardımlar (Bu bendin uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye
Maliye Bakanlığı yetkilidir.);”
(2) 7103 sayılı Kanunla 193 sayılı Kanunun 61 inci
maddesinin üçüncü fıkrasına aşağıdaki (7) numaralı bent eklenmiştir.
“7. Hizmet
sözleşmesi sona erdikten sonra; karşılıklı sonlandırma sözleşmesi veya
ikale sözleşmesi kapsamında ödenen tazminatlar, iş kaybı tazminatları, iş
sonu tazminatları, iş güvencesi tazminatları gibi çeşitli adlar altında
yapılan ödemeler ve yardımlar.”
Hizmet
sözleşmesi sona erdikten sonra yapılan ödemeler ve yardımların
vergilendirilmesi
MADDE 9 – (1) 193 sayılı Kanunun 61 inci maddesinin üçüncü
fıkrasına eklenen bent hükmü ile hizmet sözleşmesi sona erdikten sonra;
karşılıklı sonlandırma sözleşmesi ve ikale sözleşmesi gibi sözleşmeler
kapsamında ödenen tazminatlar, iş kaybı tazminatları, iş sonu tazminatları,
iş güvencesi tazminatları gibi çeşitli adlar altında yapılan ödemeler ve
yardımların ücret olarak kabul edildiği ve vergilendirildiği hususuna
açıklık getirilmiştir.
(2) Bu tazminatlar, hizmet erbabına işten ayrılma,
emekli olma, dava açmama vb. nedenlerle çalışmasından bağımsız olarak
ödenmiş olup olmadığına bakılmaksızın, ücret hükümlerine göre
vergilendirilecektir.
Kıdem
tazminatlarında istisna uygulaması
MADDE 10
– (1) 7103 sayılı Kanunla 193
sayılı Kanunun 25 inci maddesinin birinci fıkrasının yeniden düzenlenen (7)
numaralı bendinin (a) alt bendi ile 1475, 854 ve 5953 sayılı Kanunlara göre
ödenen kıdem tazminatlarına uygulanacak istisnaya ilişkin düzenleme aynen
korunmuştur.
(2) Bu çerçevede ücret kapsamında değerlendirilen;
a) 1475 ve 854 sayılı Kanunlar uyarınca ödenmesi
gereken kıdem tazminatları,
b) 5953 sayılı Kanun uyarınca yapılan ve çalışanın
son brüt ücreti üzerinden hesaplanan ve ödenen 24 aylık tutarı aşmayan
kıdem tazminatları
gelir vergisinden istisna edilecektir.
(3) 1475 ve 854 sayılı Kanunlar uyarınca, hizmet
erbabının çalıştığı süre ve kıdem tazminatına esas ücreti dikkate alınarak
hesaplanan ve ödenen kıdem tazminatları istisna kapsamına girmekte olup
hesaplanan bu tutarları aşan ilave ödemeler ise ücret kapsamında
değerlendirilmek suretiyle vergilendirilecektir. Dolayısıyla, hizmet
erbabının kıdem tazminatına esas ücretine göre hesaplanan ve en yüksek
Devlet memuruna bir hizmet yılı için ödenen azami emekli ikramiyesi
tutarını aşan ödemelerde ise en yüksek Devlet memuruna ödenen azami emekli
ikramiyesi kadarlık kısmı istisnaya konu edilecek, aşan kısmı ise ücret
olarak vergilendirilecektir.
(4) Kıdem tazminatının yıllık miktarı 14/7/1965
tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi en yüksek Devlet memuruna
8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu
hükümlerine göre bir hizmet yılı için ödenecek azami emekli ikramiyesini
geçemez. Bu tutar, 2/1/2018 tarihi itibariyle 5.001,76 TL’dir.
Örnek 7: (A) Anonim şirketinde 10 yıl süreyle çalıştıktan
sonra 15/1/2018 tarihinde işten ayrılan Bay (B)’ye, 1475 sayılı Kanun
uyarınca işvereni tarafından, kıdem tazminatına esas ücreti olan 4.000 TL
üzerinden 40.000 TL kıdem tazminatı ödenmiştir.
Buna göre, Bay (B)’ye 1475 sayılı Kanun kapsamında
hesaplanarak ödenen ve en yüksek Devlet memuruna ödenen azami emeklilik
ikramiyesinin (5.001,76x10=) 50.017,60 TL’nin altında kalan 40.000 TL kıdem
tazminatının tamamı, gelir vergisinden istisna edilecektir.
Örnek 8: (C) Anonim şirketinde 20 yıl süreyle çalıştıktan
sonra 5/2/2018 tarihinde işten ayrılan Bay (D)’ye, işvereni tarafından 854
sayılı Kanun uyarınca, kıdem tazminatına esas ücreti olan 7.500 TL
üzerinden hesaplanan 150.000 TL kıdem tazminatı ödenmiştir.
Hesaplanan kıdem tazminatı tutarı 150.000 TL olsa
da, istisna edilecek tutar, en yüksek Devlet memuruna bir hizmet yılı için
ödenen azami emekli ikramiyesi tutarı ve çalışma süresi dikkate alınarak
hesaplanan tutarı aşamayacaktır.
Buna göre, Bay (D)’nin 20 yıl çalışması karşılığı
istisna edilecek azami tutar (5.001,76x20=) 100.035,20 TL dir. Bu nedenle
Bay (D)’ye ödenen 150.000 TL kıdem tazminatının 100.035,20 TL lik kısmı
gelir vergisinden istisna edilecek, aşan kısım olan (150.000-100.035,20=)
49.964,80 TL ise ücret olarak vergiye tabi tutulacaktır.
Örnek 9: (E) Gazetesinde 30 yıl süreyle çalıştıktan sonra
15/3/2018 tarihinde emekli olan Bayan (S)’ye işvereni tarafından 5953
sayılı Kanun uyarınca, son aya ilişkin brüt ücreti olan 10.000 TL üzerinden
hesaplanan 300.000 TL kıdem tazminatı ödenmiştir.
Bayan (S)’ye ödenen kıdem tazminatının, 24 aylığına
isabet eden tutar olan (24x10.000=) 240.000 TL gelir vergisinden istisna
edilecek, kalan tutar (300.000-240.000=) 60.000 TL ise gelir vergisine tabi
olacaktır.
Hizmet
sözleşmesi sona erdikten sonra yapılan ödemeler ve yardımlarda istisna
MADDE 11
– (1) Çalışma hayatında hizmet
erbabına işten ayrılma, emekli olma, dava açılmaması vb. nedenlerle
karşılıklı sonlandırma sözleşmesi veya ikale sözleşmesi kapsamında ödenen
tazminatlar, iş kaybı tazminatları, iş sonu tazminatları, iş güvencesi
tazminatları gibi ödemeler yapılabilmektedir. 193 sayılı Kanunun 25 inci
maddesinin birinci fıkrasının (7) numaralı bendinin (b) alt bendinde
yapılan düzenleme ile bu ödemelerinde çalışanın tabi olduğu mevzuata göre
kıdem tazminatına ilişkin istisna tutarının hesabında dikkate alınması
gerektiği hususuna açıklık getirilmiştir. Buna göre, anılan Kanunlar
uyarınca ödenecek kıdem tazminatlarından gelir vergisinden istisna edilecek
tutar hesap edilirken, yukarıda sayılan ödemeler de dahil edilerek
ödemelerin toplamı üzerinden istisna uygulanacak, istisnayı aşan tutarlar
ise ücret olarak gelir vergisine tabi tutulacaktır.
(2) 1475 ve 854 sayılı Kanunlar uyarınca bu
Tebliğin 10 uncu maddesinde belirtildiği şekilde hesaplanan kıdem tazminatı
tutarı dışında, birinci fıkrada sayılan ilave bir tazminat ödemesi
yapılması halinde, bu ödemenin; bu tutar ile kıdem tazminatı tutarı
toplamının, en yüksek Devlet memuruna ödenen azami emekli ikramiyesi
tutarını aşmayan kısmı istisnaya konu edilecektir.
(3) 5953 sayılı Kanun uyarınca kıdem tazminatı
ödenen hizmet erbabına, bu tazminat dışında, birinci fıkrada sayılan ilave
bir tazminat ödemesi yapılması halinde, bu tutar ile kıdem tazminatı tutarı
toplamının, çalışanın son brüt ücreti üzerinden hesaplanan 24 aylık
tutarını aşmayan kısmı istisnaya tabi tutulacaktır.
(4) 1475 ve 854 sayılı Kanunlara tabi olarak
çalışanlara kıdem tazminatı ödenmediği, ancak birinci fıkrada sayılan bir
tazminat ödendiği durumlarda, ödenen bu tazminat tutarının, en yüksek
Devlet memuruna ödenen azami emekli ikramiyesi tutarını aşmayan kısmı, 5953
sayılı Kanuna tabi olarak çalışanlarda ise çalışanın son brüt ücreti
üzerinden hesaplanan 24 aylık tutarını aşmayan kısmı istisnaya tabi
tutulacak, aşan kısmı ise ücret olarak vergiye tabi tutulacaktır.
Örnek 10: (Ç) A.Ş.’de 10 yıl süreyle çalıştıktan sonra
12/1/2018 tarihinde işten ayrılan Bay (H)’ye, işvereni tarafından 1475
sayılı Kanun uyarınca, kıdem tazminatına esas ücreti olan 3.000 TL
üzerinden 30.000 TL kıdem tazminatı ile karşılıklı sonlandırma sözleşmesine
(ikale) istinaden 50.000 TL iş güvencesi tazminatı olmak üzere toplam
80.000 TL ödeme yapılmıştır.
2/1/2018 tarihi itibariyle 657 sayılı Kanuna tabi
en yüksek Devlet memuruna bir hizmet yılı için ödenecek azami emekli
ikramiyesi tutarı 5.001,76 TL dir.
Bay (H)’ye yapılan 80.000 TL lik ödemenin gelir
vergisinden istisna edilecek tutarı aşağıdaki gibi olacaktır.
Kıdem
tazminatı tutarı 30.000,00
TL
İş güvencesi
tazminatı 50.000,00
TL
Ödenen
toplam tutar 80.000,00
TL
Vergiden
istisna edilecek tutar (5.001,76x10=) 50.017,60
TL
Vergiye tabi
tutar (80.000-50.017,60=) 29.982,40
TL
Örnek 11: (K) A.Ş.’de 854 sayılı Kanuna tabi olarak, 15 yıl
süreyle çalıştıktan sonra ikale sözleşmesi ile 2/2/2018 tarihinde işten
ayrılan Bayan (L)’ye, işvereni tarafından 55.000 TL iş kaybı tazminatı
ödenmiş olup ayrıca kıdem tazminatı ödemesi yapılmamıştır.
Bayan (L)’ye yapılan 55.000 TL lik ödemenin gelir
vergisinden istisna edilecek tutarı aşağıdaki gibi olacaktır.
İş kaybı
tazminatı 55.000,00
TL
Vergiden
istisna edilecek tutar (5.001,76x10=) 50.017,60
TL
Vergiye tabi
tutar (55.000-50.017,60=) 4.982,40
TL
Örnek 12:
(M) A.Ş.’de 5953 sayılı Kanun
kapsamında 20 yıl süreyle çalıştıktan sonra, 15/3/2018 tarihinde emekliliğe
ayrılan ve en son aya ilişkin ücreti 20.000 TL olan Bayan (N)’ye işvereni
tarafından 400.000 TL kıdem tazminatı ve 500.000 TL emeklilik tazminatı (ikramiyesi)
ödenmiştir.
Bayan (N)’ye yapılan 900.000 TL lik ödemenin gelir
vergisinden istisna edilecek tutarı aşağıdaki gibi olacaktır.
Kıdem
tazminatı tutarı 400.000
TL
Emeklilik
tazminatı (ikramiyesi) 500.000
TL
Ödenen
toplam tutar 900.000
TL
Vergiden
istisna edilecek tutar (20.000 TL x 24=) 480.000
TL
Vergiye tabi
tutar (900.000 TL-480.000 TL=) 420.000
TL
657
sayılı Kanunun 4/b ve mülga 4/c maddeleri kapsamında çalışan personele
ödenen iş sonu tazminatlarının vergilendirilmesi
MADDE 12 – (1) 657 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin (B)
fıkrası kapsamındaki sözleşmeli personele ve mülga (C) fıkrası kapsamındaki
geçici personele hizmet sözleşmelerinin sona ermesi nedeniyle ödenen iş
sonu tazminatları da 193 sayılı Kanunun 25 inci maddesinin birinci
fıkrasının (7) numaralı bendi uyarınca, bu Tebliğin 10 ve 11 inci
maddelerinde yapılan açıklamalar çerçevesinde gelir vergisinden istisna
edilecektir.
(2) 7103 sayılı Kanunun yayımı tarihinden önce 657
sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin (B) fıkrası kapsamındaki sözleşmeli
personele ve mülga (C) fıkrası kapsamındaki geçici personele ödenen iş sonu
tazminatları üzerinden gelir vergisi kesintisinin yapılmış olması
durumunda, zamanaşımı süresi de dikkate alınarak;
a) Kesilen gelir vergisini dava konusu yapmayan
mükelleflerin, ilgili muhasebe birimlerine dilekçeyle başvurmaları,
b) Mahkemelerde ihtilafı devam eden ve bu Tebliğin
yayımı tarihi itibarıyla yargıda kesinleşmemiş işlemlere ilişkin olarak;
mükelleflerin, davalarından feragat etmeleri ve buna ilişkin ilgili
mahkemeden feragat ettiklerini gösterir şerhli dilekçe örneğini veya bu
belge temin edilemediği takdirde feragat nedeniyle verilecek karar örneğini
muhasebe birimlerine ibraz etmeleri
kaydıyla, tahsil edilen gelir vergisinin red ve
iadesi yapılacaktır.
BEŞİNCİ BÖLÜM
İlave Asgari
Geçim İndirimi Düzenlemesi
Yasal
düzenleme ve dayanak
MADDE 13
– (1) 7103 sayılı Kanunla 193
sayılı Kanunun 32 nci maddesine dördüncü fıkrasından sonra gelmek üzere
aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Net
ücretleri, bu Kanunun 103 üncü maddesinde yazılı tarife nedeniyle bu
maddedeki esaslara göre sadece kendisi için asgarî geçim indirimi
hesaplanan asgarî ücretlilere, içinde bulunulan yılın Ocak ayına ilişkin
ödenen net ücretin (ilgili yılda geçerli asgarî ücretin dönemsel olarak
farklı tutarlarda belirlenmiş olması halinde, yeni asgarî ücretin geçerli
olduğu aylar için artışın uygulandığı ilk aydaki ücret üzerinden Kanunun
103 üncü maddesinde yer alan tarifenin ilk dilimindeki oran baz alınarak
hesaplanan net ücretin) altında kalanlara, bu tutar ile bu tutarın altında
kalındığı aylara ilişkin olarak aylık hesaplanan net ücreti arasındaki fark
tutar, ücretlinin asgarî geçim indirimine ayrıca ilave edilir. Bu fıkrada
geçen net ücret, yasal kesintiler sonrası ücret tutarına asgarî geçim
indiriminin ilavesi sonucu oluşan ücreti ifade eder.”
(2) 4/12/2007 tarihli ve 26720 sayılı Resmî
Gazete’de yayımlanan 265 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde asgari
geçim indirimi uygulamasına ilişkin usul ve esaslar açıklanmıştır.
Uygulama
esasları
MADDE 14
– (1) Net ücretleri, 193 sayılı
Kanunun 103 üncü maddesinde yazılı tarife nedeniyle aynı Kanunun 32 nci
maddedeki esaslara göre sadece kendisi için asgarî geçim indirimi
hesaplanan asgarî ücretlilere, içinde bulunulan yılın Ocak ayına ilişkin
ödenen net ücretin altında kalanlara, bu tutar ile bu tutarın altında
kalındığı aylara ilişkin olarak aylık hesaplanan net ücreti arasındaki fark
tutar, ücretlinin asgari geçim indirimine ayrıca ilave edilecektir.
(2) Bu fark tutar, 265 Seri No.lu Gelir Vergisi
Genel Tebliğinde belirtilen esaslara göre düzenlenen “Asgari Geçim İndirimi
Bordrosu”nda hesaplanan asgari geçim indirimine ayrıca ilave edilecektir.
(3) Asgari geçim indirimi bordrosunda yer alan
ilave tutar dahil toplam asgari geçim indirimi tutarı, ücret ödemesinin
yapıldığı döneme ilişkin ücret bordrosunun "Asgari Geçim
İndirimi" satırına aktarılacaktır.
(4) İkinci fıkrada belirtilen esaslara göre
hesaplanan ilave tutar dahil toplam asgari geçim indirimi tutarı, hizmet
erbabının ücreti üzerinden hesaplanan gelir vergisinden mahsup edilecektir.
Mahsup işleminin yapılabilmesi için, söz konusu tutarın ücretlilere ödenmiş
olması gerekmektedir.
(5) Asgari geçim indiriminin toplamı, ücretlinin o
aydaki ücretinden kesilen gelir vergisinden fazla olamayacaktır.
(6) Bu Tebliğin uygulamasında net ücret, yasal kesintiler
sonrası ücret tutarına asgari geçim indiriminin ilavesi sonucu oluşan
ücreti ifade etmektedir.
(7) Hizmet erbabına yapılan ve ücret olarak kabul
edilen tazminat ve prim gibi mutat olmayan ödemeler, esas itibarıyla yıllık
bazda ücretlinin gelirini artırdığından, bu ödemeler nedeniyle üst dilime
girilmesi nedeniyle aylık net ücretin düştüğünden söz edilemeyecek ve ilave
asgari geçim indirimi uygulanmayacaktır.
(8) Hizmet erbabının, ücret aldığı dönemde işe
başlaması veya işten ayrılması, ücretsiz izin ve benzeri nedenlerle net
ücretinin Ocak ayında sadece kendisi için asgari geçim indirimi hesaplanan
asgari ücretlilere ödenen net ücretin altına düşmesi durumunda ilave asgari
geçim indirimi uygulanmayacaktır.
(9) Asgari geçim indiriminin hesaplanması ve uygulanmasına
ilişkin olarak bu Tebliğde yer almayan hususlar hakkında, 265 Seri No.lu
Gelir Vergisi Genel Tebliğinde yer alan açıklamalar dikkate alınacaktır.
(10) İlgili yılda geçerli asgari ücretin dönemsel
olarak farklı tutarlarda belirlenmiş olması halinde, baz alınan Ocak ayına
ilişkin ödenen net ücret yerine, yeni asgari ücretin geçerli olduğu aylar
için artışın uygulandığı ilk aydaki ücret üzerinden Kanunun 103 üncü
maddesinde yer alan tarifenin ilk dilimindeki oran baz alınarak hesaplanan
net ücret esas alınacak ve buna göre ilave asgari geçim indirimi
uygulanacaktır.
Örnek 13: Bekâr ve çocuksuz olan hizmet erbabı Bay (A)’nın,
2018 yılı Ocak ayında asgari geçim indirimi dâhil net ücreti 1.603,12 TL
dir.
193 sayılı Kanunun 103 üncü maddesinde yer alan
vergi tarifesi nedeniyle Bay (A)’nın, 2018 yılı Eylül ayı net ücreti
1.566,84 TL’ye Ekim, Kasım ve Aralık ayı net ücreti ise 1.516,87 TL’ye
düşmektedir.
Bay (A)’nın, Eylül ayından itibaren eline geçen net
ücretinin 1.603,12 TL’nin altında kalması nedeniyle, Eylül ayı için
(1.603,12-1.566,84=) 36,28 TL Ekim, Kasım ve Aralık ayları için ise
(1.603,12-1.516,87=) 86,25 TL asgari geçim indirimine ilave edilerek hizmet
erbabına ödenecektir.
Örnek 14: Bay (B) asgari ücretli olarak çalışmaktadır. Bay
(B), evli ve 1 çocuklu olup eşi çalışmamaktadır.
Bay (B)’nin 2018 yılı Ocak ayında asgari geçim
indirimi dâhil net ücreti 1.656,40 TL olup Ekim, Kasım ve Aralık ayları net
ücreti 193 sayılı Kanunun 103 üncü maddesinde yer alan vergi tarifesi
nedeniyle 1.570,15 TL ye düşmektedir.
Buna göre, hizmet erbabının söz konusu dönemlerde
eline geçen ücretinin 1.603,12 TL nin altında kalan kısmı olan
(1.603,12-1.570,15=) 32,97 TL asgari geçim indirimine ilave edilerek hizmet
erbabına ödenecektir.
Örnek 15: Bay (C) asgari ücretli olarak çalışmaktadır. Bay
(C) evli ve 3 çocuklu olup eşi çalışmamaktadır.
Bay (C)’nin 2018 yılı Ocak ayında asgari geçim
indirimi dâhil net ücreti 1.709,67 TL dir. Eylül ayı net ücreti 1.673,39
TL, Ekim, Kasım ve Aralık ayları net ücreti ise 193 sayılı Kanunun 103 üncü
maddesinde yer alan vergi tarifesi nedeniyle 1.623,42 TL’ye düşmektedir.
Bay (C)’nin, Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık ayları
net ücreti 1.603,12 TL’nin altına düşmediğinden ilave asgari geçim
indiriminden yararlanması söz konusu olmayacaktır.
Örnek 16: Evli, eşi çalışmayan ve 1 çocuk sahibi Bay (R)
asgari ücretli olarak çalışmaktadır. Bay (R)’nin 2018 yılı Ocak ayında
asgari geçim indirimi dâhil net ücreti 1.603,12 TL’dir.
İşvereni tarafından Bay (R)’ye Mart ayında 5.000 TL
prim ödemesi yapılması nedeniyle gelir vergisine esas tarifede üst dilime
girilmiş ve Bay (R)’nin ücreti, Temmuz ayından itibaren 1.603,12 TL nin
altına düşmüştür.
Her ne kadar Bay (R)’nin Temmuz ayından itibaren
net ücreti, 1.603,12 TL’nin altına düşmüş olsa bile, yıl içerisinde elde
edilen kümülatif ücrete bakıldığında, prim ödemesi nedeniyle yıllık bazda
asgari ücretin altına düşmediğinden ilave asgari geçim indirimi
uygulanmayacaktır.
Yürürlük
MADDE 15
– (1) Bu Tebliğ yayımı tarihinde
yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 16
– (1) Bu Tebliğ hükümlerini Maliye
Bakanı yürütür.
|